Korkma!
İstiklal Marşı’mızın ilk sözcüğü.
Bazı hainler marşımızın böyle bir ifade ile başlamasını alayla karşılasa da biz o “korkma”nın nereden geldiğini iyi biliriz.
Peygamberimiz Hz Ebubekir’le Mekke’den Medine’ye hicret ederken peşlerindeki müşriklerden kaçıp bir mağaraya sığınırlar.
Müşrikler mağaraya çok yaklaşır.
Müşriklerin Efendimize bir zarar verebilecekleri kaygısıyla telaş gösteren Hz. Ebubekir’e Allah resulü:
-“Korkma Ey Ebubekir, Allah bizimledir.” diye serinlik verir.
Evet, Akif’in marşa böyle başlamasının aslı budur. Memleket bir varoluş kavgası verirken Akif, insanımıza bu şekilde bir moral-güç vermeye çalışıyordu.
Bugün de memleketimiz yüz sene sonra adı konmamış bir İstiklal Mücadelesi daha veriyor.
13 Mart 2016’da Ankara Kızılay’da yine bir patlama oldu. Son altı ayda başkentimize yapılan üçüncü saldırı.
Ankara’yı Bağdat’a; Türkiye’yi Suriye ve Irak’a çevirmeye çalışan kim?
Neden üzerimize bu kadar geliyorlar?
Küresel güçler acaba bizden ne talep etti?
Hangi talep yerine gelmediği için Türkiye’yi ateş topuna çevirmeye çalışıyorlar.
Öyle ya!
Bu kadar büyük bir savaş başlatmadan önce mutlaka bizden bir talepte bulunmaları lazım.
Bizden bir şeyler istemeleri lazım.
Bize sözle, emirle yaptıramadıkları her ne ise onu eylemle, terörle yaptırmak istiyorlar.
Son altı ayda Ankara’da gerçekleşen üç saldırının; Gezi ayaklanması, Paralel kumpasın devamı ve üçüncü raundu olduğunu görmek için büyük bir basiret de gerekmiyor.
Alman filozof Nietzsche:” Beni öldürmeyen şey güçlendir.”diyor.
Evet, yediğimiz darbeler bizi sadece sendeletiyor. Ancak asla yerimizi kaybettirmiyor. Tam aksine yerimizin ne kadar önemli ve bize ait bir yer olduğunu hatırlatıyor.
İsmet Özel yıllar önce “Yemek Bulunca Yeme, Dayak Bulunca Kaçma” diye yazmıştı.
Gün dayak bulunca kaçmama günüdür.
Çünkü dayakla bizi buradan korkutup kaçırtıp bize ait olanı almak istiyorlar.
Ortadoğu’da Suriye’nin, Irak’ın sınırlarını yeniden çizenlerin Türkiye’yi olduğu gibi bırakacaklarını düşünmek saflık ötesi gaflet olur.
Bu memleket kim ne derse desin son dört beş yıldır bir istiklal mücadelesi veriyor. Ne yazık ki bu mücadelenin önemli bir bölümü içeriye karşı veriliyor.
PKK’sı, paraleli, Gezicisi hepsi bunlara dahil. Düşman elindeki bütün kartları oynuyor.
Milletimiz bu zor günleri de Allah’ın yardımı ile elbette atlatacaktır. Ancak gün milletçe dik durma günüdür.
Yaşadığımız savaşın farkında olma günüdür.
Tarihte İslam’ın son ordusu olarak anılan bir millet olarak Allah’ın bizimle olduğunu bilme günüdür.
Korkma!