İnsanlığın en temel problemi nedir? Sorusunun cevabını merak edenler. İnsanlık tarihinin en temel eserine bakmalıdırlar.
Nedir insanlık tarihinin en temel eseri?
El cevap: Tarihinde, insanında tek sahibi, yegâne söz sahibi Allah’tır (c.c.). O insanı muhatap aldı. Kendisine halife seçti. Halife, temsil ettiği makam adına iş yapan kimsedir. Allah’ın halifesi olan insan, yeryüzünde Allah adına iş yapan varlıktır. Bu görevi Allah’ın halifesi sıfatıyla yapar.
Böyle ağır ve önemli bir görevi üstlenen insanın, başarılı olması için, çözmesi gereken en temel sorun eğitimdir. Bunu ilahi eğitim projesinin son halkası olan Hz. Muhammed (sav)’e inen ilk ayetlerden anlıyoruz.
Evet, şu cümlenin altını kalın çizgilerle çizerek vurgulamak istiyorum.
Allah’ın, Son Peygamber’ine söylediği ilk söz:
“OKU”
Acaba bu söz rastgele seçilmiş, öylesine söylenmiş bir söz mü? Yoksa gerçekten son peygambere söylenen ilk söz olmasının bir değeri, önemi var mı?
İlahi rehberliğin ışığından yavaş yavaş uzaklaşarak, azgınlaşan ve ebedi mutluluğa götüren hedeften sapan, yolunu kaybeden insanlığın, yeniden hedefi bulması ve bu yolda emin adımlarla ilerlemesi için, Allah Son Rehberini gönderdi. Ve O’na ilk olarak “oku” dedi.
Son vahyin üzerinden 600 yıl geçmişti. Derler ki, karanlığın en yoğun olduğu an, aydınlık sabahın müjdecisidir. Sonsuz mutluluğa giden yoldan uzaklaşan insanlık, her konuda azmış, insanlığın sahip olduğu değerler tepe taklak olmuştu. Düşene kimse el uzatmıyor, zayıfın hakkını kimse savunmuyordu. Fakirler, güçsüzler, kimsesizler köleleştiriliyordu. Onlara insan oldukları unutturulmuştu. Bir eşya gibi alınıp satılan köleler, sadece satın alınacak bir nesne gibi en mahrem yerleri dahi, diğer insanların önünde inceleniyordu. Onlarında insan oldukları, utanabilecekleri asla düşünülmüyordu. Kölelik müessesinin kaynakları, İslam’ın, değiştiren ve dönüştüren inkılabı sayesinde, tarihin çöp sepetine atılıyordu.
İnsanı her iki cihanda, gerçek mutluluğa ulaştıracak en temel hakikat, eğitimdir. Bunun için gerekli olan doğru bilgi, o bilgiyi elde etmek, üretmek ve iletmek. İşte vahiy, bu süreç için gerekli olan bilgiye, insanın öğrenme yeteneğine ve bunun araçlarına dikkat çekiyor.
“Oku Yaratan Rabbinin adına.
O insanı alaktan (sevgi ve alakadan) yarattı.
Oku. Zira Rabbin sonsuz kerem sahibidir. (cömertliğinde sınırsızdır)
O insana (bilgiyi) kalemle (kaydetmeyi) öğretti.
O insana bilmediklerini öğretti.
Eğitimin altın dokunuşu ile, kölelik tuz-buz olmuş, köleleştirilen insanlar, İslam’ın ve insanlığın gözbebeği Bilal’lere dönüşüyordu. Savaşta esir düşen düşman, okuma yazma öğretmenin karşılığı olarak, insanlık onurunun ayrılmaz parçası olan özgürlüğüne kavuşuyorlardı.
Bugün insanlık, Yüce Yaratıcının kendisine bahşettiği, “Eşref-i Mahlûkat”/yaratılmışların en şereflisi olma tacını takarak, vahyin aydınlatıcı, eğiterek dönüştürücü iklimine, yeniden gönlünü, yüreğini açmalı. Kendini ve haddini öğrenen insanın, hayatı ve ölümü, dünyayı ve ahireti, kendini ve Rabbini bilen, ilahi eğitim projesinden aldığı terbiye ile yeryüzünde Allah’ın halifesi sıfatıyla, Allah adına adaleti, iyiliği, tüm güzellikleri tesis eden, bahtiyar varlık olmalıdır.