Cumhurbaşkanı Erdoğan, Mustafa Kemal Atatürk'ün ölümünün 78'inci yılında düzenlenen Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi'nde düzenlenen 10 Kasım Atatürk'ü anma programında konuştu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi'nde düzenlenen 10 Kasım Atatürk'ü anma programında konuştu. Yeni Türkiye kavramının ilk kez Gazi tarafından kullanıldığını söyleyen Erdoğan konuşmasında "Cumhuriyetimizin 100'üncü yılı farklı kutlanacaktır. Gazi'yi kendi dogmalarının içinde hapsetmeye çalışarak devlet ve millet tarihimizi 90 yılla sınırlandırmaya kalkanlara izin vermeyeceğiz. İlköğretimden itibaren, ki buna artık 'anaokulları' diyoruz, ders kitaplarının bu çerçevede yeniden gözden geçirilmesi dahil milletimizi tarihiyle, kültürüyle, medeniyetiyle buluşturacak her türlü adımı süratle atmalıyız." ifadelerine yer verdi.
İşte Erdoğan'ın konuşmasından satır başları;
''Vefatının 78. yıl dönümünde kurtuluş savaşımızın başkomutanı, cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal'i hayırla yad ediyorum.İlk Cumhurbaşkanımız Gazi Mustafa Kemal'i ölümünün 78. yıl dönümünde anıyoruz. Bu vesile ile tüm şehitlerimize gazilerimize şükranlarımı sunuyorum.
Milletimiz neslinde Çanakkale savaşi ve Kurtuluş savaşı ile 15 Temmuz darbe girişiminin hiç bir farkı yoktur. Bunların hepsi ye düvele karşı milletimizin verdiği mücadeledir.
Türkiye'nin kimsenin toprağında gözü yoktur. Bizim tarihimizde sömürgecilik lekesine rastlayamazsınız. Bizim medeniyetimizde hangi kökenden hangi inançtan olursa olsun herkes kardeşimizdir.
Böyle bir tarihten batı tarzı bir işgaliyetçilik çıkartmaya çalışanlar yanılırlar.
Dünya beşten büyüktür' diyoruz. Türkiye'de Türkiye'den büyüktür. Fiziki sınırlarımız başkadır. Gönül sınırlarımız başkadır.
Sevgili gençler Anadolu Selçuklu devletinin bıraktığını Osmanlı almışsa Osmanlı'nın bıraktığını da Cumhuriyet devralmıştır. Mustafa Kemal Osmanlı askeri olarak Anadolu'ya geçmiştir.
Yeni Türkiye tabiri ilk kez Gazi Mustafa kemal tarafından dile getirilmiştir. Mustafa Kemal tarafından Nutuk'ta defalarca zikredildiğini de burada söylemek isterim.
Bu kavram üzerinden bizi yıpratmak isteyenler aslından Cumhuriyet ruhuna ne kadar uzak olduğunu bilmeniz gerekir.
Türkiye Cumhuriyeti gökten zembille inmiş bir devlet değildir. Gazi Mustafa Kemal de nevzuhur bir devlet adamı değildir. Anadolu Selçuklunun bıraktığı yerden bayrağı nasıl Osmanlı devraldıysa, Osmanlının bıraktığı yerden Cumhuriyet almıştır. Tarihimize bütünüyle sahip çıkacağız.
En hayranlık duyduğu lider ise Fatih Sultan Mehmet'tir. Gücünü milletten alan Fatih, İstanbul'un ve Yeni Çağ'ın kapılarını bize açarken, Gazi Mustafa Kemal ve silah arkadaşları da 'bitti' denilen bir milletten devşirdikleri güçle Yeni Türkiye'yi inşa ettiler. Açıkçası ben, Samsun'a çıktığı andan itibaren mücadelesini sadece milletine güvenerek yürüttüğünü söyleyen Gazi'nin mesajlarını hala anlayamayanlar olduğunu üzüntüyle takip ediyorum ve görüyorum. Üstelik bunların başında da bizzat kurucusu olduğu partinin mirasyedileri geliyor. Kendi küçük siyasi çıkarları uğruna ülkelerini, milletlerini, devletlerini Gazi'nin emaneti olan Yeni Türkiye'yi karalamanın, itibarsız hale getirmenin, hedef haline getirmenin peşinde olanlar onun adını ağızlarına almayı hak etmiyorlar.
Kendi partisi ise kendi siyasi küçük çıkarları uğruna yeni Türkiye'yi karalamanın peşindedirler. Bu kişiler onun adını ağızlarına almayı haketmiyorlar.
Gazi Mustafa Kemal'in 'en büyük eserim' dediği ve gelecek nesillere emanet ettiği Türkiye Cumhuriyeti'ni tam bağımsız bir ülke olarak sürekli daha ileriye taşımanın gayreti içerisindeyiz. Eğer bunu başarırsanız Gazi'yi anlamış olursunuz, eğer bunu başaramazsanız sadece patinaj yaparsınız." Şuanda doğrudan milletin oyuyla seçilmiş olmam dahi milli iradenin gücünün nerelere ulaştığını gösteriyor.
İstiklalimize ve istikbalimize her türlü saldırıyı tek bayrak, tek millet, tek vatan diyerek bertaraf etmeyi sürdüreceğiz. 100 yıl önce bu coğrafyanın bedenini paramparça edenler nihai darbeyi vurmanın peşinde. Bunu da bozacak olan biziz.
15 Temmuz gecesi havalimanına indiğimde içimde en ufacık bir korku yoktu. Milletime inandım. Onlar ölümü de öldürmüşlerdi! Korkmayı da korkutmuşlardı! 15 Temmuz pasif bir direniş değildir. Milletin silahsız olarak yaptığı mücadeledir.
Cumhuriyetimizin 100'üncü yılı farklı kutlanacaktır. Gazi'yi kendi dogmalarının içinde hapsetmeye çalışarak devlet ve millet tarihimizi 90 yılla sınırlandırmaya kalkanlara izin vermeyeceğiz. İlköğretimden itibaren, ki buna artık 'anaokulları' diyoruz, ders kitaplarının bu çerçevede yeniden gözden geçirilmesi dahil milletimizi tarihiyle, kültürüyle, medeniyetiyle buluşturacak her türlü adımı süratle atmalıyız."