Başbakan Binali Yıldırım, gündeme ve ekonomiye ilişkin TRT Haber'de açıklamalarda bulunuyor.
EL BAB KUŞATILMIŞ DURUMDA
"Bildiğiniz gibi Fırat Kalkanı Operasyonunda Güney sınırılarımızı emniyet altına almak ve ülkemize DEAŞ unsurlarının önüne geçmek için operasyonlara başladık. El Bab kuşatılmış durumda. Hava saldırısında 3 askerimiz şehit oldu. Genelkurmay Başkanlığımız askeri temasları sürdürüyor. Tekrarı olmaması için uyarılar yapıldı. Yaşanan olay bizi hedeflerimizden vazgeçirecek değildir. Münbiç ve Affin bölgesinde hareket edip bölgeyi birleştirme amaçlarının önüne geçeceğiz. Suriye'nin toprak bütünlüğüne karşı koyacak bir durum yok. Bir yönetim boşluğu var. Bunun en büyük zararı bize oluyor. Tedbir almak zorundayız. Güney sınırlarımızdaki geçişleri durdurmak istiyoruz. Zaman zaman gündeme getirilen Halep'e girme durumu söyleniyor. Altını çizerek söylüyorum Halep'e girme gibi bir hedefimiz yok."
AVRUPA-TÜRKİYE İLİŞKİLERİ ZARAR GÖRÜRSE AVRUPA ÜÇ MİSLİ ZARAR GÖRÜR
"Başkalarının ayar vermeye kalkışması, yönlendirmelerle, talimatlarla hizaya getirmek bizim karakterimize uygun bir şey değil. Biz kendi kararını kendisi veren, en büyük dayanağı milleti olan geleneğimizde hep özgürlüğümüzü, istiklalimizi, canımız kadar önemli bilmişiz. Vesayet altına girmeden 16 devlet değiştirerek bu günlere gelmişiz. Bu hassasiyetimizin herkes tarafından görülmesi lazım. AB'de yaşanan gelişmeler Türkiye'deki gerçek durumu yansıtmıyor. AB'deki ülkeleri zehirleyen iki örgüt var. Biri PKK, diğeri de FETÖ. Bunlar amansız şekilde Avrupa'dan Türkiye'yi kötülemek için kampanya yürütüyorlar. Hele hele FETÖ'cüler, müslümanlardan topladıkları paraları oluk oluk buradaki lobi şirketlerine aktarıyorlar."
"Avrupa ile ilişkileri kopma noktasına getirmek Türkiye'ye zarar verir kabul ediyorum ama Avrupa'ya 3 misli zarar verir. Şangay Beşliisne gelince bu AB'nin alternatifi olarak görülmemeli. Türkiye'nin jeopolitik konumu nedeniyle diğer ülkelerle de ilişkilerimizi geliştirmemiz gerekiyor. Dolayısıyla dünyanın gidişatına bakmamız lazım Çin, Hindistan, Pakistan gerçeği var. Bu ülkeler hızla büyüyor. Avrupa şuan durgun bir durumda. Bu bakımdan bizim doğu ile ilişkilerimizi geliştirmemiz gayet doğaldır. Bu bir tehdit değil. İlişkilerimizi hem siyasi hem de ekonomik olarak geliştirmemiz gerekiyor. AB olmazsa Şangay olur diye bir tercih içinde değiliz."
İÇERDE DIŞARDA SAVAŞ VERİYORUZ
"Ben çok aceleci bir karar olarak görüyorum. Türkiye bu şokları daha önce de yaşadı. Biz bunu 2008, 2009 krizlerinde de yaşadık atlattık. 2023'te Gezi ile başlayan süreci de atlattık. Çok uzağa gitmeye lüzum yok. Darbe taşebbüsünde faiz zirve yapmıştı. İçerde dışarda savaş veriyoruz. FETÖ'ye ve PKK'ya karşı amansız bir savaş veriyoruz. Bütün bu şartlar üst üste geldiğinde başka bir ülke olsa darmadağın olurdu.
Amerikadaki seçimlerde Trump'ın başa gelmesi dünyadaki bütün dengeleri bozdu. Dışarıdaki Amerikan parasını içeri alacağım, mültecileri göndereceğim, Amerikanın iç ve dış düzenini değiştireceğim dedi. Bu beyanlar Amerikan dolarının karşısında diğer ülkelerinin parasının değer kaybetmesine neden oldu. Biz değer kaybeden ikinci ülkeyiz. Son zamanlarda başka ülkelerde olmayıp bizde meydana gelen olaylardır bunların sebebi.
Bütün dünyadaki uzmanlar yeni başkanın göreve başladığı döneme kadar bir buçuk aya kadar bu tip dalgalanmalar olacak. Buna benzer fırtınaların sınavını verdik bunu da atlatacağız."
MERKEZ BANKASININ KARARLARI
"Bir kere her ülkede merkez bankası ile hükümet ilişkilerinde sorunyaşanır. Bu bize has değil. Ekonomik göstergelerde sorun çıkınca sorumlu aranır. Merkez Bankasının bağımsızlığı konusu sık sık dile getiriliyor. 2001 yılında merkez bankasının görevi belirlendi ve bağımsız bir yapıya dönüştürüldü. Para poitikasını merkez bankası enflasyonu hükümet ile belirleyecek diye karar verildi. O bağımsız ben bağımsız diye bir şey yok. Ekonomi bir bütündür. Her şey merkezi de ilgilendiriyor. Zaman zaman EKK'ya biz bağımsız kurumları davet ediyoruz. Herkes teknik olarak elindeki bilgileri paylaışıyor ama kararı siyasi irade veriyor. Faiz kararını Merkez Bankasını veriyor.
FAİZ KARARI
"Tahminlerimiz vardı. Biz artrımadan başka araçlarla bu iş yapılabilir mi diye düşündük ama artırma kararını merkez kendi verdi."
YAPILAN REFORMLAR
"Merkez bir karar aldı bunu uyguluyor. İhracatçılara merkez döviz veriyor. Onların da bu dövizi geri vermesi gerekiyor. Yaklaşık 5 milyar doları bulan devletin yaptığı sözleşmeler var. Satış, taahüt sözleşmeleri. Alacağı dolar olarak öngeren anlaşamalar var. Bunun Türk parası ile yapılmasını öngörüyoruz. Piyasadaki döviz dalgalanmalarına katkı sağlama bize Türk parası olarak öde diyoruz.
Sermayeye bir kısıtlama yok. Bu alçakça bir dedikodu. Bunu kasıtlı olarak yayıyorlar. Kısacası bu günler gelip geçecek. Bu tip dalgalı denizlerde şuan dikkat etmeliyiz. Dalgaya denize karşı müzdeleye girerseniz yenilirsiniz. Aaykata kalmaya çalışacaksınız. Biz tedbirlerimizi alıyoruz. Her şey planlandığı gibi gidecektir. Dalgalanmadan durulma olmaz. Önemli olan dümen tutturmaktır. Milletimiz rahat olsun. Tedbirler alıyoruz. Gece gündüz kafa yoruyoruz. Panik havası oluşmasın. vatandaşlarımız normal yaşantısını devam ettirsin.
Merkez Bankası her canı istediği zama toplanmıyor. Demek ki konuştular ve böyle bir sinyalin artırılacağını doğru buldular. Biz faiz artırılmasını doğru bulmuyoruz."
BÜYÜME ORANLARI
"Üçüncü çeyrek büyüme tahminleri düşündüğümüzün çok altında yıllık büyümeye olumsuz bir katkısı oluyor. 3 civarındaki büyüme oranı bizi tatmin edecek bir rakam değil. Mutlaka 4 buçuk ve üzerinde olması lazım. Bizi kesmez bu rakam. Biz aslında daha çok hedeflemiştik ama 14 yılda 3 farklı kriz yaşadık. 15 Temmuzun ekomoik maliyeti henüz daha çıkmadı. Bu yıllar sonra anlaşılacak."
OHAL'İN PİYASALARA ETKİSİ
"Darbenin verdiği maddi manevi zararları hesap edersek ülkemize çok ciddi maliyetleri oldu. OHAL ilan etmek zorunda kaldık. Her ne kadar bunun iş alemine ve yaşama etkisi yok. SP ve Moddys'un verdiği notlar ve Amerikan seçimleri de olunca dalgalanma arttı. FETÖ acaba ekonomiyi, algıyı nasıl bozarı, yabancıların kanaatlerini nasıl değiştiririz diye müthiş bir operasyon yapıyorlar. Parayı nerden aldılar? Garibanlardan, öğretmenlerden, vatandaşlardan aldılar. Şimdi bu paralar Türkiye'nin itibarını kötüleştirmek için aymaz bir şekilde kullanılıyor.
Biz ilk günlerde kayyum kararını mahkemeler veriyordu. Bütün şirketin eli kolu bağlanıyordu. Biz dedik ki şirket çalışmaya devam etsin. Buraya atanan kayyumların neye göre atandığı belli değildi. KHK ile TMSF kayyum olarak atandı. TMSF bu işin ehli. Zor durumda olan şriketleri ihya eden bir kuruluşumuz. İlk günlerde yanlış uygulamalar oldu. Hatalarımızdan öğreniyoruz. Görünce hataalrı düzeltiyoruz. Duyarsız değiliz. Ne kadar titiz olursak olalım OHAL algısı yurtdışında etkili oluyor. İlk günlerde hiç kimse konuşmuyordu. Biz sitem ettikçe hepsi akın akın geldi ve dinledi. Sonra siz haklsınız biz mahcubuz dediler.