Neyse asıl meselemiz Fransa’daki olaylardı. Fransa’da olan olaylar ne insani ne de İslamidir. Burada hem fikir olmamız lazım. Hiçbir gerekçe, masum insanların ölmesine veya zarar görmesini makul karşılamaz. İçimizden dünyanın dört bir yanında yaşanan zulümleri ve ölümleri gördükçe biraz da Avrupa yaşasın demek geçmiyor değil, lakin masumların suçu ne diye vicdanımız devreye giriyor.
“Nasıl ki, sen bir gemide veya bir hanede bulunsan, seninle beraber dokuz mâsum ile bir câni var. O gemiyi gark ve o haneyi ihrak etmeye çalışan bir adamın ne derece zulmettiğini bilirsin. Ve zalimliğini, semâvâta işittirecek derecede bağıracaksın. Hattâ bir tek mâsum, dokuz câni olsa, yine o gemi hiçbir kanun-u adaletle batırılmaz.”
Ama Avrupalılar öylemi yapıyor? Masum suçlu ayrımı mı var? “Suriye’ye bakın Irak’a bakın hangisinde suçlu masum ayrımı var?” diyenler çıkacak. İşte Fransa’daki saldırıları yapanlarda bu ayrımı yapmayanlar. Suriye, Irak ve dünyanın neresinde zulüm varsa bu zulmü yapanlar Fransa’daki katliamı yapanların efendileridir. Teröre destek vermek bumerang gibidir. Döner dolaşır mutlaka bir gün gelir sizi bulur.
Masum ve Gariban İnsanlar Ankarada, Bağdatta, Şamda, Beyrutda ve Ortadoğunun heryerinde patlayan bombalarla ölürken kimse Parisin Şanzalizesinde, Londra nın Oxford veya Regents caddelerinde keyif içinde gönül rahatlığı ile pırıl pırıl sokaklarda gülüçükler dağıtarak şen şakrak festivaller düzenleyerek yaşayamaz.
Zulmettiğiniz ülkelerin kaynakları ile ne Moskova’da ne Paris’te ne Londra’da halkınızın güven ortamında, korkusuz bir şekilde yaşamasını sağlayamazsınız. Sağlamaya çalışırsanız da bir gün bedelini o masum halkınıza ödetirsiniz.
Şimdi Terörü destekleyen tüm ülkeler bugün Fransa’ya yarın bana demeli! Biran önce terörden beslenmeyi bırakmalı! Bugün beslediğiniz teröristlerin yarın elindeki silahı size çevirmeyeceğinin bir garantisi var mı?
Necati Cemaloğlu hocamın da dediği gibi,“Batı’nın zenginliğinin kaynağında sömürgelerinin kanı, malları; bugünkü zenginliklerinde ise fesatlıkları ve teröristlere sattıkları silahları vardır.” Fransa halkı, Hükumetinin dış politikalarını terör örgütleri ile ilişkilerini bir kez daha sorgulamalıdır.
İğneyi şimdiden kendinize batırmalısınız yoksa çuvaldızın acısına dayanamazsınız. Türkiye’deki olaylara tepki verenler demokrasi nağraları atanlar insan hakları diye yırtınanlar şimdi dönüp Fransa’ya “Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu?” demeli.
Bu saldırı olduğunda Fransa muhalefetinden sesler yükselmeye başladı!
Marine Le Yuksekdağ: Fransız Miti yaptı.
Sarkozy Kılıçlılaroğlu: Fransa emniyeti saldırıyı önceden biliyordu.
Cecile Nazlı Dufılcak: Bizimkileri temizlediler emniyet ve istihbarat zayıfladı. Yoksa terör saldırısı olmazdı!
İşin şakası bir yana Victor Hugo yazdıklarımızı yazacaklarımızı yıllar önce özetlemiş kendi ülkesinde olan yada olabilecek terör saldırıları için söylediği sözle bizlere fazla söz bırakmamış: "Paris'te bir adam öldürülürse, bu bir cinayettir; doğuda elli bin insan boğazlanırsa, bu sadece bir meseledir"
Bu arada sizleride unuttuk sanmayın kendi ülkesinin terörüne Fransız kalıp Fransa’nın terörüne ağıt yakanlar.
![](/images/upload/fransayafransizkalmamak.jpg)