Enes, kendini ölümün kollarına bırakırken kendi anne babasıyla birlikte tüm anne babalara sesleniyor ve ölümünden ibret alınmasını istiyordu. Yapabildik mi? Hayır.
Ben, ağzından çıkan her bir kelimeyi, onun kendi çocuğum olduğunu düşünerek dinledim. Ne diyordu Enes?
Baba, yoruldum diyordu. Bu yorgunluğu, hem geçmişteki yoğun çalışmalarından geliyor, hem de okul ve yurt içindeki derslerden kaynaklanıyordu. Hayatın kendisine yeni fırsatlar doğurabileceği, yeniden sınava girebileceği aklına geliyor ama bunun için enerjisinin kalmadığını düşünüyordu. Enes bize; “Çocuklarınızın enerjisini tüketecek kadar yormayın.” mesajı veriyordu.
Notların düşük, sınıfımı geçemeyeceğim, derken başarısızlık hissi yaşadığını anlatıyordu. Enes bize; “Çocukların, başarabilecekleri inancını yok etmeyin.” mesajı veriyordu.
Günlük yaşantısına ilişkin verdiği bilgiler aslında ülkemizdeki birçok insanın günlük yaşantısından farksız gibi görünüyordu ama Enes özelliklere diyordu ki “Bunları istemeye istemeye yapınca özgürlüğünüz elinizden gitmiş gibi hissediyorsunuz. Bir yerden sonra dayanılmıyor. Çok kötü bir durum.” Enes bu sözleriyle bize; “Yapmak istemedikleri, içselleştirmedikleri şeyleri yapmaları için insanları zorlamayın.” mesajı veriyordu.
Enes, düşüncelerini ailesi ve yurttaki hocalarla paylaşamamıştı. Ben ateistim, bana zorla namaz kıldırmayın, diyememişti. Enes bize; “Düşüncelerini açıklayabilmeleri için gençlere fırsat ve cesaret verin” mesajı veriyordu.
Doktorluğun kendisine uygun olmadığını düşünüyor, çalışma koşullarının ağırlığından bahsediyor ve böyle bir gelecek istemiyorum, diyordu. Gelecek endişesi taşıyordu. İşsizlik korkusu, geçinememe korkusu çekiyordu. Yaşama hevesimi kaybettim. Hayat benim için çekilmez oldu, diyordu. Daha 20 yaşında omuzlarına gelecek kaygısı çökmüş Enes bize; “Gençlerinize iyi bir gelecek, hiç olmazsa bir ümit verin. Ümidi olmayanın geleceği de olmaz.” mesajı veriyordu.
Ailem olarak beni dinlemediniz. Bu yurtta kalmak istemediğimi söylediğim halde beni dikkate almadınız. Burada kalmaya zorladınız, kız kardeşimin de hiçbir şeyi kendisinin seçmesine fırsat vermeyeceksiniz. Kardeşlerim için böyle olmasını istemiyorum, diyordu. Enes bunu söylerken; “Ey aileler, çocuklarınızın düşüncelerine önem verin, görüşlerini dikkate alın.” “Ey ailem, yaptığınız hatanın farkında olun ve bir daha bu hataya düşmeyin, bana vermediğiniz seçme hakkını kız kardeşlerime verin.” mesajını veriyordu.
Senin sesini duymadığımız, sen kendi iç dünyanda sorunlarla boğuşurken bunu fark etmediğimiz; inancını, tercihlerini ve fikrini dikkate almadığımız; seni istemediğin şeylere zorladığımız, sana iyi bir gelecek sunamadığımız, seni hayata yeterince hazırlayamadığımız, senin savruluşuna seyirci kaldığımız, sana inancın ne olursa olsun, huzur içinde yaşayacağın bir toplum güvencesi veremediğimiz için bizi affet.
Doğan CEYLAN