Ey halkım!
Bunca yıldır sana hep seni kim yönetsin diye sordular. Bir kez bile seni nasıl yönetelim demediler.
Kuralları kendileri belirlediler. Önüne bir iki alternatif koydular. Sana bunlardan birini seç dediler.
Ama asıl sorulması gerekeni hiç sormadılar.
“Seni yöneteceğimiz sistem nasıl olsun; bu sistemden memnun musun, nasıl bir sistemle seni yönetelim” demediler.
Yalnızca birkaç parti ve lider gösterdiler, birini seç dediler.
Sen de seçtin.
Oyunun kurallarının değişebileceğini hiç söylemediler. Tayyip Bey, bu referandumu gündeme getirene kadar sen de düşünmemiştin.
Evet.
Sen hep seçiyordun.
Ya bir milletvekili, ya bir başbakan, ya bir belediye başkanı veyahut da bir muhtar.
Beğenmeyince nasıl olsa bir dahakine bir başkasına oy verme özgürlüğün(!) vardı.
Bu görünürdeki özgürlüğün aslında bir oyalamadan ibaret olduğunu göremedin. Çünkü sistemi kuranlar “bütün yollar Roma’ya çıkar” misali her yolu kendilerine çıkarmışlardı.
Sen bu yolu Menderes’le mi değiştirmek istedin? Hemen onu bir darbeyle indirip asarlardı.
Özal’la mı değiştirmeyi düşündün? Onu da zehirleyip devre dışı bırakırlardı.
Erbakan’la tekrar bir başlangıç mı yapmak istedin? Onu da post-modern bir darbe ile alaşağı ederlerdi.
Yani aslında sana seçme hakkı tanıdıklarında bile işlerine gelmeyince senin kararına müdahale ediyorlardı.
Sen de her seferinde yeniden başlamak zorunda kalıyordun.
Tıpkı Sisifos gibi.
Kim mi Sisifos?
Yunan mitoloji kahramanı Sisifos, yer altı dünyasında sonsuza kadar büyük bir kayayı bir tepenin en yüksek noktasına dek yuvarlamaya mahkûm edilmiş biridir.
Sisifos kayayı tepeye ulaştırmasına tam bir parmak kala bir güç kayayı tepeden geri itiyordu. Sisifos ise her gün yeniden kayayı itmeye sıfırdan başlıyordu. Bu, kısırdöngü şeklinde hep devam ediyordu.
Problem kayayı tepeye yaklaştırmak değil, onu tepeye tam oturtmaktır. Bizler Tayyip Bey’den sonra yine her şeye sıfırdan başlamak istemiyoruz.
Bu büyük lider başımızdayken EVET mührünü basarak kayayı tepeye oturtalım. Yoksa Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan sonra yine koalisyonlar, yine istikrarsızlıklar, yine çift başlılık yıllarımızı alıp götürecek.
Bizler kayayı tepeye oturtmaya hiç bu kadar yaklaşmadık. Bu şansı zannediyorum bir elli - yüz yıl daha göremeyiz.
Şimdi sen EVET mührü basacak kardeşim.
İnan ki Menderes’i asan, Özal’ı zehirleyen, Erbakan’ı deviren kişilerin ve zihniyetin hakkından gelmek için EVET’i basacaksın.
15 Temmuz işgal girişimine yeniden cesaret edemesinler diye EVET mührünü basacaksın.
Yüzde on beş, yirmi oyla iktidara gelip Anadolu insanının değer yargılarına, yaşam tarzına müdahale edemesinler diye EVET’i basacaksın.
Unutma diğer bütün seçimlerin tekrarı, telafisi var; referandumun tekrarı yok.
EVET!