Milli Eğitim Bakanlığı'nın bir emektarı yaşama gözlerini yumdu. Ortaöğretim genel Müdürlüğü'nün mevzuat çalışmalarının mutfaktaki en önemli çalışanı Daire Başkanı Ali Karatay yakalandığı elim hastalık neticesinde 19 Haziran günü dar-ı bekaya göç eyledi.
Rahle-i tedrisinde bulunmuş olmaktan, yakınında ilminden damıttığı damlacıkları yudumlamaktan bahtiyar olduğum çok büyük bir değer, tam bir Anadolu insanı, Anadolu'nun berrak dereleri kadar dupduru, sade, konuştuğunda hakikati konuşan, elif gibi hakkın yanında dimdik, tevazu kanatları yerleri süpüren bir büyük insan daha aramızdan ayrıldı.Okuyan, yazan, düşünen, milletimizin yüzyıllardır damıttığı kadim geleneklerini yaşayan ve yaşatılması adına çabalayan, milliyetperverliği ayakları üzerine zihninde oturtmayı başarmış, insanlar içinde bir insan gibi yaşama erdeminde bir değer aramızdan ayrıldı. Ali Karatay'ın en önemli yanı; kendini kalabalığın- çoğunluğun düşündüğü gibi düşünmek zorunda hissetmemesindeki rahatlığı, yanlışa yanlış diyebilme cesareti, herkes itiraz etse bile hakikatin yanında durabilme gücüdür. Böylesi insanlar her zaman denk gelmiyor. Katıksız bir vatanseverdir. Verilen vazifeleri hep bu gaye uğruna eksiksiz yapar. İşi savsaklamaz, boş vermez, bu sefer de böyle olsun demez, hep en iyiyi, güzeli arar.
Ölüm karşısında hepimiz bîçareyiz. Bir yanımız kopuyor. Her ayrılık gerisinde tarifsiz bir elem bırakıyor. Hatıra yüklü gemiler limanlardan demir alıyor. Kavuşmak, kısmetse yeni bir alemde... Yüreğimizde taşıdığımız iman ölümü bize asan kılıyor. Tıpkı Yahya Kemal'in meşhur şiirindeki gibi;
Ölüm asude bahar ülkesidir bir rinde
Gönlü her yerde buhurdan gibi yıllarca tüter
Ve serin serviler altında kalan kabrinde
Her seher bir gül açar, her gece bir bülbül öter.
Ölüm rind olarak yaşayanlara güzellikler ülkesidir. Bu dünyada hiçbir hırsın esiri olmamış rind gönüller ölüm karşısında hep muhkem bir kaledir. Ölüm güzel şey budur perde gerisinden haber, muhakkak. Hepsine de tahammül edilir, ölüm Allah'ın emri ayrılık olmasaydı.