Danıştay 12 Dairesi, zaman zaman muska yazdığını kabullenen imam hatip olarak görev yapan davacının eylemine uygun bir disiplin cezasıyla cezalandırılması gerektiği açık olmakla birlikte, para karşılığı yaptığının açık ve net olarak ortaya konulamaması hususu da dikkate alınarak görevine son verilmesine ilişkin işlemin iptal edilmesinin hukuka uygun olduğuna karar verdi.
Olayda, Cami imam hatibi olarak görev yapan davacının, Diyanet İşleri Başkanlığı Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliği'nin 5/1-b maddesinde belirtilen ortak nitelikleri kaybettiğinden bahisle görevine son verilmiştir.
Davacının sübuta eren "evinde para karşılığı muskacılık yapmak" fiili nedeniyle yönetmelikte yer alan itikat, ibadet, tavır ve hareketlerinin İslam törelerine uygunluğunun çevresinde bilinir olduğu şeklindeki ortak niteliği kaybettiği kanaatine varıldığı gerekçesi ile davayı reddetmiştir.
Danıştay Beşinci Dairesi ise;
Muska karşılığında para aldığının ispatlanamadığı,
Para teklif edilen polislere yanıt vermediği,
9 şahidin ifadelerinin kesin ve net olmadığı,
"Muska yazmak" eylemi ceza hukuku anlamında suç teşkil etmekte ise de, Türk halkının geleneksel dini yaşantısında oldukça sık karşılaşılan bir olgu olması, davacının meslek hayatı boyunca herhangi bir disiplin cezası almamış olması,
Dikkate alınarak işlemi iptal etmiştir.
Danıştay 12. Dairesi de bu karara yapılan itirazı reddetmiştir.
T.C.DANIŞTAY
ONİKİNCİ DAİRE
Esas No: 2021/656
Karar No: 2021/575
KARAR DÜZELTME İSTEMİNDE BULUNAN (DAVALI) : . Başkanlığı/.
. İdare Mahkemesi'nin. tarih ve E:., K:. sayılı kararının bozulmasına dair Danıştay Beşinci Dairesi'nin 29/01/2020 tarih ve E:2017/1330, K:2020/374 sayılı kararının; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen 3622 sayılı Kanun ile değişik 54. maddesi uyarınca düzeltilmesi istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ:
DAVA KONUSU İSTEM:
Kayseri İli, Kocasinan İlçesi, . Mahalle. Camii imam hatibi olarak görev yapan davacının, Diyanet İşleri Başkanlığı Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliği'nin 5/1-b maddesinde belirtilen ortak nitelikleri kaybettiğinden bahisle 657 sayılı Kanun'un 98/b maddesi uyarınca görevinin sona erdirilmesine ilişkin Diyanet İşleri Başkanlığı'nın. tarihli ve. sayılı işleminin iptali ile bu işlem nedeniyle yoksun kaldığı parasal haklarının ödenmesine karar verilmesi istenilmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
. İdare Mahkemesi'nin. tarih ve E:., K:. sayılı kararıyla; davacının sübuta eren "evinde para karşılığı muskacılık yapmak" fiili nedeniyle yönetmelikte yer alan itikat, ibadet, tavır ve hareketlerinin İslam törelerine uygunluğunun çevresinde bilinir olduğu şeklindeki ortak niteliği kaybettiği kanaatine varılmış olup, dini öğrenim şartı esas alınan unvana sahip olan davacının memuriyeti sırasında bu şartı kaybetmesi nedeniyle hakkında tesis edilen işlemde hukuka ve mevzuata aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
DAİRE KARARININ ÖZETİ:
Danıştay Beşinci Dairesi'nin 29/01/2020 tarih ve E:2017/1330, K:2020/374 sayılı kararıyla; dava konusu işleme esas soruşturma raporu ile dosyadaki diğer bilgi ve belgelerin incelenmesinden; Ceza Mahkemesince, davacının 677 sayılı Kanun'a muhalefet suçunu işlediğinin sabit olduğu gerekçesiyle cezalandırılmasına ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesi ve davacının da soruşturma kapsamında vermiş olduğu ifadesinde zaman zaman muska yazdığını kabullenmiş olması karşısında, davacının eylemine uygun bir disiplin cezasıyla cezalandırılması gerektiği açık olmakla birlikte, "muska yazmak" eylemini para karşılığı yaptığının açık ve net olarak ortaya konulamaması (nitekim evine gelen sivil polislerin "borcumuz nedir" sorusuna herhangi bir yanıt vermediği halde polislerin 150,00 TL'yi masanın üzerine bırakarak evden ayrıldıkları), disiplin soruşturması kapsamında aralarında ilçe müftüsü G.K. ile mahalle muhtarı N.A.'nın da bulunduğu dokuz tanıktan davacının muska yazdığı yönünde ifade veren beş tanığın ifadelerinin duyuma yönelik olması, diğer dört tanığın ise davacının bu tür işlerle uğraştığını duymadıkları ve şahit olmadıkları, genel olarak cami cemaatinin davacıdan memnun oldukları yönünde ifade vermeleri, diğer taraftan, "muska yazmak" eylemi ceza hukuku anlamında suç teşkil etmekte ise de, Türk halkının geleneksel dini yaşantısında oldukça sık karşılaşılan bir olgu olması, davacının meslek hayatı boyunca herhangi bir disiplin cezası almamış olması, disiplin soruşturma raporunda davacının eylemine karşılık olarak "kınama" cezasıyla cezalandırılmasının teklif edilmesi hususları birlikte dikkate alındığında, davacının Diyanet İşleri Başkanlığı Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliği'nin 5/b maddesinde düzenlenen "itikat, ibadet, tavır ve hareketlerinin İslam törelerine uygunluğunun çevresinde bilinir olduğu şeklinde ortak bir nitelik taşımak" şartını kaybettiğinden bahsedilemeyeceği sonucuna ulaşıldığından, görevine son verilmesine ilişkin dava konusu işlemde hukuka uygunluk görülmediği, bu itibarla, davanın reddi yönündeki İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmadığı gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.
KARAR DÜZELTME TALEP EDENİN İDDİALARI:
Davalı idare tarafından, davacının fiilinin kötü örnek teşkil ettiği, muskacılık dinen uygun olmadığı, din görevlisinin yapmaması gerektiği ve para karşılığı muska yazdığı polis tutanaklarıyla tespit edildiği ileri sürülerek Danıştay Beşinci Dairesince verilen kararın düzeltilmesi istenilmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI:
Davacı tarafından, savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ DÜŞÜNCESİ:
Danıştay Beşinci Dairesi'nin 29/01/2020 tarih ve E:2017/1330, K:2020/374 sayılı kararı kanun ve usule uygun olup, düzeltmeyi gerektiren bir sebep de bulunmadığından davalı idarenin karar düzeltme isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onikinci Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
Kararın düzeltilmesi dilekçesinde ileri sürülen nedenler, 2577 sayılı Kanun'un Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen 3622 sayılı Kanun ile değişik 54. maddesi hükmüne uygun bulunduğundan, karar düzeltme isteminin kabulü ile Danıştay Beşinci Dairesinin 29/01/2020 tarih ve E:2017/1330, K:2020/374 sayılı kararı kaldırılarak uyuşmazlık yeniden incelendi:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Bölge İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine,
2.Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin . İdare Mahkemesi'nin. tarih ve E:., K:. sayılı kararının 2577 sayılı Kanun'un 49. maddesi uyarınca ONANMASINA,
3- Davalı idare tarafından karar düzeltme aşamasında yapılan yargılama giderinin davacıdan alınarak davalı idareye verilmesine. 10/02/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.