Son dönemlerde Ak Parti, üzerinde biriken tüm tozları silkelemeye başladı. Her zaman ki gibi Cumhurbaşkanımızın gidişata el atması,sorunların giderilmesi,aksaklıkların ortadan kalkması adına itici güç oluşturdu.Ancak silkelemenin henüz başında.Çünkü biriken tozları tespit etme süreci de sancılı.
2002 yılında Ak Parti kurulduğunda gençlik yıllarımın başlarındaydım.Ne kadar büyük bir heyecanla mutluluk duyduğumuzu,üniversite yıllarında idrak etmeye başladığımız ülke ve inançlarımızdan dolayı yaşadığımız sorunlarımıza ilaç olacağının farkındaydık. 2004 yılında, öğretmenlik stajında başörtülü bayan arkadaşlarımızın sınıftan atılmasını,Ak Parti milletvekilimize ilettiğimizde derhal harekete geçerek sorunun çözülmesini ve arkadaşlardan örtülü bir özür dilenmesini sağlaması, bizim için belki de o ana kadar ki en büyük kazanımdı.
Gençlik kollarında çeşitli görevler önerildiğinde sadece ve sadece,önerinin mutluluğunu yaşayıp, gönül verenlerden olmayı seçmiştik. Aklımızda,ruhumuzda asla bir beklenti yoktu.Bizim gibi sıradan vatandaşların,inanan insanların sesi olarak gürlüyordu her platformda Ak Parti. Bu bize yeterdi.
Zaman içinde türlü badireler atlattık.Hem ülke olarak hem Ak Parti olarak saldırılara karşı mücadele edildi.Büyük başarılar sağlandı.Ta ki muzaffer olmanın gözleri kamaştırmasına kadar.Bu göz dönmesi yalnızca Reis'te ve davası inanç olanlarda yaşanmadı.Kiminin kısa süreli,kiminin tamamen. Aslanların avladıkları ceylanı parçalaması gibi herkes Ak Partinin kazanımlarından doğan güce saldırdı.Bir şeyler kopardı kendi adına. Kimdi peki bunlar?Kimi işadamı,kimi bürokrat,kimi yalaka şahsiyet,kimi sendikacı,kimi siyasetçi.Tek bir arzuları vardı,ben duygusu.
Artık inanç uğruna yapılan mücadeleler kazanılmış,ganimet paylaşım dönemi devreye girmişti kimilerine göre.Biz ve bizim gibi sıradan vatandaşlar,sevdalılar uzaktan izlemekle yetiniyorduk olan biteni.Ne sesimizi duyuracak gücümüz ne de bizim sesimizi duyacak yetkililer vardı ortada.Uzaklaştılar fark etmeden, fark ettirmeden.
Bir kara gecede alçakça,şerefsizce saldıran Emperyalist kuklaları fetöcüler,tekrar zincirlemek istiyordu,bedenleri ve zihinleri.Gecenin sessizliğini,ganimetçilerin sessizliğini Reisin "Halkımı sokaklara davet ediyorum" emri,bozguna uğrattı.Gecenin karanlığında ortada gözükmeyen ganimetçiler, sonraki ve sonraki akşamlar meydanlarda en ön saflardaydılar.Siper edilen gövdelerin üzerinde yükseliyorlardı.
Ve tüm bu çirkinliklerin arasında,tüm güzellikler tozlu gözüküyordu.
İşte tam bu esnada yeniden Reis gürledi.Başlayan silkeleme operasyonları,menfaatçi bürokratları,işadamlarını,şahsiyetsizleri temizleyene ve sıradan vatandaşların,inancına gönül verenlerin sesi yükselene kadar devam etmeli.Ak parti, bir partiden öte bir dava hareketidir.
Dava ise Allah yolunda dosdoğru olabilmektir.