Allâh-u-Azimüşşân yarattığı kullar arasından bazılarını özellikle seçer, onları birçok imtihanlardan geçirir, ilimle, irfanla donatır, çileyle, dertle, ıstırapla yoğurur, sabretmeyi öğretir, belirli bir kıvama geldikten sonra da ona bir görev (misyon) yükler.
Böyle insanlara “Dâvâ Adamı” denir.
Seçilen ve kendisine misyon yüklenen dava adamı kullar artık öyle bir hâle gelir ki, Allah’tan başka kimseden korkmaz, kınayanın kınamasına aldırmaz, “hakkımda kim ne der?” diye düşünmez, tek gayesi Allah’ın rızasını kazanmak olur. Allah rızası için sever, Allah rızası için buğz eder, Allah rızası için nefret eder.
Dâvâ adamları Allah yolunda savaşmaktan bir an bile geri durmazlar. Attıkları her adım, konuştukları her cümle, Allah’ın rızasını kazanmaya yöneliktir.
Dava adamları, canlarını, mallarını ve bütün varlıklarını Allah yolunda sebil ederler.
Ne mutlu misyon sahibi kutlu dâvâ adamlarına…
Selâm olsun onlara…
Esselâm…Esselâm…Esselâm…
Avukat Hasan İLTER