1 Kasım seçimleri yaklaştı. Bütün partiler bir önceki seçim sonuçlarına göre yeni seçimde stratejilerini belirliyorlar.
Muhalefet partileri 7 Haziran seçim stratejilerini Ak Parti yerine Tayyip Erdoğan karşıtlığı üzerine kurmuştu. Seçime CHP, MHP, HDP ile birlikte Ak Parti değil de sanki Tayyip Erdoğan giriyordu.
Seçim meydanlarında iktidar partisini eleştirip halka kendi plan ve programlarını anlatması gereken muhalefet, bunları bir yana bırakıp Tayyip Erdoğan’a sürekli çatarak, adeta Cumhurbaşkanı ile mücadele ediyordu.
Muhalefetin Cumhurbaşkanı ile ilgili en önemli argümanı ise her nedense Aksaray’dı.
Görünen o ki bu 1 Kasım seçimlerinde de muhalefet, dilini Erdoğan ve Aksaray karşıtlığı üzerine ayarlayacak.
Şimdi gelin sizle bu saray eleştirisinin gerçek sebepleri üzerine bir değerlendirme yapalım.
Acaba birbiriyle tamamen siyasal görüşlere sahip CHP, MHP ve HDP’yi bu saray eleştirisinde ortak noktaya getiren zihinsel ve siyasal kodlar neydi?
80 öncesi siyasal mücadelesini CHP ile mücadeleye, 80 sonrası mücadelesini ise HDP ve onun zihniyeti ile mücadeleye dayandıran MHP nasıl oldu da Aksaray konusunda Demirtaş’ın, Kılıçdaroğlu’nun dilini kullanır oldu?
Aksaray öncesi Cumhurbaşkanlığı yerleşkesi olan Çankaya acaba rejim açısından neler ifade ediyor?
Çankaya; camilerin kapatıldığı, ahır haline getirildiği, Kuran okumanın yasaklandığı bir dönemin ürünüdür.
Tek parti döneminde milli, dini olana ait ne varsa kesilip atılıyor millete adeta yeni seküler bir din dikte ediliyordu. Bu yeni dine bir de –haşa- mabed lazımdı.
Sonunda şairin biri çıktı dedi ki:
Kabe Arab’ın olsun
Çankaya bize yeter
İşte şimdi CHP, MHP ve HDP’nin Aksaray alerjisi eminim daha iyi anlaşılmıştır. Bu ruh üçüzleri –haşa- Kabe’ye alternatif gösterilen Çankaya için boşa ağıt yakmıyorlar.
Bundan yetmiş seksen sene evvel CHP zihniyetli bir şairin yazdığı yukarıdaki dizeleri bir düşünelim. Bir de bu yıl 1 Mayıs kutlamalarından hemen önce HDP lideri Demirtaş’ın “Taksim işçilerin Kabesidir” anlamına gelen sözlerini düşünelim.
Bu zihniyetin hayata, dine bakışı nasıl da ortak değil mi?
Yetmiş seksen yıldır birileri bu millete yeni bir kıble arayıp duruyor. Bu zihniyetin israfı, harcanan parayı bahane edip Aksaray’a saldırmasındaki asıl gayeleri budur. Kendi oluşturdukları seküler dinlerinin sembolünü terk edilmiş şekilde görmeye dayanamıyorlar.
Bunların asıl derdi Aksaray’a harcanan para değil, Çankaya’yı böyle işlevsiz görmeye dayanamamalarıdır.
Peki büten bu gerçeklere rağmen kendisinin İslami gelenekten geldiğini söyleyip saray eleştirilerinde muhalefetle aynı dili konuşanlara ne demeli?
Yoksa milletin asli değerleriyle savaşan , halkın en temel insani , dini haklarını engellemeye çalışan bu zihniyetin “israf” , “masraf” gibi komik bahanelerine hala inanıyor muyuz ?