Ne demek ‘Monarşi veya Tek Adam’?
Monarşi: En yüksek yetkinin,devletin sürekli başkanının (Monark) elinde bulunduğu yönetim şekli.
Bu gün Dünyadaki 29 Monarşiden 10’u Avrupada bulunur. İngiltere, Hollanda, İsveç, Norveç, Danimarka, İspanya, Belçika, Monaco, Liechtenstein, Vatikan. Bu ülkeler Vatikan hariç Anayasal Monarşi.Yani hem Anayasaları var hem de Kral veya Kraliçeleri.
Bu ülkelerden İngiltere Kraliçesi aynı zamanda 15 Ülkenin Kraliçesi. Britanya’da Meclisi feshetme ve Başbakan atama yetkisi var.Norveç Kralı Harald, Norveç Kilisesinin resmi lideri ve ülkenin başkomutanı.Her ülkeyle ilgili ayrıntılı bilgi verebiliriz ancak işin özü bu değil.
Bu Avrupa Monarşileri bir şekilde Anayasal sistemleri içinde Kral veya Kraliçelerini sisteme dahil etmişler ve hiçbir otoriterlik,diktatör anlayış egemen olmamış.Hatta Danimarka da yapılan bir ankete göre halkın % 77’si Monarşiden memnun.Diğer Avrupa monarşileri de çok farklı değil.
Bu ülkelerin hepsi demokratik!
Bu ülkelerin hepsi özgürlükçü!
Bu ülkelerin hepsi insan haklarına saygılı!
Ancak konu Türkiye ve istikrar olunca, Avrupa’nın kılcal damarları hemen harekete geçip Tek Adamlık-Diktatörlük kavramlarını piyasaya sürerek ülkemizdeki işbirlikçilerini hareketlendiriyor.Sanal korkular oluşturarak halkımızı korku ve kaygıya sevketmeye uğraşıyor.
Oysa ki 16 Nisan 2017 Cumhurbaşkanlığı Referandumu bir Monark veya Tek Adam seçimi değildir.Adından da anlaşılacağı üzere bir referandumdur.Yani demokrasilerin olmazsa olmazı halkın tercihini, iradesini ortaya koyabilme sürecidir.
Aksine,yüzyıllardan gelen gelenek ve değerlerimizin,inançlarımızın,kişisel-toplumsal haklarımızın özgürlüklerimizin Anayasal zemine oturtularak,belli zümrelerin,Tek Adamların halkın iradesini süngüleyerek,Batı dayatmalarına peşkeş çekmesinin önüne Anayasayı ve Cumhurbaşkanını dikme referandumudur.
Cumhurbaşkanlığı sistemi incelendiğinde görülecektir ki;Cumhurbaşkanlığı babadan oğula geçmiyor yani 5 yılda bir seçim var ve ve bir Cumhurbaşkanı en fazla 2 defa seçilebiliyor.Cumhurbaşakanı şu an Vatana ihanet dışında yargılanamazken,yeni sistemde Türk Ceza Kanunu’nda var olan tüm suçlardan yargılanabilecek.Her kararı Anayasal denetime açık olacak.Meclisin konu edinmediği konular dışında kararname yayınlayamayacak ve Kararnameler hiyerarşi bakımından Yasaların altında yer alacak.Meclisle karşılıklı seçim kararı alındığında kalan görev süresinden vazgeçmiş olacak.
Maddeleri uzatabiliriz ama gereği yok. Yani Monarşik Avrupa bizi otoriterlikle korkutarak kendi içindeki korkuları yansıtıyor.Kiminle korkutuyor bizi? Recep Tayyip Erdoğan.En büyük korkusuyla.
Sayın Cumhurbaşkanımız ise kendi liderlik süresini sınırlandırarak bir sistemi oturtmak istiyor.Çünkü amacı Tek Adamlık olmadığı gibi ilerde halkın benimseyeceği Tayyiplerin,Adnanların,Turgutların önünü açmak istiyor.İşte demokratik tavır budur.
Halkın seçiminden korkan her kim olursa olsun ya saltanatını devam ettirmek istiyordur ya da ayrıcalıklarını.
Bu millet ne cahildir,ne akılsız.Seçeceği her lidere saygı duymak boynumuzun borcudur.