TÜİK verilerine göre ülkemizde 2017 yılında 128 bin 411 aile boşandı. Boşanan ailelerin çocuk sayısını bilmiyoruz ama her ailede ortalama 2 çocuk olduğunu varsayarsak 260 bin civarında çocuğun olduğu varsayılabilir. Anne,baba ve çocuklarla toplamda 500 bin kişiyi etkileyen bir durum karşımıza çıkıyor.
Bu sayı birçok ilin nüfusundan daha fazla. Örneğin Erzincan nüfusu 220 bin, Kırşehir 225 bin, Amasya 322 bin nüfusa sahip. Her yıl Erzincan büyüklüğünde iki ilin tamamen boşandığını ve ailelerinin parçalandığını düşünebiliyor musunuz?
2015 yılında boşanan aile sayısı 131 bin 830, 2016 yılında 126 bin 164 idi. Sadece son üç yılda çocuklarla beraber 1 milyonun üzerinde parçalanmış aile bireyi oluştu. Bu şekilde devam ederse 10 yıl içinde Türkiye’deki boşanacak ailelerdeki birey sayısı 4 milyon daha artacak.
Yüzyıllarca milletimizi ayakta tutmada ve tüm düşmanlara karşı milli birlik ve bütünlüğümüzü korumadaki en önemli etken milletimizin sağlam bir aile yapısına sahip olmasıydı. Birbirine bağlı sağlam aileler sağlam bir toplum oluşturuyordu. Maalesef görüyoruz ki artık aile yapımızda ciddi oranda çözülme var. Bizi biz yapan temel değeri kaybediyoruz.
Ortada devletin sayısal verileri var. Boşanan aile sayısı ortada. Aile bütünlüğündeki bu çürüme böyle devam ederse geleceğimiz olmayacak. Devletin boşanmayı azaltma konusunda etkin bir çalışma yapamadığı görülüyor. Evlenme gibi önemli bir işin televizyon programlarına düştüğü, internet sitelerinde eş aranıldığı bir dönemde devletin daha etkin çalışmalar yapması gerekiyor.
Boşanmaların önüne geçebilme için en başta yapılması gereken doğru eş seçimi ve bireylerin önceden evliliğe hazırlanması. Yapılması gereken çok mühim çalışmalar var. Maalesef bu konularda çalışma yapıldığını görmüyoruz. Başta Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı olmak üzere ilgili tüm kurumların bu konuda çalışmalar yapması gerekiyor.
Milli Eğitim Bakanlığı olarak neler yapılabilir?
Hayat boyu öğrenme kapsamında halk eğitim merkezlerince evlilik öncesi tüm bireylere kurslar verilebilir. Ayrıca evlendikten sonra da evliliklerin daha sağlıklı yürütülmesi için kurslar verilebilir.
Ülkemizde. Lise okullaşma oranımız % 83 civarında. Birçok genç lise sonrası eğitime devam etmiyor. Lise düzeyinde aile içi iletişim, anne, baba rolleri gibi temel yaklaşımları çocuklarımıza kazandıracak bir ders konulabilir.
Her yıl 400 bin anne,baba ve çocuğun parçalanmış aile bireyi durumuna düştüğünün ve bu durumun ülke geleceğimiz açısından çok ciddi bir sorun oluşturacağının altını bir kez çiziyor ve Devleti bu konuya eğilmeye çağırıyorum.
Doğan CEYLAN
Maarif Müfettişi/ Yönetim Bilimi Uzmanı