Eskiden uzun kış gecelerinde köy odalarında toplanılır. cenk kitapları, siyreti nebi, Köroğlu, Battal Gazi kitapları okunurdu. Müslüman cengâverler ölünce bir hüzün çökerdi odalara. Herkes duygulanır, gözlerden yaşlar süzülür, kazanınca gözler parlar bir sevinç kaplardı odaları. milli ve manevi duygular bu sayede diri tutulurdu. bazen de büyükler askerlik hikayelerini anlatırlardı .herkes er olarak yapmıştı askerliğini .sadece iki kişi çavuş olarak yapmıştı askerliğini onların da çavuşlukları zaten devam ediyordu.İsmail Çavuş ve Osman Çavuş. Sarıkürklü’de Sakallı Dede, Babam ve Hacı Ali Emmi bilirdi eski Türkçeyi. Yatsı namazından sonra genellikle Sakallı Dede, Kadı Emmi,Kömüş’ün Ali’nin odalarda toplanılırdı uzun kış gecelerinde elektrik dersen zaten yoktu, zifiri karanlıkta ya çırayla ya da herkes bir keven yakar öyle giderdi komşuya. Kitaplar gaz lambası veya çıra ışığın da okunurdu bin bir zahmetle.Kafir askerleri ölünce sevinilir gururlanılır,Müslüman bir asker ölünce odada hüzün hakim olurdu Dedik ya cenk kitaplarını sakallı dede ve Babam okurdu, geriye kalan herkes dinleyiciydi. Yine o kış gecelerinin birinde Sakallı Dede’nin odada toplanılmıştı.Hz. Ali’nin cenkleri okunuyordu.Hikayenin bir yerinde Hz. Alinin kılıcı Zülfikar’ın Allah tarafından gökten gönderildiğinden bahsediliyordu. Gasımın İrecep zayıf sıska narin bir adamdı, temizliğine çok dikkat eder tabakası elinden düşmez devamlı tütün içerdi.çok kibar adamdı.kolay kolay her denilene de inanmazdı sinirliydi herşeye kızar yorum yapardı .Köşesinden doğruldu, “Arkadaşlar” dedi.”Benim bu işe aklım yatmadı, bu laf valla ha da yalan billa ha da yalan arkadaş " Odaya buz gibi bir hava hakim oldu herkes ona baktı yiyecek gibi .Bu Kasım’ın İrecebin ilk vukuatı da değildi köylüye göre, bir seferinde de müslüman askeri bir kılıç darbesiyle 30 kafiri öldürmüş ,herkes sevinmiş fakat o itiraz etmişti “Yav arkadaşlar bu düpedüz yalan bu Arapların yidiği dört dene hurma, nasıl öldürür bir vuruşta otuz kafiri”demişti.Köylü bu nedenle o günden beri zaten kızgındı. Sakallı Dede: “İrecep Ağa sus çarpılın haaaa! Aklıyın yitmediği şiylere bunnunu sokma. kitap yalan mı söylüyor arkadaş” dedi .Odadakiler Sakallı Dede'yi tasdiklediler . “Çarpılırsan gorün öyle langır lungur gonuşmayı” Gademmi: “Hacarkadaş inanmazsan inanma, seni zorunan inandıracak deelik, sen gine de bir tööbe istifar getir” dedi Gasımın İrecep hiç geri adım atmadı Dedik ya inat adamdı. Bir defasında da Karasaz’ dan bin bir zahmetle eşeklerle getirdiği kırk eşek yükü kamış otunu hanımı Yokuş Hala’ya kızdığı için kibriti çalıp yakmıştı. Sinirli adamdı,daha çok sinirlendi. Zülfikar’ın gökten indirilmediğine kimseyi inandıramamıştı." Ben gidiyorum arkadaş nörürseniz görün" dedi. sigarası ağzındaydı Allaha ısmarladık bile demeden kapıya yöneldi. Ağzından sigarasını aldı, odadaki cemaate dönerek USULCA SESLENDİ.: Ulan akılsızlar ALLAHIN GÖĞDE DEMİRCİ DÜKKANI MI VAR?
Yusuf DOĞDU