Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, tepkilere yol açan, 17 Kasım 2016 tarihinde TBMM Genel Kurulu'nda TCK ve CMK Tasarısında önerge ile yapılan değişiklik konusunda basın mensuplarının sorularını cevaplandırdı.
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, tepkilere yol açan, 17 Kasım 2016 tarihinde TBMM Genel Kurulu'nda TCK ve CMK Tasarısında önerge ile yapılan değişiklik konusunda basın mensuplarının sorularını cevaplandırdı. Bozdağ'ın açıklamaları şu şekilde;
“Dün Gece TBMM ‘de kabul edilen geçici maddede yapılan düzenleme çok net bir şekilde ifade etmek isterim ki tecavüz suçunu işleyenlere af getiren bir düzenleme kesinlikle değildir.
Çocuklara cinsel istismarda bulunan cebir, tehdit,hile ve iradeyi sakatlayan başka bir yöntemle cinsel istismar suçunu işleyenler kesinlikle bu düzenlemeden yararlanamayacaktır. Çünkü düzenlemenin ilk cümlesi cebir, tehdit, hile ve iradeyi sakatlayan başka bir nedenle cinsel istismar suçunu işlenmesi hariç diye başlıyor. Bunu kapsam dışında tutuyor.
Kesinlikle cinsel istismar şucunu cebir, tehdit, hile ve iradeyi sakatlayan bir yöntemle işleyenler bu suçun kapsamı dışındadır.
Esasında yaş şartı nedeniyle resmi nikah kıymadan evlenmeler var Türkiye’de , arzu etmesekte bu Türkiye’nin bir gerçeği.
Bildiğiniz gibi 2004 yılına kadar olan düzenlemede yaşı küçük olanların evlendirilmesi durumunda cezalar düşüyordu ve infaz erteleniyordu. Bu konuda hem 423. maddede hem de 434. maddede düzenlemeler var. Biz Ak Parti hükümetleri olarak erken evlenmeleri önlemek için hem 423. maddeyi yürürlükten kaldırdık, hem de 434. maddeyi yürürlükten kaldırdık ve cinsel istismar suçunun cezasının en alt sınırını 8 yıl olarak belirledik. 2014 yılında da bunun alt sınırını 16 yıla çıkardık. Bunun değişik şuç tiplerine göre farklı cezaları var.
Şimdi Türkiye’nin gerçeğinde bu kanuna geçişte bir farkındalık kolay kolay oluşmaz. Çünkü eski kanun var o kanuna göre bir uygulama var yeni uygulamayı topluma tam anlatamadık. Bu farkındalık oluşmadı. Bu arada erken yaşta evlilikler, maalesef istemesek de devam etti.
Şimdi aileler evlilikleri gerçekleştiriyorlar, çocukları ile ilgili düğünler yapıyorlar, dernekler yapıyorlar ve evlilikler oluyor ama yaş tutmadığı için resmi nikah kıyamıyorlar. Doğum hadisesi olduğunda da doktorlar bunları savcılıklara bildiriyor. Gayri resmi olarak evlenmiş olanlar da koca hapse gidiyor, kadın dışarda çocukla beraber dışarda kalıyor. Şu anda içerde bu durumda olanlar var. Dışarda çocuklu olan kadınlar var. Bunlarla ilgili CİMER'den BİMER'den çok sayıda mektup var. Aynı şekilde Bakanlığımıza yazılan mektuplar var. Aynı şekilde Yargıtay’ımızın ilgili ceza dairesindeki hakimlerin bu konudaki hakimlerin buna çözüm bulun diye bize talepleri var. Yine bildiğimiz gibi TBMM de kurulan Aile Bütünlüğü ve Boşanmalar ile ilgili komisyonun raporunda da bu soruna çözüm bulunmasına dair öneriler var.
Ortada çözüm bulunması gereken bir sorun var. Bu konuda 2005'te uygulamaya giren Ceza Kanunundaki uygulamaya geçiş döneminde yaşanan sıkıntılar nedeniyle şu an da 16 yıl hapis cezası ile karşı karşıya olan insanlar var. Bunlar tecavüzcü değil , bunlar cinsel istismar suçunu zorla işlemiş olan kişiler değil. Bunlar tamamen ailesinin ve küçüğün de rızasıyla yapılmış işler. Ancak bizim kanunumuzun yeni düzenlemesinde rızayı kaldırdık. Yani burada yargılama yapılırken mahkemeler rızanın varlığına bakmıyor. Sadece yaşı küçükse tarafların gelenekleri sebebiyle böyle bir evlilik yaptığına da bakmıyor,doğrudan 16 yıl ceza veriyor. Böyle bir uygulama var. İşte bu uygulamadan kaynaklanan ortaya çıkmış , hem yaşı küçüklüğü sebebiyle evlendirilerek mağdur edilmiş kadınlarımız var hem bunların doğurduğu çocuk ve ya çocuklar var.
Öte yandan erkekte aileler bunu zorladığı için o da hapiste 16 yıl ile .Esasında ailelerin yaptığı büyük yanlışı hem kadın çekiyor, hem erkek çekiyor ve içerde bu drama bizim Türkiye'de sessiz kalmamız doğru değil. İçerde yaklaşık 3 bin civarında bu durumda vatandaşımız var.
Bunlarla ilgili geçici bir düzenleme sadece geriye dönük bir defa olacaktır. Geleceğe dönük bunun uygulanması söz konusu değildir. Evlilik yasağı bulunanlarla evlenmek, dün olduğu gibi bugünde ceza kanunumuzda suçtur. Cezası da asgari 16 yıldır. Bu aynen duruyor. Bunda herhangi bir değişiklik yapılması kesinlikle söz konusu değildir. Bu sadece geriye dönük dediğimiz gibi bir uygulamadır.
Buradan tecavüzcüler yararlanacak onlar bundan istifade edecek diyenler büyük bir çarpıtma yapıyorlar. Tecavüzcülerin bundan yararlanmaları kesinlikle mümkün değildir. Şu anda hükümlü bulunanlar var. Cezası kesinleşmiş olanlar var. Dosyada gerçekten tecavüz mü var yoksa aileler tarafından çocukların rızası alınarak veya alınmayarak yapılmış bir evlilik mi var, gayri resmi mi? Bu zaten dosya da sabit. Bunlar hükmü kesinleşmiş. Şimdi bunlardan tecavüz olanların bundan istifade etmesi kesinlikle mümkün değil. Soruşturma aşamasında olanlarda da ifadeler mevcut hepsi ortada. O yüzden burada tecavüzcüler bundan istifade edecek veya şöyle olacak değerlendirmeleri kesinlikle doğru değildir. Burada ailelerin kurbanı olmuş hem erkek hem kadın küçük çocukları koruyan bir adım atıldı. Başkalarına ibret olsun diye bu küçük çocukların ailelerinin yaptığı yanlıştan dolayı birini içeride 16 yıl yatırıp, ötekini de kucağında bir çocuk, öte yandan hamile bir vaziyette onları ayrı bir sıkıntı içerisinde tutmak doğru bir yaklaşım değildir.
Biz bir yandan bu düzenleme ile ortaya çıkan aile dramını son verirken öte yandan da bu konudaki farkındalığın da oluşmasına bu düzenlemeler büyük katkı yaptı. Ve bu suç gene suç olmaya bundan sonra da aynı şekilde de devam edecektir. Şu anda bir oran vermek kesin olarak mümkün değil. Bizim bakanlık olarak yaptırdığımız incelemede yaklaşık 3 bin civarında bir aileyi ilgilendirdiğini değerlendiriyoruz.
MUHALEFETİN ELEŞTİRİLERİNE YANIT
"Onlar buradan kendilerine göre bir maden buldular. 'AK Parti çocuklara karşı cinsel istismarı himaye eden bir şey yaptı' havası vermek istiyorlar. Gerçekten büyük bir çarpıtmayı burada yapıyorlar. Biz erken evlilikleri önlemek için Cumhuriyet tarihinde gerçekten en ciddi adımları atan hükümetiz.
Neden derseniz bir defa demin söyledim eski TCK'nın 423. ve 434. maddelerinde erken evliliğe teşvik eden hatta tecavüz halinde evlenmeyi dahi cezanın infazının ve davanın görülmesinin ertelenmesini vesile kılan düzenlemeler vardı. Biz bu düzenlemeleri kaldırdık. Aile rızasıyla dahi evlendirilmiş olsa dahi önce 8 yıl hapis sonra da 2014'te bu hapsi 16 yıla yine biz çıkardık.Öte yandan eski Ceza Kanunu'nda söz konusu suçların "Adabı umumiye ve nizamı aile aleyhine cürümler" kapsamında yer alarak kadını yok sayıyordu. Biz ne yaptık bunu, kişilere ve vücut dokunulmazlığına karşı işlenen suçlar bölümü içerisinde ele alarak kadına değer veren ve onu önemseyen yaklaşımı ortaya koyduk buda bir zihniyet değişimini getirip buraya koydu.
12 yıllık zorunlu eğitimi getirerek de erken yaşta evliliklerin önüne geçen tarihi adımı yine biz attık. Bu noktada hükümet olarak büyük farkındalık oluşturduk. Hem yasal caydırıcı müeyyideler koyduk. Hemde erken evliliği engelleyen başka adımlar attık. Bütün bunları biz çocuklarımız korumak için yaptık. Hem erkek çocuklarımı hem de kız çocuklarımızı korumak için yaptık. Ama bu yasalar hemen bir kültür oluşturmuyor. 70 yıllık ,100 yıllık toplumsal gelenekleri birden bire değiştirmiyor. Dolayısıyla yasanın yürürlüğe girdiği bu güne bu farkındalık oluşmadığı için yeterince ve bu yasalar topluma yeterince anlatılamadığı için maalesef toplumsal bir gerçek olarak bu tür evlilikler bizim toplumumuzda var her bunu görüyor. Öyleyse biz burada küçük kız çocuklarına, küçük erkek çocuklarına hem dışarda hem içerde mağduriyetlerine birileri alkış verecek veya birileri karşı çıkacak diye göz yummaya devam edersek o da gerçekten büyük bir haksızlıktır. Biz toplum olarak bu gerçekliği görüp bu gerçekliğe çözüm bulmamız lazım.
Meclis Komisyonunun hazırladığı raporda iktidar muhalefet partilerinin çoğu buna bir çözüm getirin diye öneride bulundular. Komisyon Başkanı da bana bu raporu getirdi. Buna çözüm bulun dedi bakan olarak.
Bizim yaptığımız şey yaşanan bir soruna çözüm bulmaktır. Tecavüzleri korumak, tecavüzleri himaye etmek değildir. Tecavüzcülere en ağır cezayı biz getirdik. Bu Kanunda, cinsel saldırı suçuyla alakalı Anayasa Mahkemesi'nin verdiği iptal kararları üzerine cezaları biz artıyoruz, daha da artıyoruz. Kimse artırdığımız cezaları konuşmuyor. Ama öte yandan toplumda yaşanan bir sorunu çözmeye dönük attığımız adımları maalesef konuşuyorlar. Milletimizin bu meseleyi iyi değerlendireceğine inanıyorum. Attığımız adım doğru adımdır. Birtakım ekstrem örneklerle toplumu etkilemeye çalışsalar da bizim yaptığımız doğru bir düzenleme olduğunu düşünüyorum."