İrlanda'daki Türk Günü’ buluşmasına katılan Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, Rusya'nın Türkiye'ye dair yasakları ve bu yasaklarla ilgili yapılan görüşmeler hakkında bilgi verdi.
Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, İrlanda’nın başkenti Dublin’de Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu ve Enterprise Ireland tarafından ortaklaşa düzenlenen ‘Türk Günü’ buluşmasına katıldı. Rusya'ya yaptığı ziyaret hakkında değerlendirmede bulunan Zeybekci, "Siz yasak koyarsanız, ısrar ederseniz, otomatik olarak karşı tarafın yasak koymaması bizi siyasi anlamda tartışılır hale getirir. Yasak yasağı doğurur. Negatif söylem mutlaka karşı tarafta da negatif söyleme dönüşür." dedi.
Dünya'ya konuşan Zeybekci'nin verdiği önemli mesajlar şöyle:
"Rusya'nın Türkiye'ye uyguladığı yaptırımların ve yasakların tamamı Kasım 2015'teki uçak kazası ile ilgili olarak gündeme gelen yaptırımlar. Tek gerekçe buydu. 2016 yazında Sayın Cumhurbaşkanımız (Recep Tayyip Erdoğan) ile Rusya Devlet Başkanı (Vladimir) Putin arasında başlayan olumlu iklimin arkasından, beklentimiz ticari ilişkiler bakımından da Kasım 2015 öncesine çok hızlı bir şekilde dönmekti. Söylemler de o yöndeydi. Ancak maalesef sonradan gördük ki, istenildiği şekilde ilerlemedi süreç. Toplam 750 milyon dolarlık tarım ürünlerinde ancak 100 milyon dolarlık kısım açıldı. Türk şirketlerinin faaliyetleri yasaklanmıştı. Orada da bir düzelme olmadı. Vize yasakları sürdü. Türk nakliye şirketlerinin şoförlerine yasak konuldu.THY'nin kabin görevlilerine bile yasak uygulandı. Hala da yürürlükte bu hafta düzelmesini bekliyoruz. Kabin görevlilerine getirilen vize yasağı anlamında söylüyorum, dünyada hiçbir ülke hiçbir ülkeye böyle bir uygulama yapmadı."
Türkiye olarak biz hiçbir yasak uygulamadık ve uygulamayacağız
St. Petersburg görüşmesinde daha olumlu bir hava bekledik. Düzelir diye bekledik. Moskova da üst düzey bir toplantıda, liderlerin huzurunda, Rusya Enerji Bakanı Novak, Türkiye tarafında da KEK başkanı olarak ben konuştum. Şunu açık olarak ifade ettik: 'Türkiye olarak biz hiçbir yasak uygulamadık ve uygulamayacağız. Ama bizim vermiş olduğumuz bir imtiyaz var. Dahilde İşleme İzin Belgesi. Rusya'dan gelen tarım ürünlerini işleyerek üçüncü ülkelere satan ihracatçılarımız var. Bu ihracatçılarımız aynı zamanda Rusya'ya ihracatçı. Bu ihracatçılarımız ve tarım sektörümüz güçlü bir lobiye de sahip. Bize yoğun baskı yapıyorlar. DİR kapsamında yüzde 130, yüzde 70, yüzde 36, yüzde 19 gibi oranlarla, vergilerle koruduğumuz kimi tarım ürünlerinde ‘0' gümrükle ithalat imtiyazı verdiğimiz Rusya'ya artık bunu düzenlemekte zorlanıyoruz. Ve daha da zorlanacağız…'"
Karşı adım gelmedi
Gördük ki, bununla ilgili karşı adım gelmedi. Gelmeyince ihracatçılarımız da DİR kapsamındaki taleplerinde Rusya'yı yazmamaya başladılar. Ve bunun üzerine de biz Rusya'ya DİR belgesi düzenleyemez hale geldik. Bu da en önemli ürünlerden biri de buğday, artı ham ayçiçek yağı gibi ürünleri kapsıyor. Çok gündeme gelmedi ama ham ay çiçek yağında 750-800 milyon dolar gibi ithalatımız var. Buğdayda da 600 milyon dolar civarında bir ithalatımız var. Buğday da biz Rusya'nın ikinci ithalatçısıyız. Ayçiçek yağında birinci ithalatçıyız. Diğer ürün gruplarında da birinci ihracatçıyız. Toplam 1.8 milyar dolarlık ithalat hacmimiz var."
Olumsuz sonuçlandırma niyetinde değiliz
"Biz dahilde işleme izin belgelerini düzenleyemez hale gelince Rus tarafı ile telefon görüşmeleri başladı. ‘Bize bir yasak mı getirildi' diye sordular. "Yasak değil. Gümrük vergilerini ödemek kaydıyla Türkiye'ye her türlü ihracatı yapabilirsiniz. Sizin koyduğunuz gibi bir yasak aklımızdan geçmedi" dedik. O dönem referandum kampanyası yapmamıza rağmen, ikili görüşmelerim devam etti. Sayın Mehmet Şimşek ile de görüşmeler yapıldı. Referandumdan hemen sonra da Mehmet Şimşek ile birlikte Rusya ziyaretimiz oldu. Konmuş olan yasakları konuştuk. Bizim de yaptığımız bazı anti-damping soruşturmaları vardı. Onlar sonuçlanmadı. O süreç biraz uzuyor. Bilerek de uzattık. Olumsuz sonuçlandırma niyetinde değiliz çünkü…"
Charter seferleri
"Görüşmelerimizde, Rus tarafının, charter seferleriyle ilgili bazı olumsuzluklar olabileceği yönünde imaları oldu. Biz de yasaklarla bir yere gidemeyeceğimizi, sağduyuyla hareket edilmesi gerektiğini ifade ettik. Siz yasak koyarsanız, ısrar ederseniz, otomatik olarak karşı tarafın yasak koymaması bizi siyasi anlamda tartışılır hale getirir. Yasak yasağı doğurur. Negatif söylem mutlaka karşı tarafta da negatif söyleme dönüşür. Bunu yapmayalım dedik."
Oturup her şeyi çözmek istiyoruz
"Perşembe günü Rusya Ekonomi Bakan Yardımcısı başkanlığında bir teknik heyet gelecek. Teknik görüşmelerimiz olacak. Hafta sonu bizim Karma Ekonomi Komisyon Eşbaşkanı Novak ile teknik çalışmalar biter bitmez geniş katılımlı bir telekonferansımız olacak. Cumhurbaşkanımızın mayısın üçünde bir ziyareti olacak. O gündeme ekonomi girer mi girmez mi bilemiyorum. 6-7 Mayıs'ta Rusya Başbakan Yardımcısı'nın bizim Sayın Şimşek ile oraya gittiğimiz heyetin karşılığı olarak Türkiye'ye gelmesini bekliyoruz. Teyit ettikleri bir ziyaret. Oturup her şeyi çözmek istiyoruz.
Rusya tarafında bu yasaklar konusunda bir ilerleme kaydedemedik uzun süre ama ihracatçımızın bu DİR belgesinde Rusya'yı talep etmemesiyle bir görüşme trafiği oluştu. Bir masaya çekilme durumu oldu. Önümüzdeki süreçte her şeyi konuşma kararı aldık. Ben 18 Nisan'daki görüşmemizden sonra daha pozitif bakıyorum doğrusu…"
Hepsi masada olacak, hepsi konuşulacak
"Rusya bize et ürünlerini, süt ürünlerini Türkiye'ye ihraç etmek istediklerini söylediler. Bizim de ‘önünde bir engel yok, buna negatif değiliz' yönünde bir görüşümüz oldu. Görüşeceğiz. Teknik anlamda yeterlilikleri varsa, Rusya'dan et alabiliriz çünkü kırmızı et ithal eden bir ülkeyiz. tabii, kemiksiz olmak ve bazı hassasiyetlerimizi karşılamak kaydıyla. Diğer ürünlerde de biz yasak tarafında değiliz. Önümüzdeki süreçte her şeyi, tarımdaki yasakları, iş dünyasına getirdikleri yasakları, tarım ürünlerimize konmuş olan tüm yasaklar, bizim de dahilide işleme belgesi kapsamında 1.8 milyar dolarlık etkileyen bölümle ilgili gelişmeler, hepsi masada olacak, hepsi konuşulacak. Şunu da söyleyeyim; bizim DİR kapsamında ithalatımız toplamı 3 milyar dolar civarında. Bunları da riske atmak istemiyoruz Türkiye olarak. Bizim enerji dışında Rusya'dan ithalatımız da 7 milyar dolar civarında. Yani yasaklar yönünde ilerleyeceksek, iki ülke de zarar görür. Biri az zarar görür biri biraz daha fazla zarar görür ama aklı selim hakim olmalı ve iki taraf da yasaksız ticaret yapmalı. Buradan geri dönüş de olmaz artık. İşin prensibi bu… Domates ile ilgili ‘biz domates üreteceğiz' şeklinde bir yaklaşımları oldu. Eyvallah. Bir ülkede bir tarım ürünü üretiliyorsa bizim ona diyecek bir şeyimiz yok zaten. Ama yasak kabul edilebilir değil. Bunun kuralı şu; vergiyi yükseltir koruma altına alırsınız. Vergiyi ödeyen de gelir, girer pazara.