Adalet Bakanı Gül: İstinafa gelen dosya sayısı 1 milyon 200 bin civarında

Adalet Bakanı Gül, "2016'daki istinaf tecrübemiz 7 yerle başladı, sonra 9'a çıktı, bugün itibarıyla 11'e ulaştı. Bu dönemde toplam istinafa gelen dosya sayısı 1 milyon 200 bin civarındadır." dedi.

Adalet Bakanı Gül: İstinafa gelen dosya sayısı 1 milyon 200 bin civarında
05 Eylül 2018 Çarşamba 16:30

Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, Serdivan ilçesinde hizmete giren Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi'nin açılış töreninde konuştu.

Bakan Gül, başlanılan adli yılın yargı mensuplarına, adalet teşkilatı çalışanlarına hayırlı olması temennisinde bulundu.

Adaletin insanın insanla insanın toplumla uyum ve ahenk içinde yaşamasının ilahi bir formülü gibi olduğunu aktaran Gül, bu formülü arayıp bulmanın emek ve dikkat isteyen, mücadele gerektiren bir şey olduğundan bahsetti.

Ne ölçüde zorluklarla olursa olsun devlet ve toplum düzenini ayakta tutan bu sırrı arayıp bulmanın, herkes için vazgeçilmez bir ödev olduğunu vurgulayan Gül, "İşte bu görevin yargı ve adalet hizmetleri boyunca sürdüren bütün hakimlerimize savcılarımıza avukatlarımıza ve adalet personeline emekleri, çabaları için şükranlarımı sunarım. Hiçbir zorluk karşısında yılmadan hukukun ve vicdanın sesi dışında harici hiçbir etkiye aldırmadan bu zorlu ama bir o kadar da onurlu görevi layıkıyla yapmaya devam edeceklerinden hiçbir kuşkumuz yoktur. Yargı mensuplarımızın tarafsızlık ve bağımsızlık vasıflarını özenle koruyarak kapılarına adalet için gelen herkese ayrımsız hizmet edeceklerine gönülden inanıyorum." ifadelerini kullandı.

"Adalet basit bir matematik hesabı değildir"

Gül, adaletin basit bir matematik hesabı olmadığını, verilen her bir kararın insanın hayatına, umut ve korkularına karşılık geldiğine işaret etti.

Yargı mensupların bu bekleyişi adaletle tamamlamalarının en büyük ve en ulvi görevleri olduğuna değinen Gül, "Bizim de en büyük beklentimiz yine bu adaletin tesisidir. Her vatandaşımız kapınıza vardığında hakkına ulaşacağını elbette bilmelidir. Vicdanlarını doğal bir adalet terazisine çevirerek yargı mensuplarımızın topluma bu güveni vereceğinden liyakatla görevini ifa edeceğinden eminiz. Yargı mensuplarımız fedakarca çalışırken biz de vatandaşlarımızın adalet hizmetlerinden daha yüksek kalite ve standartlarından yararlanması üzerine ilerlemeye devam ediyoruz." şeklinde konuştu.

Bir ülkede hukuku ölçülebilir değer haline getiren unsurun, adil ve etkin işleyişiyle yargı sistemi olduğunu anlatan Gül, yargı sistemini, insana hizmet eden bir araç olarak işlevsel kılmanın AK Parti hükümetlerinin değişmeyen önceliği olduğunu söyledi.

Bu önceliğe uygun hizmet ve yenilik adımlarını güncelleme çalışmalarının "Yargı Reformu Strateji Belgesi"nde bir takvime ve eksene bağladıklarını aktaran Gül, bunu da en kısa zamanda paydaşlarla toplumun her kesimiyle beraber oluşturacaklarını ve güncelleyeceklerini kaydetti.

Ana hedeflerini toplumun tüm kesimlerine güven veren bir adalet inşası olarak belirlediklerine vurgu yapan Gül, şöyle devam etti:

"Cumhurbaşkanımız liderliğinde bu reformları sürdüren bir anlayışla her zaman milletimizin yanında olduk. Elbette yeterli görmüyoruz. Daha fazla yapmamız, atmamız gereken adımlar var. Mevzuat çalışmaları, altyapı çalışmalarıyla kurumlarımızın yapısal ve teknolojik dönüşümüyle artan yargı ve yardımcı personel sayısıyla sürekli eğitim perspektifiyle takipçisi olduğumuz bir kalite ısrarıyla bu büyük dönüşümün halen içinden geçmekteyiz.

Hükümetimizin 100 günlük eylem planıyla müjdesini verdiği, yargıda hedef süre uygulamasını da yeni adli yılla başlatmış olduk. Bin 457 ayrı dava türünde ve 220 soruşturma türünde azami süreleri belirledik. Bu süreleri ilk 4 aylık uygulamadan sonra dava taraflarıyla vatandaşlarımıza da paylaşmaya başlayacağız. Artık bir soruşturma başladığında bir dava açıldığında yargının kum saati işlemeye başlayacak. Bundan daha önemlisi yargı süreçleri daha şeffaf, daha öngörülebilir hale gelecek. Uygulama sayesinde sistemin geciken veya tıkanan yönlerini de tespit etme imkanına kavuşacağız. Bunları somut olarak analiz edeceğiz. Bu sorunları çözme iradesini ortaya koyacağız."

Bakan Gül, hükümetin 100 günlük eylem planıyla taahhütte bulunduğu iki ayrı istinaf mahkemesini de bu adli yılla birlikte faaliyete geçirdiklerini aktardı.

Artık istinaf başvuruları için Sakarya ve Kocaeli'deki vatandaşların İstanbul'a, Bolu, Düzce, Zonguldak ve Bartın'daki vatandaşların da Ankara'ya taşınmayacağını vurgulayan Gül, "Bu yerlerin istinaf yetkisi bakımından bağlı olduğu Ankara ve İstanbul'daki bölge adliye mahkemeleri de yine iş yükü bakımından rahat bir nefes alacak. Böylece sadece Sakarya ve civar illeri değil, Ankara, İstanbul ve civar illerini de Türk yargı sistemini de rahatlatacak hızlı ve etkin bir yargısal mekanizmayı başlatmış olacağız. Amacımız mahkemeler teşkilatındaki son iki yılın bu çok önemli reformunu ülke genelinde yaygınlaştırmak, etkin bir biçimde işlemesini sağlamaktır." diye konuştu.

"İstinaf tecrübesini arttıracağız"

Gül, istinaf mahkemelerinin 2016 yılında hizmete girdiğini anımsatarak, "2016 yılındaki istinaf tecrübemiz 7 yerle başladı, sonra 9'a çıktı, bugün itibarıyla 11'e ulaştı. Hedefimiz bunun kademeli olarak 15'e çıkartılmasıdır. Yaklaşık iki yıllık istinaf tecrübesini geride bıraktık. Bu mahkemeler 2016 temmuz ayında faaliyete geçince hem sistemimize büyük bir yenilik hem de vatandaşlarımıza çok önemli bir güvence gelmiş oldu. İstinafla birlikte iki dereceli yargılama sisteminden üç dereceli yargılama sistemine geçmiş olduk. Bu yeni sistem en başta yargılamaların makul sürede tamamlanması, yüksek mahkemelerde aşırı iş yükünün önlenmesi anlamına gelmektedir. İstinaflar aynı zamanda ikinci bir yargılama, ikinci bir denetim imkanıyla vatandaşlarımız için de daha yüksek bir hukuki güvence anlamına gelmektedir." dedi.

Türk yargısının istinaf mahkemelerine yabancı olmadığını aktaran Gül, şöyle konuştu:

"Bildiğiniz gibi Tanzimat dönemi modernleşmesiyle yargı sistemi içerisinde yer alan bu kurum, Cumhuriyetin kurulmasından sonra bir süre varlığını korumuş. İyi yetişmiş ve yeterli sayıda hukukçu bulunmaması bu mahkemelerin sonunu getirmiştir. Genç Cumhuriyet üç dereceli yargı sistemini günün şartlarına bu sebeple taşıyamamıştır. Buna rağmen üçüncü ara kademe oluşturulması hiçbir zaman gündemden düşmemiştir. Her dönem bu hedef olarak belirlenmiştir. Uzun bir aradan sonra istinafa geçilmesi hükümetlerimizin reformcu yaklaşımları ve yetişmiş yeterli hakim sayısına ulaştığımızın göstergesidir. Geldiğimiz bu seviye Türk yargısı adına gurur verici bir seviyedir."

Bakan Gül, sayısal olarak yeterli, nitelik olarak üstün yargı mensubunun bir istinaf için temel şart olduğunu belirterek, "75 hakim, savcı arkadaşımız ve istinafta görev almak için birinci sınıf olmak bir elzemdir, şarttır çünkü ilk derece mahkemenin verdiği karar burada bir gözden geçiriliyor, istinaf ediliyor. Dolayısıyla buraya, sadece istinafın binasını oluşturmak yetmiyor, nitelikli hakim ve savcıları atamanız gerekiyor. Hamdolsun Türkiye'de bu konuda çok önemli mesafeler elde edilmiştir." ifadelerini kullandı.

Bu önemli reformun kökleşmesini ve devam etmesini hükümet, bakanlık ve Hakimler ve Savcılar Kurulu (HSK) olarak çok önemli bulduklarını ve ve istatistiklerin istinaf mahkemelerinin çok önemli mesafeler katettiğini, başarılar elde ettiğini gösterdiğini anlatan Bakan Gül, şunları kaydetti:

"Bu dönem içerisinde toplam istinafa gelen dosya sayısı 1 milyon 200 bin civarındadır. Bölge adliye mahkemelerinde sonuçlanan dosya sayısı 836 bin civarındadır yani yüzde 68'lik kısmı istinaflarda sonuçlanmıştır. Bu çok önemli bir rakamdır. Yargıtay'a göre istinaf mahkemelerinde ceza dosyalarının görülme süreci yaklaşık 5'te 1, hukuk dosyalarında 3'te 1 azalmıştır. Yani 5 yılda Yargıtay'da tamamlanacak bir dosya istinafta bir yılda kesinleşebilmiştir. 3 yılda Yargıtay'da tamamlanacak bir hukuk dosyası istinafta 1 yılda tamamlanmıştır. Bu vatandaşımızın da bir an evvel davasının kesinleşmesi anlamında çok önemli bir adımdır. Bu yüzden inşallah Sakarya'daki bu adli yılına başlayan istinaf da Türk yargısına çok büyük bir katkı sağlayacaktır." ifadelerini kullandı.

Bakan Gül, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına yıllık ortalama 400 bin dosya gönderilirken bu sayının 30 bine düştüğünü dile getirerek, böylece savcılık ve ceza boyutuyla da davaların hızlanmasına ve nitelikli içtihatların çıkmasına bu reformun çok önemli katkı sağlayacağını dile getirdi.

Darbe girişimi davaları olmak üzere FETÖ yargılamalarının ilk derece mahkemelerinde çok önemli bir aşama kaydettiğini vurgulayan Gül, "İlk derece mahkemelerinde günden güne artan karar sayılarıyla birlikte konu artık istinaf mahkemelerimizin gündemine gelmiştir ve bu sebeple de istinaf mahkemeleri başta darbe yargılamaları olmak üzere yine ilk dereceden gelen dosyaları karara bağlayacaktır. Hakim ve savcılarımızın fedakarca çalışmalarının en yakın şahitlerinden biri olarak bu süreçte en zor görevin yargının üzerinde olduğunu, şimdi bu zor görev istinafın omuzlarında bulunduğunu ifade etmek isterim. 15 Temmuz ihanetinin hesabının süratle sorulması, faillerin hak ettiği cezaları alması konusunda toplumda çok güçlü, çok haklı, çok büyük bir beklenti vardır. Elbette bu beklentiye cevap verilirken adil bir yargılamanın da gereklerine riayet edilerek bu sonuç tamamlanacaktır." diye konuştu.

Sakarya Valisi İrfan Balkanlıoğlu da bölge idare mahkemesinin kentte açılmasından dolayı onur duyduklarını belirtti.

Bölge İdare Mahkemesi'nin hayırlı olması temennisinde bulunan AK Parti Seçim İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Ali İhsan Yavuz ise mahkemenin çok önemli hizmetler yapacağını kaydetti.

Törende, Adalet Bakan yardımcıları Selahaddin Menteş, Cengiz Öner, Yıldız Seferinoğlu ve Hilmi Bilgin ile AK Parti Sakarya Milletvekilleri Recep Uncuoğlu ve Kenan Sofuoğlu, MHP Sakarya Milletvekili Levent Bülbül, Sakarya Büyükşehir Belediye Başkanı Zeki Toçoğlu, HSK üyeleri, çevre illerin başsavcıları, hakim ve savcılar, siyasi parti temsilcilerinin yanı sıra kurum müdürleri ve belediye başkanları katıldı.


Kaynak: AA
Yorum Ekle
İsim
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.