Tüm insanlığı iki kavramla kucaklayan bir milletiz.
1. Gönül Coğrafyamız.
2. Ümmet Coğrafyamız.
Boşuna tüm dünya mazlumlarının ve İslam dünyasının umudu olmadık. Tüm insanlığı kucaklayan bir medeniyetin çocukları ve mirasçıları olan bu millet, yeniden ve bir kez daha yeşeren bu ümidi boşa çıkarmayacak, ümmetin ve tüm insanlığın hamisi olacak. Bu yolda inançlı ve kararlı/güçlü adımlarla ilerleyen bir Türkiye gümbür gümbür geliyor. Hem içerdeki hemde dışardaki düşmanlar bir kez daha şahit olacak buna.
Akif'in dediği gibi:
Bir zamanlar biz de millet, hem nasıl milletmişiz.
Gelmişiz, dünyâya milliyet nedir öğretmişiz.
Kapkaranlıkken bütün âfâkı insâniyyetin,
Nûr olup fışkırmışız tâ sînesinden zulmetin;
Bekâyı hak tanıyan sa'yi bir vazîfe bilir;
Çalış çalış ki bekâ sa'y olursa hakkedilir."
Siz bu satırları okurken biz gönül ve ümmet coğrafyamızın en önemli parçalarından biri olan kardeş ve can dost Pakistan'da olacağız inşallah.
“Yetim Gülerse Dünya Güler” inancıyla yola çıkan İHH'nın yetim projeleri kapsamında Pakistan'a gidiyoruz. Dünyanın herhangi bir yerinde bir yetimin, bir mazlumun elinden tutmak, gözyaşını silmek ve yaralarını sarmak için yollardayız.
Yeryüzünde Allah adına iş yapan varlık olan, insan olmanın gereğini yerine getirmek için yollardayız.
Yüz yıldır insanlığın, ümmetin mahrum kaldığı hilafet sancağını düştüğü yerden kaldırıp, gönül coğrafyamıza, ümmet coğrafyamıza götürmek için yollardayız.
Hilâfet sancağının yere düştüğü günlerde, dünyanın öbür ucundan tüm imkanlarıyla, yada imkansızlıklarıyla yanımızda olan kardeş ülke Pakistan için yollardayız.
Yüz yıl öncesinden kaldığımız yerden devam etmek için, sizi unutmadık demek için yollardayız.
Payitaht İstanbul işgal edildiğinde gözyaşlarını yüreğine akıtan Pakistan halkının torunları olan yetimlerin velisi Türkiye’dir demek için yollardayız.
Biz sizi değil, kendimizi unuttuğumuz için yüz yıldır gelemedik demek için yollardayız.