Cumhurbaşkanı Erdoğan, IKBY'nin planladığı bağımsızlık referandumuna ilişkin, "Biz en başından beri Irak'ın toprak bütünlüğünü savunduk, kimse bunu yapmıyorken bile. Bu referandum yapılmamalıdır." dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 25 Eylül'de Irak Kürt Bölgesel Yönetimi'nin (IKBY) gerçekleştirmeyi planladığı "bağımsızlık referandumu"na ilişkin, "Biz en başından beri Irak'ın toprak bütünlüğünü savunduk; kimse bunu yapmıyorken bile. Bu referandum yapılmamalıdır." dedi.
Birleşmiş Milletler (BM) 72. Genel Kurulu toplantılarına katılmak üzere ABD'nin New York kentinde bulunan Erdoğan, PBS kanalında yayınlanan "News Hour" programının yapımcısı Judy Woodruff'a mülakat verdi.
Türk-Amerikan ilişkilerinin tarihinin çok eskiye dayandığını belirten Erdoğan, bu ilişkilerin uzun süre stratejik ortaklı çerçevesi içinde yürütüldüğünü söyledi.
ABD yönetiminin, kendisinin korumalarına silah satılmasını engelleyen son kararına ilişkin yorumu sorulan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bununla ilgili resmi gelişmelere bakılmasını isteyerek, "21 Eylül'de Başkan Trump ile görüşmemizde bu konuyu gündeme getireceğim." ifadesini kullandı.
Kuzey Irak olarak tek başınıza böyle bir kararı nasıl verebilirsiniz?
IKBY'nin 25 Eylül'de yapmayı planladığı "bağımsızlık referandumu"na değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu:
"Bir defa şunu çok açık ve net söyleyeyim: Biz en başından beri Irak'ın toprak bütünlüğünü savunduk; kimse bunu yapmıyorken bile. Bu referandum yapılmamalıdır. Orada Arap, Türkmen, Kürt hep beraber yaşıyorlar. Irak'la 350 kilometre sınır hattımız varken Türkiye olarak böyle bir referandumu nasıl kabul edebiliriz? İran da bu konuda referandumla aynı fikirde gözükmüyor. Irak federal yönetimi de aynı şekilde. Dolayısıyla siz sadece Kuzey Irak olarak tek başınıza böyle bir kararı nasıl verebilirsiniz? Bu kararı kabul etmiyoruz."
ABD'nin PKK/YPG açmazı
Erdoğan, ABD'nin, terör örgütü PKK'nın Suriye'deki uzantısı PYD/YPG'ye verdiği destekle ilgili değerlendirmelerde de bulundu.
"Suriye'de PYD terör örgütü yer alıyor, aynı şekilde onun kolu olarak YPG de orada. Bunlar terör örgütü PKK'nın uzantılarıdır ve biz bunlarla savaşıyoruz." ifadelerini kullanan Erdoğan, ABD'nin PKK'yı terör örgütü olarak tanıdığını ancak onun uzantısı PYD/YPG'yi terör örgütü olarak görmediğini anlattı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ABD'nin YPG'ye verdiği silahlarla ilgili "Bu silahların seri numaralarını aldık, DEAŞ'la mücadele bitince bunları geri alacağız." diye bir açıklama yaptığını ancak daha önce benzeri uygulamalarda işlerin bu şekilde yürümediğini gördüklerini kaydetti.
"Siz bu silahları teröristlere nasıl verirsiniz?"
Erdoğan, şunları dile getirdi:
"Rakka'da bu alt gruplarla DEAŞ'a karşı savaşmak doğru değil, bu savaş bizimle de yürütülebilirdi. ABD'nin DEAŞ'la mücadeleyi PYD/YPG ile vermesi yanlıştır. Bunu ABD'nin en üst düzey makamlarına ilettim. Biz ABD'den o silahları alamazken siz bunları teröristlere nasıl verirsiniz? Bu soruyu ABD'deki dostlarımıza soruyoruz."
Türkiye'nin ABD'den para ödeyerek silah aldığını ancak bu ülke yönetimi tarafından teröristlere bedavaya silah verildiğini vurgulayan Erdoğan, "3 bin tır silah bu teröristlere gönderildi. Zamanında Predator insansız hava aracı almak istedik. Vermediler ama teröristlere bunların hepsini tırlarla gönderiyorlar." açıklamasını yaptı.
"Biz Kürtlere karşı değiliz, terör örgütlerine karşıyız"
ABD'nin Suriyeli Kürtlerle çalışmasının, Türk-Amerikan ilişkilerinde "anlaşmaz bozucu" bir unsur olup olmadığı yönündeki bir soruya ise Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Öncelikle burada bazı şeyleri birbirine karıştırmayalım. Burada konu bir Kürt meselesi değildir. Bu bir terör örgütü meselesidir. Bunun altını çizmek istiyorum çünkü biz Kürtlere karşı değiliz, biz terör örgütlerine karşıyız. Kürtler bizim dostlarımızdır." yanıtını verdi.
S-400'lerin alım süreci
S-400'lerle ilgili olarak birçok kez başta ABD olmak üzere NATO üyesi ülkelerle görüştüklerini aktaran Erdoğan, "Ama (bu silahları) vermediler. Biz de başımızın çaresine bakacağız. Bunlar bizim savunmamızda önemli enstrümanlar. Şu anda yine bir NATO üyesi olan Yunanistan'da da S-300 füzeleri var." diye konuştu.
NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg'in, her ülkenin bu konuda kendi kararını vereceğini ifade ettiğini hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin de kendi savunması noktasında gerekli tedbirini aldığını belirtti.
"Önce teröriste terörist deyin"
Türkiye'de 15 Temmuz 2016'da yaşanan darbe girişiminden sonraki süreçle ilgili olarak Erdoğan, şu değerlendirmeyi yaptı:
"Öncelikle siz teröriste neden terörist demiyorsunuz, bunu merak ediyorum. Önce teröriste terörist deyin. İkinci olarak, ülkemizde hükümeti devirmeye yönelik süreçlerin içerisinde yer alan birçok birey, hukuk çerçevesi içerisinde yargılanıyor çünkü bu kişiler emniyetin, ordunun içine sızmışlardı. Ordunun üniformasını giyiyorlardı ancak zihinlerinde kendi terörist ajandaları vardı. Polise ve bakanlıklara sızmışlardı. Bunların arasında pek çok üst düzeye gelmiş isim vardı. Tüm bu kişiler yargının elindedir ve kararı yargı verecektir."
"Aynı samimiyeti AB'den de bekliyoruz"
Türkiye'nin Avrupa Birliği (AB) konusundaki bakış açısını soran Woodruff'a Cumhurbaşkanı Erdoğan, "AB konusunda samimiyiz ama aynı samimiyeti AB'den de bekliyoruz. AB, Türkiye'yi almak veya almamak noktasındaki kararını vermeli ancak nereye kadar buna tahammül ederiz onu da bilemiyorum. Bir yere kadar bu şartlarda tahammül ederiz. O noktadan sonra da Türkiye kararını verebilir." yanıtını verdi.