Çanakkale Şehitlerine, 18 Mart Çanakkale Zaferi - Çanakkale Savaşlarının önemi nedir? Çanakkale Deniz Zaferi 101. Yıl Dönümü

Şanlı tarihimizin destan yazılan şavaşıdır Çanakkale. En güçlü orduların geçmeye çalıştığı ancak geldikleri gibi gittileri yerdir Çanakkale. Çanakkale Zaferi 101 yılında dualarla anılıyor. 18 Mart 1915 yılında yazılan destan Çanakkale Savaşı'nda neler oldu. Çanakkale ile ilgili yazılan şiirler neler detaylar haberimizde..

Çanakkale Şehitlerine, 18 Mart Çanakkale Zaferi - Çanakkale Savaşlarının önemi nedir? Çanakkale Deniz Zaferi 101. Yıl Dönümü
17 Mart 2016 Perşembe 23:38

Çanakkale Zaferi'nin 101. yıl dönümü geldi. Şanlı tarihimizin destan yazılan şavaşı Çanakkale Deniz Zaferi'nin 101. sened-i devriyesi yaşanıyor. En kesif orduların geçmeye çalıştığı ve şanlı ecdadımızın destan yazdığı Çanakkale Şavaşı zaferinin 101. yıl dönümü. 101 yıl önce Çanakkale'de neler oldu. 18 Mart Çanakkale Zaferi yazılarını öğrenebilirsiniz. İşte bugünün anlam ve önemini belirten 18 Mart Çanakkale Zaferi yazıları. 


ÇANAKKALE SAVAŞI


I. Dünya Savaşı sırasında 1915–1916 yılları arasında Gelibolu Yarımadası'nda Osmanlı İmparatorluğu ile İtilaf Devletleri arasında yapılan deniz ve kara savaşlarıdır. Osmanlı İmparatorluğu'nun başkenti İstanbul'u alarak İstanbul ve Çanakkale boğazlarının kontrolünü ele geçirmek itilaf devletleri, Almanya'nın müttefiklerinden birini savaş dışı bırakarak İttifak Devletlerini zayıflatmak amaçları ile ilk hedef olarak Çanakkale Boğazı'nı seçmişlerdir. En kesif orduların gerçekleştirdiği saldırılar başarısız olmuş ve ve Çanakkale'yi geçememişlerdir. Kara ve deniz savaşı sonucunda iki taraf da çok ağır kayıplar vermiştir.


Birleşik Krallık Donanma Bakanı Winston Churchill, 1914 yılı Eylül ayında Çanakkale Boğazı'nın donanmayla geçilerek İstanbul'un işgalini öngören bir planı Başbakan Herbert Asquith'e vermiştir.  Bu planda çerçevesinde Birleşik Krallık ve Fransa gemilerinden oluşan bir donanma, 1915 yılında Boğaz'a geniş çaplı saldırıları başlattı.  Gerçekleşen en şiddetli saldırı ise 18 Mart 1915 günü uygulamaya konuldu. Ancak Birleşik Donanma, ağır kayıplara uğradı ve deniz harekatından vazgeçmek zorunda kaldı.

Deniz harekatıyla İstanbul'a ulaşılamayacağı anlaşılınca bir kara harekatıyla Çanakkale Boğazı'ndaki Osmanlı sahil topçu bataryalarını ele geçirmek planı devreye sokulmak istendi. Ancak İtilaf Devletleri bir şeyi atlıyorlardı. Osmanlı ordusundaki birliktelik ruhu ve vatan sevgisi. İngiliz ve Fransız kuvvetleri 25 Nisan 1915 şafağında Gelibolu Yarımadası'nın güneyinde beş noktada karaya çıkarma gerçekleştirdi. İngiliz ve Fransız çıkarma kuvvetleri her ne kadar Seddülbahir ve Arıburnu sahillerinde köprübaşları oluşturmayı başardılarsa da Osmanlı kuvvetlerinin azim ve inançlı savunmaları ve zaman zaman giriştikleri karşı taarruzlar sonucunda Gelibolu Yarımadası'nı işgalde başarılı olamadılar. Bunun üzerine sahildeki kuvvetler takviye edilmek için Arıburnu'nun kuzeyinde Suvla Koyu'na 6 Ağustos 1915 tarihinde yeni kuvvetlerle bir üçüncü çıkarma gerçekleştirildi. Ancak 9 Ağustos'ta Kurmay Albay Mustafa Kemal'in Birinci Anafartalar Muharebesi olarak bilinen karşı taarruzunda İngiliz Komutanlığı ihtiyat tümenini ateş hattına sürerek sahilde tutunmayı ancak başarabilmiştir. Mustafa Kemal ertesi gün Kocaçimentepe – Conk Bayırı hattında yeni bir karşı taarruz gerçekleştirmişti, bu hattaki Anzak birliklerini de geri püskürtülmüştür. İngiliz ve Anzak kuvvetlerinin İkinci Anafartalar Muharebesi olarak bilinen genel taarruzları ise Osmanlı savunmasını aşamamıştır. Tüm bu gelişmelerin sonrasında  Çanakkale'yi geçemeyeceklerini anlayan İngiliz, Anzak ve Fransız kuvvetleri Gelibolu Yarımadasını 1915 yılı Aralık ayı içinde gitmişlerdir.

Şavastan sonra  Çanakkale ile ilgili birçok ağıt, türkü ve şiirler yazılmıştır. Bunların içerisinde şüphesiz en güzeli ve tüyleri diken diken edeni Milli şairimiz Mehmet Akif Ersoy'un Çanakkale için yazdığı Çanakkale Şiiridir. 

İstiklal Marşı yazarımız  Milli Şair Mehmet Akif Ersoy'un Çanakkale Şavaşı için yazdığı ve tüyleri diken diken eden muhteşem Çanakkale Şehitlerine şiiri.

Çanakkale Şehitlerine

Şu Boğaz Harbi nedir? Var mı ki dünyada eşi?
En kesif orduların yükleniyor dördü beşi,
Tepeden yol bularak geçmek için Marmara'ya
Kaç donanmayla sarılmış ufacık bir karaya,

Ne hayasızca tehaşşüd ki ufuklar kapalı!
Nerde-gösterdiği vahşetle "bu: bir Avrupalı"
Dedirir-yırtıcı, his yoksulu, sırtlan kümesi
Varsa gelmiş, açılıp mahbesi, yahut kafesi!

Eski Dünya, Yeni Dünya bütün akvam-ı beşer
Kaynıyor kum gibi, tufan gibi, mahşer mahşer.
Yedi iklimi cihanın duruyor karşında,
Osrtralya'yla beraber bakıyorsun; Kanada!

Çehreler başka, lisanlar, deriler rengarenk.
Sade bir hadise var ortada : Vahşetler denk.
Kimi Hindu, kimi Yamyam, kimi bilmem ne bela...
Hani tauna da zuldür bu rezil istila...

Ah o yirminci asır yok mu, o mahluk-i asil,
Ne kadar gözdesi mevcut ise hakkiyle sefil,
Kustu Mehmetçiğin aylarca durup karşısına;
Döktü karnındaki esrarı! hayasızcasına,

Maske yırtılmasa hali bize affetti o yüz...
Medeniyet denilen kahbe, hakikat yüzsüz.
Sonra mel'undaki tahribe müvekkel esbab,
Öyle müthiş ki: Eder her biri bir mülkü harab.

Öteden saikalar parçalıyor afakı;
Beriden zelzeleler kaldırıyor a'makı;
Bomba şimşekleri beyninden inip her siperin;
Sönüyor göğsünün üstünde o aslan neferin.

Yerin altında cehennem gibi binlerce lağam,
Atılan her lağımın yaktığı: Yüzlerce adam.
Ölüm indirmede gökler, ölü püskürtme de yer
O ne müthiş tipidir: Savrulur enkaaz-ı beşer...

Kafa, göz, gövde, bacak, kol, çene, parmak, el, ayak,
Boşanır sırtlara, vadilere, sağnak sağnak.
Saçıyor zırha bürünmüş de o namerd eller,
Yıldırım yaylımı tufanlar, alevden seller.

Veriyor yangını, durmuş da açık sinelere,
Sürü halinde gezerken sayısız tayyare.
Top tüfekten daha sık, gülle yağan mermiler...
Kahraman o orduyu seyret ki, bu tehdide güler!

Ne çelik tabyalar ister, ne siner hasmından;
Alınır kal'a mı göğsündeki kat kat iman?
Hangi kuvvet onu, haşa, edecek kahrına ram?
Çünkü te'sis-i ilahi o metin istihkam.

Sarılır, indirilir mevki'-i müstahkemler,
Beşerin azmini tevkif edemez sun'-i beşer;
Bu göğüslerse Huda'nın ebedi serhaddi;
"O benim sun'-i bediim, onu çiğnetme" dedi.

Asım'ın nesli... diyordum ya... nesilmiş gerçek:
İşte çiğnetmedi namusunu, çiğnetmeyecek.
Şuheda gövdesi, bir baksana, dağlar, taşlar...
O, rukü olmasa, dünyaya eğilmez başlar,

Vurulup tertemiz alnından, uzanmış yatıyor,
Bir hilal uğruna, ya Rab, ne güneşler batıyor!
Ey, bu topraklar için toprağa düşmüş, asker!
Gökten ecdad inerek öpse o pak alnı değer.

Ne büyüksün ki, kanın kurtarıyor Tevhid'i...
Bedr'in aslanları ancak, bu kadar şanlı idi.
Sana dar gelmeyecek makber'i kimler kazsın?
"Gömelim gel seni tarihe" desem, sığmazsın.

Herc ü merc ettiğin edvara da yetmez o kitab...
Seni ancak ebediyetler eder istiab.
"Bu, taşındır" diyerek Ka'be'yi diksem başına;
Ruhumun vayhini duysam da geçirsem taşına;

Sonra gök kubbeyi alsam da, rida namıyle;
Kanayan lahdine çeksem bütün ecramıyle;
Mor bulutlarla açık türbene çatsam da tavan;
Yedi kandilli Süreyya'yı uzatsan oradan;

Sen bu avizenin altında, bürünmüş kanına;
Uzanırken, gece mehtabı getirsem yanına,
Türbedarın gibi ta fecre kadar bekletsem;
Gündüzün fecr ile avizeni lebriz etsem;

Tüllenen mağribi, akşamları sarsam yarana...
Yine bir şey yapabildim diyemem hatırına.
Sen ki, son ehl-i salibin kırarak savletini,
Şarkın en sevgili sultanını Salahaddin'i,

Kılıç Arslan gibi iclaline ettin hayran...
Sen ki, İslam'ı kuşatmış, boğuyorken hüsran,
O demir çemberi göğsünde kırıp parçaladın;
Sen ki, ruhunla beraber gezer ecramı adın;

Sen ki, a'sara gömülsen taşacaksın... Heyhat,
Sana gelmez bu ufuklar, seni almaz bu cihat...
Ey şehid oğlu şehid, isteme benden makber,
Sana ağuşunu açmış duruyor Peygamber.


Rahmetli Sacit Orhan'ın sesinden Çanakkale Şiiri



Çanakkale Zaferi ile ilgili yazılan Şiirler


ÇANAKKALE ŞEHİT VERİYOR

Çanakkale kan döküyor
Analar babalar atalar ağlıyor
Düşman askeri doğru durmuyor
Çanakkale şehit veriyor

Kim bilir hangi asker
Kim bilir hangi Vatan
Yok olup gidiyorlar bu dünyadan
Gözleri bile yaşarmadan

Ana kucacı asker ocağı
Çanakkaledeki düşmanları
Düşünmeden şehit olan asker
Kendi vücudunu sper eder

Şimdi kurtuldu tüm türkiye
Askerlerin sayesinde
Sende önem ver vatanınla devletine
Hiç bir zaman düşmana ezdirme

ÇANAKKALE'DE SAVAŞ VAR

Uyanın millet.
Çanakkalede savaş var.
Askerlerimizin kanların içinde nasıl can çekiştiğini
görün millet.
Ama Atatürk bundan vazgeçmedi.
Ve düşmanı yendi.
Ve bu güzel yurdu bizlere verdi.

Çanakkale

Ç anakkale geçilmez dediler, geçilmedi!

A nalar ağladı, oğullar savaştı.

N e olursa olsun dediler, cepheye gittiler;

A nalar ağladı, oğullar savaştı.

K ürdü,Türk'ü lazı çerkezi,

K imi harbiyeli, kimi liseli.

A ğası da var, çiftçiside,

L a İlahe İllallah! diyerek savaştı hepsi,

E n sonunda kazandılar bu büyük zaferi!


ÇANAKKALE

Gün geçmiş,yıl geçmiş ne yazar.

Her karış torağında bin şehit,bir mezar.

Yeryüzünde yaşadıkça,tek dişli canavar.

Türk milleti aynı destanı yine yazar.

Sen rahat uyu,ey şanlı şehit.

Gölgesinde gölgelen al bayrağın.

Hangi kem göz sana edebilir nazar?

Türk milleti aynı destanı yine yazar.

Yedi cihana yeter yazdığın destan.

Gök kubbe,ay,yıldız sana verir selam.

Çanakkaleyi düşmana yaptın ya mezar.

Türk milleti aynı destanı yine yazar.

Dünya döndükçe,Çanakkale yine geçilmez.

Kanınla suladın toprağı,hangi canlı seni bilmez?

Sen yazdın cihana şanlı,tarihi artık kim bozar?

Türk milleti aynı destanı yine yazar.

Şefik Aydemir

ÇANAKKALE DESTANI

Yıl 1915

18'indeyiz Martın.

Kendine gel biraz!

Pek tekin değildi Çanakkale'nin suyu,

Geçilmez bu boğaz…

Geçilmez bu boğaz…

Bizi

Ne topun yıldırır,

Ne kurşunun.

Çünkü artık

Başladı cengimiz.

Er meydanında bulunmaz dengimiz…

Sen misin Mustafa Kemal'im ileri diyen?

İşte fırladık siperden.

Sırtına yüklenmiş kahraman

Seyit 276 kiloluk mermiyi,

Koşuyor bataryasına ateşler içinden.

Bu mermi denizlere gömecek Elizabet'i Buvet'i…

Yanıyor bugün Anafartalar yanıyor,

Denizler yanıyor,

Dağlar yanıyor.

Zafer bizimdir artık

Düşman zırhlıları batıyor…

Türk'üm,

Muzaffer olarak doğmuşuz bir kere.

Bir karış toprak uğruna Kimimiz şehit oluruz.

Kimimiz gazi.

Hiç değişmez bu yazı.

Dünyada her yer geçilir belki

Lâkin geçilmez Çanakkale Boğazı..

Fahri ERSAVAŞ

Yorum Ekle
İsim
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.