Erdoğan: Bildiklerimi belki kitaba yazabilirim

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 24 Kasım Öğretmenler Günü dolayısıyla yaptığı konuşmada, FETÖ ile mücadeleye değinerek, "Şu anda bildiklerimi tabii söyleyemeyecek durumdayım. Ama günü geldiğinde inşallah onlar da kaleme dökülecek" dedi.

Erdoğan: Bildiklerimi belki kitaba yazabilirim
24 Kasım 2016 Perşembe 14:48

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Silahlı kuvvetlerimize sızmış olan bir grup FETÖ'cü terörist, şimdi de bunların hesabını ödüyorlar. İhraç ediliyorlar, tutuklanıyorlar. Onları görevden alacağız ama istiyoruz ki at izi it izine karışmasın. Ama bu kadar da olur, çünkü A'dan Z'ye kendilerini saklıyorlar. Şu an bildiklerimi söyleyemeyeceğim ama günü geldiğinde belki kitaba yazabilirim. Çünkü her bildiği her zaman söyleyemeyebilirsiniz" dedi.

"FETÖ, BASKICI BİR EĞİTİM POLİTİKASININ ÜRÜNÜ"

Erdoğan, konuşmasında, "Bu ülkenin yüzlerce yıllık tarihi ve kültürel birikimine yabancı eğitim-öğretim politikaları, maalesef çatışmacı, hastalıklı, çift kişilikli nesillerin ortaya çıkmasına neden olmuştur. Özellikle FETÖ, zamanın gerisinde kalan, toplumun temel değerlerinden uzak, jakoben, baskıcı bir eğitim politikasının ürünüdür" ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi'nde düzenlenen Öğretmenler Günü programında konuştu. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarının satırbaşları şöyle:

"Kutsal olduğu kadar, mesuliyeti ağır bir mesleği icra ediyorsunuz. Sizler ailelerimizin şahsınıza emanet ettiği çocukları adeta bir nakkaş titizliğiyle işliyor, bilginizle birlikte kişiliğinizi de katıyorsunuz. Öğretmenlik tecrübe ve irfanla çocuklarımızı geleceğe hazırlama mesleğidir.

"MEVCUDİYETİNİZİ KORUMAK İÇİN BÜYÜK BEDELLER ÖDEMEK GEREKİR"

Medeniyetlere beşiklik yapmış, her bir şehri açık hava müzesi olan bir coğrafyada yaşıyoruz. Bu topraklarda bırakın devlet olarak gelişmeyi, mevcudiyetinizi korumak için bile büyük bedeller ödemeyi göze almanız gerekir. 1071'den beri çetin mücadeleler yürüttük, halen de yürütüyoruz. Bu mücadele sadece cenk meydanlarında verilmedi. Esas mücadele ilim hayatında, eğitimde gerçekleşti. Ecdadımız güçlü ekonomisi, adil yönetimi, bilim ve teknolojiye verdiği önemle büyük bir medeniyet kurdu.

Bizim tarihimizde kılıçla kalem birlikte yol almıştır. Mazisini kavrayamayan istikbale yürüyemez. Yitik kaybedildiği yerde aranır. Gerilememiz, çöküşümüz hangi alanda başladıysa gelişmemiz, dirilişimiz de oradan olacaktır. Üretmeyen, çalışmayan bir ülkenin içinde bulunduğumuz bu zor coğrafyada ayakta kalması bile mümkün değildir. Bu millet zarar eden bir millet olmayacak.

''ÜLKEMİZİN EĞİTİM ALTYAPISINI TAMAMEN YENİLEDİK, YENİLİYORUZ''

Son 14 yılda ülkemizi ileriye taşımaya çalıştık, geçmişin ihmallerini çözme gayretinde olduk. Tek tedrisata doğru yürüyeceğiz. Er veya geç bunu da başaracağız. Eğitimi 4 ana önceliklerimizden biri yaparak hedefimizi belirledik. Türkiye'yi kalkındırmanın dört temel esası dedik; eğitim, sağlık, adalet ve emniyet. 346 bin derslik inşa edilmişti biz göreve gelene kadar. Biz 14 yılda 270 bin yeni derslik ilave ettik. 2002 yılında 506 bin öğretmenimiz hizmet verirken, biz 561 bin yeni öğretmen ataması yaptık. Şu anda 904 bin öğretmen görev yapıyor. 81 vilayetimizde çok sayıda eğitim-öğretim kurumu kazandırdık. Ülkemizin eğitim altyapısını tamamen yeniledik, yeniliyoruz. Burs ve kredi imkanlarını geliştirerek okumak isteyen evlatlarımızı destekledik.

Biz, terör örgütlerinin kanlı eylemlerinde kullanacağı sarf malzemeleri değil, ülkemizin istikbalini kurtaracak Asımın nesli gibi gençler yetiştirmek istiyoruz, derdimiz bu. Bizler Batıya öykünen, kendi milletinden tiksinen sömürge ajanları değil, kendini bilen, tarihini bilen, medeniyet değerlerini özümsemiş fikir işçileri yetiştirmeyi hedefliyoruz. Batıya öykünen, kendi milletinden tiksinen sömürge ajanlarını değil, fikir işçileri yetiştirmeyi hedefliyoruz. Marjinal ideoloji kalıplarına sıkışmış, at gözlüğüyle dünyaya bakan gençlerin ne bu devlete ne bu ülkeye sunacağı katkı yoktur. Milli ve manevi değerlere yabancı anlayışların ne tür sıkıntılar yaşattığına şahit oluyoruz.

''ŞU AN BİLDİKLERİMİ SÖYLEYEMEYECEĞİM AMA GÜNÜ GELDİĞİNDE KİTABA YAZABİLİRİM''

Silahlı kuvvetlerimize sızmış olan bir grup FETÖ'cü terörist, şimdi de bunların hesabını ödüyorlar. İhraç ediliyorlar, tutuklanıyorlar. Onları görevden alacağız ama istiyoruz ki at izi it izine karışmasın. Ama bu kadar da olur, çünkü A'dan Z'ye kendilerini saklıyorlar. Şu an bildiklerimi söyleyemeyeceğim ama günü geldiğinde belki kitaba yazabilirim. Çünkü her bildiği her zaman söyleyemeyebilirsiniz.

Şu gerçeğin farkına hep birlikte varmalıyız, teröristle mücadele güvenlik birimlerinin, terörle mücadele tüm toplumunun görevidir. Hiçbir evladımızın kaybolmasına, vatanına, milletine ihanet etmesine gönlümüz razı değil. Bu şer odaklarına karşı hep birlikte mücadele etmeliyiz. Öğretmenlerimiz, bu mücadelenin en ön saflarında yer almalıdır, zaten alıyorlar.

"SENİN HER YERİN PROFESÖR OLSA NE OLUR"

Bu ülkenin yüzlerce yıllık tarihi ve kültürel birikimine yabancı eğitim-öğretim politikaları, maalesef çatışmacı, hastalıklı, çift kişilikli nesillerin ortaya çıkmasına neden olmuştur. Özellikle FETÖ, zamanın gerisinde kalan, toplumun temel değerlerinden uzak, jakoben, baskıcı bir eğitim politikasının ürünüdür. Sorgulayan bir nesil değil, acze düşen ve çok enterasandır, sıfatı profesör 'O bize şahdamarından daha yakın.' Her yerin profesör olsa ne olur? Sen bir ilim erbabı olamazsın, bitmişsin, tükenmişsin. 12 Eylül darbesinden sonra, özellikle 28 Şubat müdahalesinin ardından milletimizin zeki ve başarılı evlatları bu örgütün kollarına zorla itilmiştir. Sınav kazandırma, başarılı eğitim gibi sloganlarla ailelere nüfuz eden FETÖ nedeniyle kayıp bir nesil oluştu.

Teröristle mücadele güvenlik birimlerinin, terörle mücadele tüm toplumun görevidir. Bir tek evladımızın dahi bu insanlık dışı örgütlerine eline düşmesine gönlümüz razı gelmez. Bu şer odaklarına karşı hep birlikte mücadele etmeliyiz. Öğretmenlerimiz bu mücadelenin en ön saflarında yer almalıdır.

Bizim öğretmenlerimiz, başta Gazi Mustafa Kemal başöğretmen olarak, bu toprakların vatan kılınması mücadelesini verdiler. Bizim buralardan bir şey almamız gerekmez mi?

"ONLAR ÖĞRETMEN KILIĞINDA İNSAN MÜSVEDDELERİ"

Teröre eleman kazandıran Milli eğitim mensupları yok mu var. Bunu da açıkça söylüyorum. Bu tarz hainler diğer kurumlarda da var. Ama bunlar öğretmen değildir. Olsa olsa öğretmen kılığında insan müsveddeleridir. Bizim öğretmenlerimiz. Başta Gazi Mustafa Kemal başöğretmen olarak. Neyin mücadelesini verdiler? Bu toprakların vatan olma mücadelesini verdiler. Bizim bunlardan bir şeyler almamız gerekmez mi?

Şimdi bize AB adı altında görüntü verenler, AB'de kalkıp da PKK'yı terör örgütü olarak ilan edenler bu örgüte bağlı olanlarla Avrupa meydanlarında gösteri yapmalarına müsaade ediyorlar. Almanya gibi ülke teröre hayır demokrasiye evet demek isteyenler Türkiye Cumhuriyeti cumhurbaşkanını yayınla oraya bağlamak istiyorlar ve mahkeme hayır diyor. Anayasa mahkemesine gidiyorlar 3 saat içinde AYM de hayır diyor. Ama aynı şekilde terör örgütü üyesini, yayınlıyorlar. Şimdi bu batının samimiyetine inanmak mümkün mü?

"MİLLETE KILIÇ SALLAYAN KİM OLURSA OLSUN AFFETMEYECEĞİZ"

TC cumhurbaşkanına telekonferansla konuşmaya müsaade etmeyeceksin ama terör örgütü organları liderlerine izin vereceksin. Bunlar terör örgütünün yardım ve yataklık yapan uzuvlarıdır. Kimse bize yok şöyle böyle demesin. Bu can bu tende olduğu sürece biz hakkı her yerde söylemeye devam edeceğiz.

Yorum Ekle
İsim
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.