Diyanet İşleri Başkanlığı 28 Nisan 2017 Cuma Hutbesi'ni yayımladı. Her hafta cuma günü yayımlanan hutbenin bu hafta konusu ne? Ankara, İzmir, İstanbul Cuma Namazı Saat kaçta kılınacak? 81 ilde okutulacak Türkiye Geneli Cuma Hutbesi ve il il namaz saatleri ile ilgili merak edilenlere haberimizden ulaşabilirsiniz.
Diyanet İşleri Başkanlığı (DİB), 28 Nisan 2017 Cuma Hutbesi'ni yayımladı. Müftülükler tarafından camilere gönderilen Türkiye Geneli Cuma Hutbesi 81 ile cemaate okunacak. Cuma Namazı Hutbesi'nin bu haftaki konusu nedir? Camilerde okutulacak Cuma Hutbesinin konusu "Güven ve Muhabbet Köprüsü: Selam" olarak Diyanet tarafından belirlendi. 28 Nisan 2017 tarihli Cuma hutbesinin detaylarına haberimizden ulaşabilirsiniz.
Diyanet İşleri Başkanlığı Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü tarafından hazırlanan hutbe tüm camilerde okutulacak. Her cuma günü öğlen namazında 2 rekatı farz olan cuma namazını cemaat ile kılınır. Farz olan cuma namazından önce okunan cuma hutbesi, cami imamı tarafından cuma namazının 4 rekat sünneti kılındıktan sonra minberde cemaate okunur. 28 Nisan 2017 Cuma günü Tüm Türkiye genelinde "Güven ve Muhabbet Köprüsü: Selam!" başlıklı Cuma hutbesi okunacak. Diyanet İşleri'nin her hafta Cuma namazı öncesi yayınladığı Cuma Hutbesi'nin orjinaline haberimizden ulaşabilirsiniz.
Ankara, İstanbul, İzmir, Erzurum, Sivas gibi illerimizde Cuma Namazı kaçta kılınacak? Aşağıdaki bağlantıya tıklayarak, il il cuma namazı saatlerine ulaşabilirsiniz.
İLLERİN Cuma Namazı Saatleri öğrenmek için TIKLAYINIZ
GÜVEN VE MUHABBET KÖPRÜSÜ:
SELAM
Allah’a ve Resulüne iman etmiş gönüllere selam olsun!
Aziz Kardeşlerim, Cumanız mübarek olsun! Okuduğum ayet-i kerimede Yüce Rabbimiz şöyle buyurmaktadır: “Size selam verildiği zaman ondan daha güzeliyle veya misliyle karşılık verin. Şüphesiz ki Allah, her şeyin hesabını gereği gibi yapandır.”1
Okuduğum hadis-i şerifte ise Peygamberimiz (s.a.s) şöyle buyurmaktadır: “İman etmedikçe cennete giremezsiniz! Birbirinizi sevmedikçe de kâmil anlamda iman etmiş olamazsınız! Size birbirinizi sevmenize vesile olacak bir davranış öğreteyim mi? Aranızda selâmı yayın!”2
Kardeşlerim!
Yüce Rabbimizin isimlerinden biri de “esSelam”’dır. Rabbimiz, barış ve esenliğin kaynağıdır. Bu yüzden bizler, her namazımızın ardından O’nun “Selam” adını anarız. “Allahümme ente’s selâm ve minke’s selâm. Tebârekte ya ze’l-celâli ve’likram!” deriz. Yani “Alah’ım sen Selâm’sın. Barış, eman ve güven Senden gelir. İzzet ve İkram Sahibi Rabbim, Sen ne kadar yücesin!” diye sesleniriz. Bizleri selâmete ve hidayete erdirmesini, huzur ve emniyet içinde yaşatmasını Rabbimizden niyaz ederiz.
Aziz Kardeşlerim!
Selam, müminin şiarıdır. Korku, endişe, keder ve tehlikeden uzak olmanın, sükûn ve güvenin adıdır. Onun için bizler, tanıdığımız tanımadığımız bütün müminlere selam verir, güven ve muhabbet bağları kurarız. Söze başlarken “selâmun aleyküm” “Allah’ın selamı üzerinize olsun” der, iyi niyetlerimizi duaya dökeriz.
Selam, dost olduğumuza ve bizden zarar gelmeyeceğine dair karşımızdakine verdiğimiz teminattır. Selam, küslüğü ve kini unutup kardeş kalma ahdidir. Zira tebessümle verilen bir selam, kırgınlıkları ve endişeleri yok eder. Yürekleri birleştirir, şefkat ve nezakete vesile olur.
Kardeşlerim!
Selam sıradan bir ifade, gündelik bir alışkanlık değildir. Kilitli kapıları açan, gönüller yapan kıymetli bir anahtardır. Bu yüzden Peygamberimiz (s.a.s) hicret yolculuğu sonunda Medine’ye ulaştığında, kendisini büyük bir heyecanla karşılayan kalabalığa şöyle seslenmiştir: “Ey insanlar!” "Selâmı yayın!" "Muhtaçlara ikramda bulunun!” "Akrabayı gözetin!" “İnsanlar uykudayken namaz kılın!” “Ve selâmetle cennete girin!”3
Kardeşlerim!
Rahmet Peygamberi Efendimiz, hayatı boyunca selamı dilinden eksik etmemiştir. Kadınıyla erkeğiyle, yaşlısıyla çocuğuyla kimseyi selamsız bırakmamıştır. O, “İnsanların Allah katında en makbul olanı, selama önce başlayandır.”4 buyurmuştur. Kabristanın sakinlerine bile selâm vermiş, esenlik dilemiştir.
Peki kardeşlerim! Böyle bir peygamberimiz varken bizler yanı başımızdaki komşumuzu nasıl tanımadan geçer gideriz? Akrabamızı, yakınlarımızı nasıl selamsız sabahsız bırakırız? Her biri bize emanet olan yoksulları, yetim ve kimsesizleri nasıl görmezden geliriz? Unutulmamalıdır ki, Allah’ın selamını esirgemek en büyük cimriliktir. “Selâm verirsem borçlu çıkarım” diye korkanlar şunu bilmelidir ki, aslında mümin selâm vermedikçe borçlanır. Çünkü Peygamberimiz, Müslüman’ın Müslüman üzerindeki haklarını sayarken, selâm vermeyi de zikretmiştir.5
Aziz Müminler!
Selâmın dili evrenseldir. Çünkü Rabbimizin Selâm adı, bütün âlemi kuşatmıştır. Rengi, ırkı, mezhebi,meşrebi ne olursa olsun insan, selama muhtaçtır. Zamanve mesafe, esenlik rüzgarının önünü kesemez. Uzakcoğrafyalardan Medine’ye, Peygamberimizegönderdiğimiz her selam nasıl ona ulaşıyorsa, dinkardeşlerimize, mazlumlara, mağdurlara yolladığımızselam ve dualar da öylece yerini bulur.
Aziz Kardeşlerim!
Cenab-ı Hak, yurdumuzda, İslam beldelerinde vebütün dünyada selamı, huzuru ve güveni hâkim kılsın.İmanımızı selama, selamımızı emana dönüştürmeyibizlere müyesser kılsın. Allah’ın selamı, rahmeti,bereketi ve esenliği hepimizin üzerine olsun.
1 Nisâ, 4/86.
2 Müslim, İman, 93.
3 Tirmizî, Sıfatü’l-Kıyâme, 42.
4 Ebû Davud, Edeb, 132-133.
5 Müslim, Selâm, 5.
Hazırlayan: Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü