BİRİSİ YOK EDİLİRKEN DİĞERLERİ ATAKTA


Ulusal Güvenlik Konseyi

Ulusal Güvenlik Konseyi

15 Aralık 2020, 15:25

BİRİSİ YOK EDİLİRKEN DİĞERLERİ ATAKTA

Ülkemiz halkını ve dinimizi bölüp parçalamak amaç ve gayesiyle, ülkemizde 72 adet çeşitli isimlere adı altında tarikatların, başta İngiltere olmak üzere, İsrail, Amerika ve diğer Avrupa ülkelerinin desteğiyle kurdurulduğu bir gerçektir.

Dinli ve dinsiz bütün tarikatların aynı kaynaklara tarafından yönlendirildiği de, bilinmektedir. Aslında tarikatlar birer kukla olarak kullanılmakta, kuklacılığını da masonlar oynamaktadır. Tarikatlar insanları çeşitli bahanelerle oyalarken, masonlar da, çıkarlarını elde etmeye çalışmaktadırlar. Bu konu, “ Tarikatçılık ve İman “ Mezhepçilik ve İman” başlıklı yazılarımda, yeteri kadar izah edildiği için, konuyla ilgili detaylara inilmemiştir.

Ancak, şurasını iyice bilmeliyiz ki, tarikatçılık HİCRİ 5, MİLADİ 11. asırlardan sonra kurdurulmuş teşkilatlardır. Gayesi, inananları Allah’ın ipine sımsıkı sarılmaktan alıkoymaktır. Buna karşın Allah, dinin bölünmemesini 8 süre de, 13 ayette emrederken ve ayrıca Allah’ın emirlerinin karşısına başka emirler çıkartılmamasını isterken, bu emirlere aykırı, kendince kurallar koyan tarikatçılığın kasıtlı olarak çıkartıldığı birer gerçektir.

İşte yukarıda izah edilen esaslara dayalı olarak kurulan tarikatlardan, Nurculuk ve Işıkçılar tarikatı, lideri Fettullah Gülen delaletiyle, Ülkenin idare sistemine girilmiş, çeşitli kumpaslar kurularak, suçsuz birçok kişi mağdur edilmiştir. Netice de devleti ele geçirmeye teşebbüste bulunulmuş, birçok hiç suçsuz insanların ölümüne sebebiyet verilmiştir.

Bu tarikat mensuplarının asıl amacını öğrenen iktidar, bir zamanlar kol kola gezdiği, içli dışlı olduğu tarikat mensuplarını yok etmek için gayrete düşmüş ve halende bunları temizlemekle meşgul olmaktadır.

Bir taraftan birisinin şerrinden kurtulmaya çalışılırken, diğer bazılarının faaliyetlerinin göz ardı edildiği sanılmaktadır. Eğer ki, bunların faaliyetleri göz ardı edilmemiş ya da hareketlerine göz yumulmamış ise, İsmail ağa, Süleymancılar, Nakşibendi, Menzilciler, Aczi mendiler adlı cemaatler ve bağlı dergah mensuplarının siyasete ve devlet dairelerine sızarak, aynen Fetö nün yaptığı oyunları oynamaya başladıkları görülür ve bunları, devlet dairelerinde teşkilatlandırmamak için gerekli gayretler gösterilir. Netice de, yılanın başı küçükken ezilir.

Bir şer odağını yok etmeye uğraş verilirken, diğerlerinin sinsi hareketlerini görmemek, ileri de, aynı hadiselerin oluşacağını düşünmemektir.

Eğer ki, ülkeye, hiçbir tarikat ve cemaat’in zararının dokunması istenilmiyorsa, şu an atakta bulunanlara dikkat edilmesi, mümkün olduğu kadarıyla bunların, siyaset ve devlet idarelerinden uzak tutulması kaçınılmazdır. O nedenle tarikatlardan birisine tabii olduğu anlaşılan ve yetkili durumda bulanan kişilerin yaptıkları işlemler iyice incelenmelidir.

Zihinlere yanlış olarak yerleştirilen bazı fikirlerin zihinlerden silinmesi için gereken de yapılmalıdır. Şunu iyi bilmek gerektir ki, tarikat mensupları, yeryüzünde Allah’ın ve Peygamber’in vekili değillerdir. Bunlar, bireysel irade ya da sorgulamaları olmayan, önderinin emriyle hareket eden kişiler olması nedeniyle, bütün hukuksuzlukların, hak ve adaletin oluşmamasına sebep olanlardır. Bunların hiçbiri bir diğerini sevmezler. Büyük tabana mensup cemaat üyelerinin bazıları, yabancı istihbarat örgütleriyle irtibatlı olanlardır.

Tarikat mensupları beklemeye tahammülü olmayan kişiler olması nedeniyle, daima iktidar partisini destekler görünürler. Amaçlar kendi çıkarlarını korumaktır. Para temini için her türlü alavere dalavereyi yapmaktan kaçınmazlar. Çünkü hedeflerine ulaşmak için yapılacak olan meşru ya da gayrimeşru hareketleri yapmak, bunlara mubah ya da helaldir. Yani din kuralının dışında bir harekettir.

Tarikatlar, kendilerine değer verilecek kadar çok sayıyı içermemektedirler. Bunlara tabi olanların sayısı söylendiği kadar çokta değildir. Ülke düzeyinde 400 – 500 bin kadar üyelerinin bulunduğu da söylenmektedir. Bunlar için ülkenin geri kalan büyük çoğunluğunu riske atmak doğru bir hareket olmasa gerektir.

Öyleyse bu kadar azınlığın oluşturduğu, din dışı ve şahsi çıkarlarından başkasını düşünmeyen, ülkenin ve milletin geleceği bakımından zararlı, dinin hükümlerine aykırı olarak oluşturulmuş, cemaat mensuplarına fırsat vermemek çok önemlidir. Çünkü yakın tarihte oluşturdukları vukuatlar bilinmektedir.

- - - - -

Yorum Ekle
İsim
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.