Almanya’da sayısı gittikçe artmakta olan bir anaokulu modeli, bir çocuğun alabileceği en güzel okul öncesi eğitimi sunuyor. Bu model, ormanın içinde ve herhangi bir kapalı alana girmeden eğitim vermek üzerine kurulu.
Sabahları anne babaları tarafından okula bırakılan çocuklar, ormanın derinliklerine doğru bir-iki kilometre yürüyüş yapıyor. Ormanın içindeki bu gezintilerde öğretmenleri eşliğinde böğürtlen toplamak ya da tahtadan kulübe yapmak gibi şeyler öğreniyorlar. Ateş yakarak, bıçak kullanarak ormanı keşfetmeye teşvik ediliyorlar. Ana kural şu: Ne olursa olsun açık havada durmak. Çocuklar kar, yağmur, sıcak dinlemiyor ve hatta uyku saatlerini bile bir tentenin altında geçiriyorlar.
Almanya’da ve İsviçre’de sayısı 1000’i geçen orman anaokulları, dünyaya dair umut verici bir uygulama olsa da ufak bir kıskançlık hissi de oluşturmuyor değil.
60 yıl önce İskandinavya’ da başlayan ve Avrupa’ da sayıları gittikçe artan orman anaokulları genellikle tamamen doğayla çevrili, duvarsız, sınıfsız bir ortamda çocukların öğrenmesini ve hayal güçlerini serbestçe kullanmalarını sağlıyor.
Çocukların daha fazla açık havada yaşaması ve oynamaları gerektiğini savunan Reading Üniversitesi’nden Prof. Helen Bilton’a göre açık havanın faydaları çok açık: “eğitim açısından baktığınızda bilişsel, dilsel, sosyal ve duygusal gelişimin tamamını kapsayan bir katkıya sahip.”