Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi (AKPM) Türkiye'ye ilişkin skandal bir karara imza attı. AKPM, Türkiye'yi siyasi denetime alma kararı aldı.
Avrupa Konseyi'nden skandal karar! AKPM Türkiye'yi siyasi denetime alma kararı aldı. Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi (AKPM) Genel Kurulu'nda Türkiye'nin denetim sürecine alınması talep edilen karar tasarısı kabul edildi.
AKPM Türkiye'yi ele aldı. AKPM tarafından düzenlenen “Türkiye’de Demokratik Kurumların İşleyişi” konulu oturumda, Türkiye ile ilgili son dönemde ortaya atılan iddialar değerlendirildi ve Türkiye'nin 2004'te çıktığı denetim sürecine yeniden alınmasıyla ilgili tasarı oylandı. Oylama sonucunda 45'e karşı 113 oyla Türkiye siyasi denetime alındı.
AKPM 2017 Bahar Dönemi Genel Kurulu'nu Strazburg'da gerçekleştirdi.
45 oy aleyhte 113 oy lehte
Kurulda "Türkiye’de Demokratik Kurumların İşleyişi" konulu rapor görüşülerek, raporun ekindeki karar tasarısı için oylama yapıldı. Türkiye'nin denetim sürecine alınması 45 aleyhte 113 lehte, 12 çekimser oyla kabul edildi.
AKPM Türkiye raportörleri Estonyalı Marianne Mikko ve Norveçli Ingebjorg Godskesen tarafından hazırlanan raporda OHAL kapsamında demokratik işleyişin bozulduğu iddia ediliyor. Söz konusu raporda Türkiye'de özellikle terör örgütü FETÖ'nün darbe girişiminden sonra ilan edilen olağanüstü hal (OHAL) uygulaması çerçevesinde alınan karar ve uygulamalar eleştiriliyor ve demokratik kurumların işleyişinin bozulduğu öne sürülüyor.
Rapora itiraz bildirisi
Rapora dair AKPM Türk Delegasyonu Başkanı ve AK Parti Adana Milletvekili Talip Küçükcan'ın kaleme aldığı itiraz bildirisinde ise raporun ve karar tasarısının hatalarla dolu olduğu, Türkiye'ye karşı ayrımcı bir yaklaşımın sergilendiği ve tasarının kabulü halinde AKPM'nin Türk kamuoyu nazarında değerini kaybedeceği vurgulandı.
AKPM'nin Türkiye'nin teröre karşı mücadelesinde yanında olması gerektiğini kaydeden Küçükcan, ülke olarak FETÖ, PKK ve DEAŞ başta olmak üzere sayısız terör örgütüyle mücadele edildiğini ve getirilen uygulamaların bu tehditlere karşı olduğunu belirtti.
İdam Cezası Raporda
Karar tasarısına yapılan en son eklerde ise, Türkiye'nin idam cezasının yeniden kabul edilmesinin Türkiye'nin Avrupa Konseyi üyeliği ile bağdaşmadığı bildirildi. Ayrıca Yüksek Seçim Kurulu'nun Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi halkoylaması ile ilgili bütün itirazların tam anlamıyla incelenmesi talep edildi.
Diğer taraftan kararda Türk delegasyonu ve bazı diğer yabancı milletvekilleri tarafından desteklenen, Türkiye'de yapılacak olası düzenlemeler göz önünde bulundurularak, denetim sürecinin başlatılması konusundaki değerlendirmenin AKPM'nin 2018 Bahar Dönemi'ne bırakılması talebi reddedildi.
Raporun görüşülmesinden sonra oylanarak kabul edilen karar tasarısında, Türkiye'ye çeşitli tavsiyelerde bulunuldu ve AKPM ile Türkiye arasındaki iş birliğinin devam etmesi için bu tavsiyelerin yerine getirilmesi gerektiği ifade edildi.
Kararda, olağanüstü halin mümkün olan en kısa zamanda kaldırılması istendi.
"Türkiye Avrupa'nın bir parçası ve bir parçası olmaya devam edecektir."
AKPM Türk Heyeti Başkanı ve Adana Milletvekili Talip Küçükcan oturumda yaptığı konuşmada, "Türkiye Avrupa'nın bir parçası ve bir parçası olmaya devam edecektir." dedi.
Türkiye'de 7 Haziran seçimlerinden bu yana 750 vatandaşın demokrasiyi savunurken öldürüldüğünü, 900'den fazla güvenlik gücünün yine Türkiye'nin ve Avrupa'nın güvenliğini sağlamaya çalışırken öldüğünü belirten Küçükcan, şöyle devam etti:
"Eğer DEAŞ veya bir başka terör örgütü sizin şehirlerinize saldırsa, sizin kasabalarınıza saldırsa, çocuklarınızı, eşlerinizi öldürse, siz de çeşitli önlemler alırdınız. Eğer onlar sizin parlamentonuza Türkiye'de olduğu gibi saldırsa siz de çok güçlü önlemler alarak güvenliği sağlamaya çalışırdınız. Bizim Türkiye'de yaptığımız ve yapmaya devam edeceğimiz şey de bu."
Bunları yaparken hukukun çerçevesinde hareket edeceklerini vurgulayan Küçükcan, "Türkiye Avrupa Konseyi ile bir arada çalışmaktadır ve yapıcı bir diyalog ortamı oluşturabilirsek başarılı olabiliriz." dedi.
AKPM ve Avrupa Konseyi'nin Türkiye üzerindeki etkisi görünmek isteniyorsa yapıcı adımlar atılması gerektiğine işaret eden Küçükcan, "Türkiye için denetim sürecinin tekrar açılması bu yönde bir adım olmayacaktır. Bu ilişkilere zarar verecek bir adım olacaktır." diye konuştu.
Küçükcan, denetim sürecinin tekrar başlatılmasının Avrupa Konseyi için olgunlaşmamış ve zamanından önce atılmış bir adım olacağını kaydetti.
"İnsan hakları ihlalleri mesnetsiz"
AK Parti Sakarya Milletvekili Şaban Dişli, raporun birçok yanlı fikri bir araya getirdiğini belirterek, raporda gerçek tespit ve değerlendirmeye lüzum görülmediğini kaydetti.
Milletvekillerinin salıverilmesinin talep edilmesinin AİHM kararlarıyla uyuşmadığına dikkati çeken Dişli, kamu ve yargıda işten çıkarmaların geçmişe yönelik cezalandırma olduğu anlayışının yanlış olduğunu, AİHM kararlarında ve Venedik Komisyonu kararlarında kamu otoritesinin arındırma hakkı olduğunun belirtildiğini vurguladı.
Güneydoğudaki terör eylemleri sırasındaki, "insan hakları ihlalleri iddialarının mesnetsiz" olduğunu da belirten Dişli, alınan tüm önlemlerin hukuk devleti ilkeleri ve uluslararası yükümlülüklerle uyumlu olduğunu söyledi.
Kararın Türkiye'ye etkileri
Avrupa Konseyi demokrasi, insan hakları ve hukuk devleti konularında Avrupa genelinde referans olduğundan, çıkan kararın Türkiye-Avrupa Birliği ilişkileri açısından sonuçlar doğurması da gündemde.
Avrupa Komisyonu Türkiye'nin "Kopenhag siyasi kriterlerini karşılayamadığı" yönünde görüş belirtebilir.
Türkiye'nin AKPM geçmişi
Türkiye'nin 1949 yılında kurucu üye olarak dahil olduğu AKPM'de 1990'lı yıllarda oluşturulan "denetim süreci" üye ülkelerde demokrasi, insan hakları ve hukukun üstünlüğü gibi Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin (AİHS) temel değerlerini tesis etmeyi amaçlıyor ve uygulanmasını denetliyor. 1996'da bu sürece dahil edilen Türkiye, yapılan yapısal değişiklikler ve düzenlemeler sonrası 2004'te süreçten çıkarılarak "denetim sonrası izleme sürecine" dahil edilmişti.