Recep Tayyip Erdoğan, referandumu yüzde elli bir oyla kazandı.
Ancak ezici bir çoğunlukla gelmeyince buruk bir galibiyet oldu. Bunun kritiğini Ak Parti ve Erdoğan mutlaka yapacak ve gerekli tedbirleri alacaktır.
Muhalefet ise bu seçimde -açık konuşalım- yenildi ama ezilmedi.
Karşısında iki büyük sağ parti olmasına rağmen bu kitleden oy alıp yüzde elliye yaklaştı.
Muhalefet açısından bunun önemli bir sonucu var:
2019 seçimleri için artık daha bir ümitli, özgüvenli olacaklar.
Kendilerince kritik eşiği aştılar. Artık yüzde bir ikilik bir atakla seçim kazanabilme ihtimallerinin doğduğunu düşünüyorlar.
Tabii bunların doğru olup olmadığını ilerde göreceğiz. Benim dikkatimi çeken şey şudur:
Sanki birileri bu yüzde kırk dokuza güvenip yeni bir gezi kalkışması planlıyor. Bunların ayak sesini duyar gibiyim.
Öyle ya!
Halk vesayet sistemine dur diyerek yeni bir model getirdi. Eski sistemin savunucuları ise inanın bu yüzde kırk dokuzu hiç beklemiyorlardı.
Bu yüzde kırk dokuzun içindeki azınlık bir grup “ya, biz de halkı ikna ederek, onlara yaklaşarak oy alabiliyorsak neden daha çok çalışıp daha fazla oy almayalım” demeyip bu gücü, ülkeyi kaosa götürecek yeni bir sokak hareketine çevirmeyi planlıyor olabilir.
Seçimde istediklerine çok yaklaşmalarına rağmen hevesleri kursaklarında kalan bu yapı, acaba 15 Temmuz kalkışmasının kitle ayağı olmaya mı çalışacak?
Malum ki Türkiye’nin vesayet odaklarıyla savaş verdiğini biliyoruz. Biz bu savaşları yalnızca seçimle vermiyoruz.
Gezi ayaklanmasını unuttuk mu?
17-25 Aralık neyin kumpasıydı?
15 Temmuz kimlerin savaşıydı?
Kimse bir seçimi kazandık diye artık rahata erdik, bundan sonra mücadele dönemi bitti, hadi keyfimize bakalım demesin.
Çünkü hakla batılın savaşı ilelebet sürecektir.
Çünkü Türkiye kazanırsa bütün mazlum İslam dünyası kazanacak. İslam âlemi başsız kalmayacaktır. Bunun farkında olan şer güçleri ellerinden geleni arkalarına koymayacaktır.
Lakin bu sefer dikkat etsinler. Ülkenin inançlı kesimi bu sefer 15 Temmuz ile kendilerini iyice bilediler, özgüvenlerini artırdılar.
Meselenin Gezi döneminde “ağaç” olmadığını kendi tarafına anlatmak isteyen asilere; meselenin “memleket meselesi” olduğunu öğretecek milyonlar var.
Ama açıkçası şuna da dikkat kesilelim ki birileri iki tarafı sokakta karşı karşıya getirip ülkeyi yeni bir darbe veya dış müdahaleye uygun bir hale getirmeye çalışabilir.
Bu sefer de ordu içindeki Kemalist-sol yapı aklından böyle bir darbe girişimini geçirebilir.
O yüzden herhangi bir kışkırtmaya gelmemek için herkesin daha duyarlı, soğukkanlı davranması gerekiyor.