AK Parti Grup Başkanvekili Naci Bostancı, 16 Nisan'daki halk oylamasının ardından Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatının (AGİT) halk oylamasına ilişkin raporu konusunda açıklama yaptı.
16 Nisan'da gerçekleştirilen anayasa değişikliği referandumuna ilişkin AK Parti Grup Başkanvekili Naci Bostancı, önemli değrlendirmelerde bulundu. Referandumdan 'evet' çıkması nedeniyle yapılan itirazlara değinen Bostancı, bu itirazların meşru mecralar içinde Yüksek Seçim Kuruluna (YSK) iletilebileceğini söyledi.
Sonuca yapılan itirazları YSK'nın değerlendireceğini belirten Bostancı, Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatının (AGİT) halk oylamasına ilişkin raporu konusunda ise kendisinin de AGİT üyesi olarak birçok ülkede seçim izlediğini kaydetti.
AGİT'in çalışma yöntemlerine dair önemli bilgilendirmelerde bulunan Bostancı, şunları söyledi:
"Sandık başlarına giderler, tarafları dinlerler. Seçimlerin iki temel esas üzerine yürüyüp yürümediğiyle ilgilidirler. Seçimler dürüstlükle yapılıyor mu, halkın iradesi sandıklara yansıyor mu, buna bakmakla mükelleflerdir. Onun dışındaki değerlendirmeleri taraflı ve kışkırtıcı buluyorum."
Aceleciliği şaibe durumunu daha da güçlendiriyor
"Mevcut şartlarda toplumsal ve psikolojik duruma ilişkin, daha çok hayır cephesine angaje bir muhakemenin ürünü açıklamalar gibi görüyorum ben bunu. AGİT'in tarafsız bir kurum olarak seçimlere ilişkin objektif ve güvenilir değerlendirme yapabilmesi için muhakkak bu kararları veren YSK ile temas kurması, kararların niçin, nasıl alındığını ve nihai olarak hukuki zeminde bu tartışmaların nasıl neticeleneceğini beklemesi gerekirdi. Bunları beklemeden yapmış olduğu açıklamayı doğru bulmam. Aceleciliği şaibe durumunu daha da güçlendiriyor. AGİT'in ancak YSK kendisine gelen itirazlar üzerine değerlendirme yaparken tatmin edici olmaz, bir hukuk zemininde problem olduğu düşünülürse böyle bir açıklama yapması gerekirdi. Hiç bu süreçler yaşanmadan açıklama yapması, AGİT'in tarafsızlığıyla ilişkin şaibe doğuran bir konudur. "
AGİT kendisinden beklemen rolü yapmıyor
"Maalesef uluslararası kimi mecra ve çevrelerin Türkiye'deki halk oylaması süresini etkilemeye yönelik birtakım çabaların içerisinde olduklarını gözlemledim. Bu çabaları hatırlayınca yaptıkları açıklamalar, 'Acaba aynı çabaların halk oylaması sonrası devamı mahiyetinde bir pozisyon mudur?' sorusu insanların aklına doğal olarak geliyor."