Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, Ankara'da hafızlık eğitimi gören çocuklarla bir araya geldi. Hafızlığın, Allah'ın yeryüzünde bir insana verebileceği en büyük şeref olduğunu kaydeden Başkan Görmez, ''Okumak ve ezberlemek yetmez, anlamak da gerekiyor. Kuran'ı anladığınızda siz o şerefi çok daha büyük bir şekilde taşıyacaksınız.'' dedi.
Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, Ankara'da hafızlık eğitimi gören çocuklarla bir araya geldi. Hafızlığın, Allah'ın yeryüzünde bir insana verebileceği en büyük şeref olduğunu kaydeden Başkan Görmez, ''Okumak ve ezberlemek yetmez, anlamak da gerekiyor. Kuran'ı anladığınızda siz o şerefi çok daha büyük bir şekilde taşıyacaksınız.'' dedi.
Pursaklar İlçe Müftülüğü tarafından düzenlenen 'Hafızlık Eğitiminde Femi Muhsinden Fehm-i Muhsine' adlı programa, Pursaklar İlçe Müftülüğüne bağlı Kur'an kurslarında hafızlık eğitimi gören yaklaşık 400 öğrenci katıldı.
Kur'an tilavetiyle başlayan programda konuşan Başkan Görmez, sözlerine "Kendileriyle birlikte olmaktan büyük mutluluk duyduğum hafız kardeşlerim, sevgili gençler, sizler benim arkadaşımsınız" diye başladı.
Hafızlığın, Allah'ın yeryüzünde bir insana verebileceği en büyük şeref olduğunu kaydeden Başkan Görmez, hafızlığın insanın aklını, kalbini, sadrını canlı bir mushafa dönüştürdüğünü belirtti.
Hafızlığın bir şeref olduğunu hatırlatan Başkan Görmez, bu şerefi taşımanın iki büyük şartı olduğunu belirterek genç hafızlara şu tavsiyelerde bulundu;
"Hafızların kalbi, Allah'ın vahyinin nakşedildiği kalptir..."
Sizler hıfsınızı tamamladığınızda birer canlı Kuran'a dönüşeceksiniz. Sizin hafızasınız, Kuran'ın kaydedildiği, Kuran'ın nakşedildiği bir hafıza olarak var olacak. Sizin kalbiniz Allah'ın vahyinin üzerine yazıldığı bir kalp olacak. Allah'a ne kadar şükretsek azdır. Bu paye, bu ünvan sizin için Kuran'ı Hakimin hafızı olmak, onu kalbinize ve hafızasında kaydetmiş olmak Allah'ın size vereceği en büyük şereftir. Bu şereften dolayı anne babalarınızı, hocalarınızı gönülden kutluyorum, tebrik ediyorum. Bu büyük şerefi taşıyabilmek iki büyük şarta bağlıdır. Bu iki şartı yerine getirmediğinizde gerçek manada hafız olamazsınız. Femi muhsinden fehm-i muhsine diyoruz. Sadece okumak yetmez aynı zamanda anlamak da gerekiyor. Okumak ve ezberlemek yetmez, anlamak da gerekiyor. Kuran'ı anladığınızda siz o şerefi çok daha büyük bir şekilde taşıyacaksınız. Anladığınızda Kuran'ı her okuduğunuzda daha büyük zevk alacaksınız.
"Müminle Kuran arasındaki ilişki varoluşsal bir ilişkidir..."
Müminle Kuran arasındaki ilişki varoluşsal bir ilişkidir. Onun için Allah Kuran'ımızı namazımıza yerleştirdi. Günde beş defa zorunlu olarak Kuranımızı okuyoruz.
Hz. Peygamberimiz Kuran'ı okurken, tespih ayetlerini okuduğunda bir taraftan da Allah'ı tespih ederdi. İstiğfar ayetlerini okuduğunda istiğfar ederdi. Dua ayetlerini okuduğunda dua ederdi. Allah, müminle Kur'an arasındaki ilişkiyi namaz ile tanzim ediyor.
"Kuran'ı yaşadığımız zaman hafızlık şerefini tam olarak taşımış oluruz..."
Hafızlığı taşımanın ikinci şartı da yaşamaktır. Yani femi muhsinden fehm-i muhsine, fehm-i muhsinden de hulki muhsine. Kuran'ı yaşadığımız zaman gerçek şerefi taşımış oluruz. Kuran' ezberleyeceğiz, güzel bir hafız olacağız ancak anlamak ve yaşamak şartlarını da yerine getireceğiz. Kuran'ın ahlakıyla ahlaklanacağız. Sizlerden bir söz alacağım. Kuran'ı ezberlediğiniz zaman asla unutmayacaksınız. Sadece Kuran'ı okumakla yetinmeyeceksiniz aynı zamanda fiziği, matematiği, diğer bilimleri de okuyacaksınız. Bilimi ikiye ayırmayacaksınız.
Genç hafızların şehitlerimiz için yaptığı yüzlerce hatmin duasının da yapıldığı programa, Mushafları İnceleme ve Kıraat Kurulu Başkanı Hafız Osman Şahin, Ankara İl Müftüsü Mehmet Sönmezoğlu, Pursaklar İlçe Müftüsü Hasan İzmirli, Pursaklar Kaymakamı İhsan Kara ve çok sayıda genç hafız katıldı.