Binali Yıldırım'dan öğretmenlere; "Müfredata önem vermemiz gerekiyor"

Başbakan Binali Yıldırım, Çankaya Köşkünde düzenlenen iftarda öğretmenler ile buluştu. Yıldırım iftar sonrasında yaptığı konuşmada, eğitim ve öğretimdeki müfredata önem verilmesi gerektiği ve nitelikli mesleki eğitimin şart olduğunu ifade etti.

Binali Yıldırım'dan öğretmenlere;  "Müfredata önem vermemiz gerekiyor"
20 Haziran 2016 Pazartesi 09:15

Çankaya Köşkünde düzenlenen ve 81 ilden gelen öğretmenlerle iftarda biraya gelen Binali Yıldırım önemli açıklamalarda bulundu. Babalar günü dolayısıyla tüm babaların babalar gününü kutlayan Yıldırım, öğretmenlere yapıtğı konuşmada önemli detaylara değindi.

"Müfredata önem vermemiz gerekiyor"

Son 14 yıl içerisinde eğitim ve öğretimde büyük gelişme kaydedildiğini belirten Yıldırım, öğretmen sayısındaki artışa dikkat çekti. Öğretmen sayısının 1 milyona yakın olduğunu ifade eden Yıldırım, 14 yıl içeriinde büyük gelişmelerin yaşandığına dikkat çekti. Müfredat konusuna değinen Başbakan Binali Yıldırım, öğrencilerin ezberden ziyade, geleceğe yönelik kabiliyetlerinin ön plana çıkarılmasını amaçlayan bir müfredat olması gerektiğini ifade etti. Yıldırım,  "Allaha şükür, bizim zamanımızdaki 100 kişilik, 80 kişilik sınıflar ve ikili öğretim sistemi gittikçe azaldı. Birçok Anadolu şehrinde derslikler ortamala 30 öğrencinin altına düştü. Bunlar yeterli değil. Biraz daha müfredata, içeriye daha fazla önem vermemiz gerekiyor. Öğrencilerimizin ezberden ziyade, geleceğe yönelik ilgilerini ve kabiliyetlerini ön plana çıkaracak çalışmaları bundan böyle yeni hükümet döneminde çok fazla önemsiyoruz. Milli Eğitim Bakanlığımız bu konuda bugüne kadar elde edilen tecrübeyi bundan sonraki uygulamalarla hayata geçirecektir." dedi.

Eğitimin, öğretmen, öğrenci, veli ve müfredat olmak üzere dört unsurdan oluştuğunu ifade eden Yıldırım,  bu unsurların bir arada olmadığı durumda, eğitimin mükemmel olmayacağını dile getirdi.

Tek tip eğitim sona erdi

Türkiye'de okullaşma oranının neredeyse yüzde 100 olduğunu ifade eden Yıldırım, Tek tipçi eğitiminde sona erdiğine dikkat çekti. Türkiye'nin hak ettiği itibare kavuşmak için çalıştıklarını belirten Yıldırım, "Yarınki Türkiye'yi hak ettiği itibara kavuşturmak için birinci önceliğimiz gelişmiş ülkelerle aramızdaki eğitim, öğretim açığını azaltmaktır, ortadan kaldırmaktır. Bu manada Türkiye son 14 yılda tarihi denilebilecek adımları gerçekleştirdi. Türkiye'de hiçbir çocuk haksız rekabete ve fırsat eşitsizliğine kurban edilmedi. Türkiye demokratikleştikçe eğitim sistemimizde de demokratikleşmiş, çoğulcu bir karakter gözükmeye başladı. Tek tipçi eğitim sona erdirildi, üniversite kapılarında en temel haklarını kullanmakta zorlanan gençler üzerindeki baskılar gittikçe azaldı. Türkiye'nin 81 vilayetinde en az bir üniversitemiz var. Üniversite kapıları bugün vatan evlatlarına daha fazla açıldı. Okullaşma oranımız neredeyse yüzde 100'e ulaştı. Türkiye zenginleştikçe eğitimle ilgili sorunlarımız da gittikçe azalıyor. Yüzyıllardır konuşulan beyin göçü artık geriye dönmeye başlamış, batının en kaliteli öğretim elemanları bizim üniversitelerimize gelmeye başlamıştır." dedi.

"Nitelikli eğitim şarttır"

Eğitimde altyapının önemine vurgu yapan Başbakan, ilkokuldan üniversiteye yaklaşık 25 milyon öğrencinin eğitim gördüğünü belirtti. Teknolojiyle birlikte eğitimin paralel olması gerektiğini dile getiren Yıldırım, "Bizim geleneğimizde insan yaratılmışların en seçkinidir, üstünüdür. İşte bu yüzden de öncelikli meselemiz insandır. Sadece maddi kalkınma değil, manevi olarak güçlü bir toplumsal dokuya sahip olmamız için de iyi eğitim almak, iyi eğitim vermek şarttır. 'Eğitim şart' cümlesi yetersizdir, nitelikli, mesleki eğitim şarttır. Aldığı bilgiyi hayatta nasıl ve nerede kullanacağını öğretebilmek şarttır." dedi.

"Eğitimde kalite ve uzmanlaşmaya önem vereceğiz"

Son 14 yılda başardıklarımızın arkasından yeniden büyük ve güçlü bir ülke haline geldik. Dünyanın lider ülkelerinden biri olabilecek potansiyele ve birikime Allah'a şükür fazlasıyla sahibiz. Bunun için bizim gençlerimizi hayata en iyi şekilde hazırlamamız gerekiyor. Gençlerimize eşit rekabet ortamı sunarsak, gençlerimiz bizim istediğimiz seviyeye mutlaka ulaşacaktır. Bunun içindir ki hükümet olarak geçmiş yıllardan gelen açığı kapatmak adına önemli işler yaptık. Eğitim sistemimizi bütün boyutlarıyla iyileştirmeyi, herkes için en uygun şartlarda eğitim imkanı sağlamayı en önemli hedeflerimiz arasında sayıyoruz. Hükümet programımızda da belirttiğimiz gibi bu dönemde yoğunlaşacağımız 6 konudan birisi eğitim. Önümüzdeki dönemde eğitimde uzmanlaşmaya, her seviyede kaliteyi artırmaya daha fazla hız vereceğiz. Bu idealimiz başından beri hükümetlerimizin en önemli önceliği oldu." dedi.

"Öğretmenlik apayrı bir şey, bir sabır işi"

Öğretmenliğin sadece eğitim almakla olmayacağını, bu mesleğin özünde insan yönetme sanatının bulunduğunu dile getiren Yıldırım, şöyle bir anısını anlattı: "Ben 1976 yılında İstanbul Teknik Üniversitesinde öğrenciyim, eşim Semiha Hanım da İstanbul Bahçelievler´de Kirazlı diye bir muhitte öğretmen. Öğretim görülen okul bir baraka. Bildiğiniz bir baraka. Bir gün Semiha Hanım rahatsız oldu, okula gidemedi. O zaman birinci sınıfları öğretiyor. Çocukları öğretmensiz kalacak diye çok da canı sıkılıyor. Ben de ´bugün dersim yok, senin yerine gideyim onlara öğretmenlik yapayım´ dedim. O da ´tamam´ dedi. Sınıfa girdim bir baktım; göz gözü görmüyor, herkes birbirinin üzerine atlıyor, sıraların üzerinde koşanlar, kitaplarını fırlatanlar. Şöyle biraz tahtaya falan vurdum, hiç aldırış eden yok, bağırdım yine hiç aldırış eden yok. Sınıfta benim varlığımı hiç kimse görmüyor, hiç kimse hissetmiyor. Canım sıkıldı. O yavrulardan bir tanesini elimle havaya kaldırdım. Bu sefer bütün çocuklar bir anda dona kaldı. Yavaşça bıraktım yavruyu ve ondan sonra sınıftan çıt çıkmadı. O dersi tamamladım eve döndüm. Evvelsi gün hanım okula gitti, müdür ne dese beğenirsiniz; ´Hocam dersler boş geçsin senin beyin gelmesin´. İşte orada gördüm ki öğretmek ve öğretmen olmak apayrı bir şey, bir sabır işi. O yavrularımızın psikolojisini anlamak, hem onlara anne ve baba şefkatini vermek, hem de onları geleceğe hazırlamak zor bir iş. Yaptığınız iş çok ulvi bir iştir, Allah yar ve yardımcımız olsun." Bugünün Babalar Günü olduğunu ve tüm babaların Babalar Gününü kutladığını belirten Yıldırım, şehitleri rahmetle andığını ve babaları şehit olan bütün çocukların gözlerinden öptüğünü ifade etti.

Başbakan Binali Yıldırım, geçmişte öğrencilerin liseden mezun oluncaya kadar geleceklerini hesap edemediğini şimdi ise öğrencilerin ortaokula gelmeden mesleklerine ilişkin kararlarını verdiğini belirtti. Bu değişikliği "özgüven" olarak nitelendiren Başbakan Yıldırım, bunun öğretmenler tarafından sağlandığını vurguladı. Türkiye´nin çok kritik günlerden geçtiğini ifade eden Yıldırım, "Bu kritik günlerde genç kuşaklarımıza, yavrularımıza yapacağımız her telkin, yatırım ülkemizin geleceğine yapılan yatırımdır" diye konuştu. Başbakan Yıldırım, eğitimin öğretmen, öğrenci, veli ve müfredat olmak üzere dört unsurunun olduğunu belirterek, bu unsurların tamamı bir arada olmadığında eğitimde mükemmeliyetin olmayacağını, eğitimin bir ayağının eksik kalacağını bildirdi.

 

Yorum Ekle
İsim
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.