Ak Parti 1 Kasım’da yüzde kırk dokuz ile müthiş bir başarı kazandı. Yalnızca beş ay öncesine göre oy oranını yüzde sekiz buçuk, oy sayısını ise beş milyon arttırdı.
Ak Parti dahil toplumun bütün kesimleri için sürpriz bir sonuçtu.
Seçim öncesi yapılan araştırmalarda yüzde kırk yedi diyen bir araştırma şirketi dahi büyük eleştirilere uğramıştı. Herkes tek başına iktidarı beklese de bu kadar büyük bir oy oranını kimse beklemiyordu.
Peki ne olmuştu da Ak Parti eldekileri hiç kaybetmeden beş ay içerisinde beş milyon oy daha kazandı? Halk nasıl ikna olmuştu acaba Ak Parti’nin yüzde kırk dokuzu hak ettiğine?
Birçok şey yazıldı, çizildi. İstikrar dendi, muhalefetin çapsızlığı dendi, koalisyon korkusu dendi vesaire. Tabii ki bunların hepsi doğruluk payı taşıyor.
Halk muhalefetin iktidara öyle pek de hazır olmadığını gördü.
Koalisyon ihtimali bile piyasayı ve halkı tedirgin etti.
Ak Parti’nin ülkeye kattığı değerler daha iyi anlaşıldı.
Bunların hepsini kabul ediyoruz. Bununla birlikte halkın Ak Parti’ye 7 Haziran’da kestiği cezadan keskin bir U dönüşü yapması bana üstat Refik Halit’in Memleket Hikayeleri adlı kitabındaki bir hikayeyi anımsattı.
Kitapta yer alan Komşu Namusu adlı hikayenin konusu kısaca şöyledir:
Şakir Efendi, Osman Bey ve Baki Efendi aynı yerde görev yapan üç memurdur. Şakir Efendi, Osman Bey’e komşusu Baki Efendi’nin karısı tarafından aldatıldığını söyler. Sonunda konuyu Baki Efendi’ye açmaya karar verirler. İş çıkışı meyhanede konuyu açarlar. Baki Efendi, Şakir Efendi’nin evinden kendi evini gözlemeye başlar.
Baki Efendi’nin evinin önüne gelen şahıs etrafına bakar ve içeri girer. Şakir Efendi Baki Efendi’ye ne yapacağını sorar. Baki Efendi’de boşayacağını söyleyerek kızgınlıkla evden çıkıp kendi evine doğru yola koyulur. Şakir Efendi, silah sesi duyacağını sanır. Ancak Baki Efendi’nin kapıdan az önce giren adamı yolcu ettiğini görür. Ertesi gün merakla ne olduğunu sorar. Hikayenin finalini Refik Halit’ten okuyalım: “Baki kızardı; rahatını feda etmemek, alıştığı rahattan, sakin, gürültüsüz hayattan ayrılmamak için her şeye katlanmış bir adam vaziyetiyle, en açık bir hileye aldanmış göründü, „Nafile endişe etmişiz,? dedi, „gelen doktormuş, bizim Doktor Hüsnü Bey. Haremim (eşim) sancılanmış da.
Evet üstat Refik Halit’in hikayesi böyle.
Halkımız Ak Parti’de belli sıkıntıları görse de elde ettiği kazanımların riske girdiğini görünce tek başına iktidarı Ak Parti’ye verdi.
Umarım Ak Parti kadroları beş aydaki bu beş milyonluk oy artışını büyük bir zafer şarhoşluğu ile karşılayıp gerçeklere gözlerini kapatmazlar. Çünkü bir dahaki sefere halktan bir Baki Efendi tavrını göremeyeceklerini bilmeliler.
15 Kasım 2015, 16:59
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Kenan - 9 yıl önce
çok cesur ve ilginç bir benzetme. Hiç böyle bir yaklaşıma rastlamamıştım . Orjinal
Ali - 9 yıl önce
Çok okuyan bir kişilik tarafından yazılmış bir yaklasima benziyo ilginç ve zekice..
Ahmet - 9 yıl önce
Devam edelim okuyan insan belli oluyor
Yüsra - 9 yıl önce
Benzetme cuk oturmuş. sonucu beraber izleyelim. Değişirmi görelim.