AYM, OHAL kapsamındaki 667 sayılı Kanun Hükmündeki Kararname (KHK) ile HSYK'dan ihracı yapılan hakimin başvurusuna ret yanıtını verdi.
15 Temmuz darbe girişiminin ardından olağanüstü hal (OHAL) kapsamında çıkarılan 667 sayılı KHK kapsamında meslekten çıkarılan Bursa 3. İdare Mahkemesi Hakimi Selçuk Özdemir, Anayasa Mahkemesi'ne (AYM) başvuruda bulundu. Bireysel başvuruyu, açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle reddetti.
AYM'nin Resmi Gazete'de yayımlanan kararına göre, darbe girişimi sonrasında alınan tedbirler kapsamında, Fetullahçı Terör Örgütü ve Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) ile iltisak ve irtibatı sabit görülerek Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun (HSYK) 31 Ağustos 2016 tarihli kararı ile 667 sayılı KHK kapsamında meslekten çıkarılan Bursa 3. İdare Mahkemesi Hakimi Selçuk Özdemir, kararın kaldırılması için HSYK'ya başvurarak yeniden inceleme talebinde bulundu.
Talep, HSYK Genel Kurulunun 29 Kasım 2016 tarihli kararıyla kabul edilemez bulundu. Özdemir, ret cevabı alınca, 26 Eylül 2016'da Anayasa Mahkemesine "Silahlı terör örgütü üyesi olduğundan bahisle bir hakim hakkında uygulanan tutuklama tedbirinin hukuki olmaması nedeniyle kişi hürriyeti ve güvenliğinin ihlal edildiği" iddiasıyla bireysel başvuru yaptı.
OHAL'in FETÖ ve terörden kaynaklanan tehdit ve tehlikenin bertaraf edilmesine yönelik olduğu ve Özdemir'in tutuklandığı tarihte Türkiye'de OHAL'in yürürlükte olduğu belirtilen kararda, şunlar kaydedildi:
"Soruşturma mercilerince, başvurucunun darbe teşebbüsü kapsamında bir suç işlediği ileri sürülmemekle birlikte başvurucuya yöneltilen ve tutuklama tedbirine konu olan suçlama, başvurucunun darbe teşebbüsünün arkasındaki yapılanma olduğu belirtilen FETÖ/PDY üyesi olması olduğu iddiasıdır. Dolayısıyla başvurucunun tutuklanmasına dayanak olan suçlamanın olağanüstü hal ilanını gerekli kılan olaylarla ilgili olduğu görülmektedir."
Özdemir'in, FETÖ/PDY üyesi olduğu iddiasıyla yürütülen soruşturma kapsamında ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 100. maddesi uyarınca tutuklandığı kaydedilen kararda, tutukluluğun kanuni bir temeli olduğu vurgulandı.
Yüksek Mahkeme, Özdemir'in tutuklanmasının hukuki olmadığı iddiasında bir ihlalin bulunmadığından, başvurunun açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle iddiaların kabul edilemez olduğuna oy birliğiyle karar verdi.