Başbakan Binali Yıldırım, Yargının hak ettiği güveni kazanması için yargılamaların hızlanması gerektiğini vurgulayarak “Yargıda hız berekettir” ifadesini kullandı.
Başbakan Binali Yıldırım Adli Veri Bankası Tanıtım Töreninde konuştu. Yargının hak ettiği güveni kazanması için yargılamaların hızlanması gerektiğini vurgulayan Başbakan Yıldırım “Yargıda hız berekettir” ifadesini kullandı.
Başbakanın konuşması şöyle:
“Az önce değerli bakanım yargı ile ilgli Türk adalet sistemi ile ilgli son yıllarda yapıanları anlattı. Aslında Reform Niteliğinde bir çok şey yaptık. Ama algıdaki düzelme yapılanlanlar orantılı değil. Memnuniyetle % 10 luk bir artış olmakla beraber bugün kamuoyunda yargı ile ilgili algı henüz istediğimiz düzeyde değil. Hedefimiz & 75 ve üzeri olmalı, çünkü bir çok alanda Ak parti hükümetlerinde vatandaş memnuniyeti % 75’in üzerinde gerçekleşti. Sağlıkta ulaşımda bir çok vatandaşı ilgilendiren konularda memnuniyeti % 75’in üzerinde gerçekleşti. Aslında yargıda geldiğimiz bu noktada haksızlık etmeyeli sadece yargıda yaşananlar değil, maledef son yıllarda Adalet sistmimizde hiç haketmediği olayları malesef birlikte yaşadık. Çok uzağa gitmeyelim 2007 Cumhurbaşkanlığı seçiminde Türkiye bir yargı icadı ile karşı karşıya kaldı. 367 diye milletvekili olmadan mecliste Cumhurbaşakanı seçilemeyeceği gibi, yargı camiasının duayeni sayılan isimler tarafından ortaya atılan bir icat neticesinde Cumhurbaşkanlığı seçimi tıkandı. Ve biz bugün Cumhurbaşkanşlığı sistemine giden adımları o günki kriz sebebiyle atmak zornda kaldık. Bugün halk oylamasına konu olan anayasa değilişkili esasen 2007 de Cumhurbaşkanlığı seçilememesinde Cumhurbaşkanlığı halk oylamasında Cumhurbaşkanının vatandaşca seçilmesini ön gören Anaysa değişikliğini ön gören eksik kalan kısmının tamamlanmasıdır. Önümüzdeki aylarda yapacağımız anayasa değişikliği esasen budur. Olayı bu şekilde görmek lazım.
Tabi yargı ile ilgli şansızlıklarımız bununla sınırlı kalmadı. Erzincanda başlayan sonra büyüyen yargı ile ilgili kamu vicdanı, vatandaş vicdanı yaralayan bir takım gelişmeler, yargı ile iligli yeni bir reformu gündeme getirdi. Burada amaç yargıdaki etnik yapılandırmayı, adam kayırmayı ortadan kaldırma adalet mülkün Temelidir prensibini hakim kılmaktı. Fakat bir tehlikeyi bertaraf ederken farkında olmadan başka bir tehlikenin kapımızı çaldığının farkına varamadık. Bizim memlekette bir tabir vardır. Tatarından kurtardık beterine rastladık. FETÖ cüler sinsice malesef 2010 referandumundan sonra yürüttükleri faliyetleri aleni hale getrmişler ve tamamen yarıgıyı kendi kirli emelleri uğruna kullanma emeline gitmiştir. Ondan sonra yaşanan 17 Aralık ,15 Temmuz darbe girişimi artık bu hukuk tanımzalığın aymazlığın zirveye ulaştığı olaylar oralar karşımıza çıktı. Ben uzun yıllar AK Parti hükümetlerinde ulaştırma bakanlığı yaptım. Doğrusu biz hep şunu vatandaşa söylerdik. Trafikte hız felakettir, İnternette hız berekettir. Şidi buna şunu da ilave ediyorum. “Trafikte hız felakettir, Adalette,Yargıda hız berekettir”. Yargının hak ettiği güveni kazanması için yargılamada hızlanmamız lazım. Geç kalan adalet adalet değişldir. İnsanlar insanlar adletin erken tecelli etmesini, yüreğinin soğumasını arzu ediyor. Tabi erken karar verip erken hüküm vermenin getireceği sıkıntıarı sizler bilerden iyi bilirsiniz. İstersinizki terazinin iki kefeside eşit olsun. Ancak vatndaş tarafınan baktığımız zaman geciken adalette yargıya olan güveni azaltıyor. İşte bunun için adalet sarayları yaptık. Binalar çok güzel ama zarfla olmuyor, mazruf içerisi daha önemli, orada karar verilecek insanlar alınacak kararlar hepsinden daha önemli bunuda biliyoruz."
BUNLARI YARGILAYIN VATANDAŞIN YÜREĞİ SOĞUSUN
Hepimizin görevi adaletin gecikmeden tecellisi için bütün imkanları seferber etmemiz gerekiyor. Darbe girişimi üstünden 7 ayı geçti. Silahı alıp insanları öldürenler belirli.Niye bunlar hala yargılanmadı diye banasoruyor vatandaş. Bizati görüntülerde insanları öldüren insanlar üzerine bomba atanlar, bunu itiraf edenler, her türlü delili elde olanlar ayrı bir paket halinde niye yargılanmaz? Vatandaş bunu soruyor, ben de size soruyorum. Bunları ayrı yargılayın, bunlarla irtibatlı, bağlı olanları tekrar yargılayın. Vatandaşın yüreği soğusun. 'İdam, idam' diye insanlar niye sokaklarda bağırıyor. Sonuç görmek istiyorlar. Tabii bu yargının işi, bunları yargı mensuplarına anlattığımız zaman bize bir sürü şey anlatıyorlar, anlamadığımız bir sürü tabirler söylüyorlar ama vatandaş bunların hiçbirine itibar etmiyor. Vatandaş diyor ki kardeşim benim evladımı öldürdü ben de yanındaydım, adam da bu. Görüntüsü delili orada daha ne bekliyorsunuz. Bunun hesabını görün kararını verin. Ben vatandaşın elçisiyim arkadaşlar vatandaştan ne duyuyorsam size söylemek durumundayım. Böyle bir fırsat da her zaman ayağıma gelmiyor. Dolayısıyla beklentimiz çok açık. Bu yargılama 40 yılın hesaplaşmasıdır, onun için burada ehem mühim meselesini iyice görmemiz lazım. Birinci dereceden darbeciler, ikinci dereceden örgüt mensupları, üçüncü dereceden onlara yardım yataklık edenler vesaire. Bu şekilde bir bakış açısıyla bu işi hızlandırırsak, bir an önce bunların sonuçları ortaya çıkarsa milletin hırsı da inecek, yüreği de soğuyacak. Böylece giden geri gelmiyor ama en azından 'Adalet tecelli etti, cezalarını buldu' diyecekler. Aslında Türkiye yargısal anlamda büyük mesafeler kat etti. Katettiğimiz bu mesafeyi alçak FETÖcüler gölgelediler. Yargının hiç hak etmediği olumsuz algıyı yaydılar. Şimdi suratle bu ağırlıklarından bu mikroplardan sistem temizlenecek. Yargı camiamız adalet sistemimiz hem binalarıyla hem kararlarıyla en güzel şekilde milletin güvenini kazanacak içeride dışarıda haksız tenkitlerin önüne geçeceğiz.