ÖSYM Başkanı Ömer Demir, ÖSYM'nin yeni elektronik sınav merkezine ilişkin çalışmalarla ilgili açıklamalarda bulundu.
ÖSYM Başkanı Prof. Dr. Ömer Demir, adaylara "gerçek sınav"da deneme sorularının sorulması yönünde yasal bir düzenleme hazırlığı içinde olduklarını belirterek, yasal düzenlemeyi kurumların görüşüne açtıklarını ve bu görüşler doğrultusunda düzenlemeye son şeklinin verileceğini bildirdi.
Ömer Demir, bazı sınavlarda deneme sorularının bir kısmının değerlendirme dışı tutulacağını ve adayların, hangi soruların "deneme soruları" olduğunu bilmeyecekeğini söyledi.
Esenboğa'da yeni açılan elektronik sınav merkezinin kapasitesini 5 binin üzerine çıkarmayı hedeflediklerini ifade eden Ömer Demir, bu sınav merkezinin altyapı bakımından dünyada bir örnek teşkil edeceğini söyledi.
Sınav merkezinin çevresinin de tanzim edileceğini ifade eden Demir, adaylar için bekleme salonları yapacaklarını belirtti.
Elektronik ortamda yapılan sınav sayısını arttıracaklarını bildiren Ömer Demir, "5 binin altında başvuru olan sınavları elektronik ortamda yapmayı planlıyoruz." dedi.
Esenboğa Elektronik Sınav Merkezi'nde biyometrik yüz algılama ve tanımlama ünitesi kurulduğunu belirten Demir, "Bu sistemde kameralar adayları tanıyor ve adaylar isimlerini ekranda gördükleri zaman sınav merkezine giriş yapıyorlar." diye konuştu.
"Yeni teknolojiler deniyoruz"
Ömer Demir, cevap anahtarının direkt soruların altında yer almasına ilişkin çalışmaların ise devam ettiğini belirterek, 200-300 bin dolayında adayın katıldığı sınavlarda bu yöntemi uygulayacaklarını söyledi.
Cevap anahtarının soruların altında yer alabilmesi için bütün soru kitapçığının tek tek taranması gerektiğini kaydeden Demir, bunun da sınav sonuç açıklama takvimini geciktirebileceğini kaydetti.
Takvimde gecikme yaşanmaması için tarama kapasitesinin arttırılması gerektiğinin ifade eden Demir, "Onu oluşturuyoruz. Küçük sınavlarda zaman geciktirmeden, sonuç açıklama takvimini değiştirmeden rahatlıkla yetiştirebiliyoruz ama büyük sınavlar için daha büyük bir teknik altyapı kurmamız lazım. Onun için farklı cihazları deniyoruz. Hatasız şekilde seri olarak soru kitapçığını tararken, vakit de kaybettirmeyecek yeni teknolojiler deniyoruz. O teknolojilerin tamamı oturduğu zaman, bu sınavlar için yapılabilir hale gelecek." dedi.
"Deneme soruları" TBMM'de
Ömer Demir, merkezi sınavlarda deneme sorularının sorulabilmesine ilişkin düzenlemeyi içeren yasa teklifinin TBMM'de olduğunu belirtti. Sınavın en önemli unsurunun soru olduğunu ifade eden Ömer Demir, aynı soruları benzer kitlelere yönelterek sorunun zor ya da kolay olarak sınıflandırılabileceğine işaret etti.
Sınavlarda en önemli unsurun soru olduğunu ve bu doğrultuda da aynı soruların benzer sınavlarda sorularak zor ya da kolay olarak sınıflandırılabileceğini belirtti. Sınavları zorluk dereceleri bakımından birbirlerine denk hale getirmek için uygulanacak yöntem çerçevesinde, bazı sınavlarda soruların bir kısmının değerlendirme dışı tutulacağını ve adayların, hangi soruların "deneme soruları" olduğunu bilmeyeceğini anlatan Demir, "Kitlenin ne kadarı bunu yapmış, ne kadarına zor gelmiş, soruların ne kadarı kitleyi ayrıştırma fonksiyonu yapmış, bunu görmüş olacağız. Bu yönüyle soruları biriktirebiliriz. Makul sayıda soru elimizde olursa soruların açıklanmaması nedeniyle ortaya çıkan durumu telafi edebilecek bir mekanizmaya kavuşmuş olmayı amaçlıyoruz. Deneme soruları açıklanamayacak, onlar başka sınavlarda iki sınavı eşleştirmek için kullanılacak." diye konuştu.
Ömer Demir, hazırlığını yaptıkları "deneme soruları"nı kapsayan yasa taslağına ilişkin şunları anlattı;
"Gerçek sınavda, adayın değerlendirilmesine katılmayan, adayın da deneme olduğunu bilmediği bir soruyu sorup onu başka sınavlarda kullanmak üzere ayırmalıyız. Bir sorunun zor mu kolay mı olduğu ancak adaylar üzerinde denenirse tam olarak bilinebilir. Deneme soru sistemini örneklemek gerekirse, sınavda diyelim ki 45 soru soruluyor, bu soruları 50 adet olarak soracağız ve 50 soruya göre süre vereceğiz. Adaya '45 sorudan sorumlusun, ancak 5 soru da deneme sorusu olacak, ancak bunların hangi sorular olduğu bilinmeyecek' diyeceğiz. Aday, soruların tümünü yanıtlayacak şekilde gayretini sarf edecek, süre de ona göre verilecek. Yani aday, 50 soruyla sınava girecek ancak puanlama 45 soru üzerinden yapılacak. Bu 5 soru diğer sınavlarda sorulmak üzere ayrılacak. İki adet aynı düzeyde soru var ise o zaman bunlardan biri puanlamaya katılacak, diğeri ise başka sınavlarda eşitleme yapmak için ayrılacak. Diyelim ki yüzde 70 oranında aday deneme sorusunu cevaplayabiliyor, bunu katsayılandırıp havuza koyacağız. Adayların yüzde 70’nin cevaplayabileceği bir soru gerektiğinde, bu soruyu kullanacağız. Başka türlü zor ya da kolay soruları uzman tahminleri ile belirlemekteyiz. Bu da meşru bir yol ama diğeri kadar kesin değil.
"Ölçme üzerine çalışan uzmanların ortak görüş olarak "adaylar üzerinde denenmiş sorularla sınav yapın" dediklerini anlatan Ömer Demir, "Bunun ötesindeki bir yöntem şu anda dünya genelinde keşfedilmiş değil, bizim de yapmamız mümkün değil, ama niçin yapamıyoruz? Çünkü yerleşik bir sınav alışkanlığımız var. Sınav sonrası soruların açıklanması sınav kültürümüzün bir parçası olmuş ama bu bize özgü bir durum. Dünyada benzeri yok. Soru çok kıymetli bir ölçme aracıdır. Özellikle seviye tespitini amaçlayan sınavlarda iyi bir soru keşfedildiğinde niye sadece bir sınavda tüketilsin?" dedi.
Ömer Demir, "deneme soruları" uygulamasının şimdilik sadece seviye tespiti yapılan Akademik Lisansüstü Giriş Sınavı (ALES), Yabancı Dil Sınavı (YDS), İş Sağlığı ve İş Güvenliği Sınavı gibi sınavlarda yapılacağını kaydetti.