Erdoğan: Bir hilal uğruna 249 güneş battı

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye Gençlik Vakfı (TÜGVA) tarafından düzenlenen 4. Gençlik Buluşması programına katıldı. Abdi İpekçi Spor Salonu’nda gerçekleştirilen törende Cumhurbaşkanı Erdoğan, gençlere hitaben bir konuşma yaptı.

Erdoğan: Bir hilal uğruna 249 güneş battı
27 Mart 2017 Pazartesi 18:09

TÜGVA 4. Gençlik Buluşması programında konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ülkemizin demokraside, ekonomide, yatırımlarda bugünkü seviyesine gelmesi elbette kolay olmadı. Davamızın büyüklerinden devraldığımız sancağı, daha yükseklere çıkarmak, Türkiye'yi muasır medeniyetler seviyesinin de üzerine taşımak için çetin mücadeleler verdik. Bugün ekonomide, sanayide, istihdamda, gençlerine sunduğu imkânlarda geçmiş dönemle karşılaştırılamayacak kadar müreffeh bir ülke var” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye Gençlik Vakfı (TÜGVA) tarafından düzenlenen 4. Gençlik Buluşması programına katıldı. Abdi İpekçi Spor Salonu’nda gerçekleştirilen törende Cumhurbaşkanı Erdoğan, gençlere hitaben bir konuşma yaptı.

“15 TEMMUZ GECESİ, BİR HİLAL UĞRUNA 249 GÜNEŞ BATTI”

Merhum Şair Mehmet Akif’in “Bir hilal uğruna, ya rab, ne güneşler batıyor” dizesine atıfta bulunarak, 15 Temmuz gecesi, bir hilal uğruna 249 güneşin batışına şahitlik ettiklerini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, milletin o gece tankların altında ezilip bombalarının altında parçalandığını, helikopter ateşinin altında can verdiğini; ancak namusunu çiğnetmediğini vurguladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Tıpkı 102 yıl önce olduğu gibi, istiklaline ve istikbaline pranga vurdurmayacağını tüm dünyaya bir kez daha ilan etti bu millet. Böyle bir milletin mensubu olmakla hep birlikte iftihar etmeliyiz ve ediyoruz” dedi.

Türkiye’nin demokraside, ekonomide, yatırımlarda bugünkü seviyesine gelmesinin kolay olmadığını, kendilerinin devraldıkları sancağı daha yükseklere çıkarmak ve Türkiye’yi muasır medeniyetler seviyesinin de üzerine taşımak için çetin mücadeleler verdiklerini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Hamdolsun bugün ekonomide, sanayide, istihdamda, gençlerine sunduğu imkânlarda geçmiş dönemle karşılaştırılamayacak kadar müreffeh bir ülke var. Gençlere güvenen, onların önünü açmak için çabalayan yenilikçi bir yönetim anlayışı var, işte o biziz” şeklinde konuştu.

“İKNA ODALARINDA GENÇ KIZLARIMIZI BEKLETENLER YENİ SİSTEME KARŞI ÇIKANLAR”

Geçmişte genç kızların, üniversite kapılarında boynu büyük bekletildiğini hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugün Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemi’ne karşı çıkanların, o dönemde üniversitelerdeki başörtülü kızları boynu bükük bekletenlerin ta kendileri olduğunu söyledi ve “İkna odalarını kuranlar onlardı, ikna odalarında bizim kızlarımızı inim inim inleten onlardı. İşte ben de o kızlardan ikisinin babasıyım. Ama onların öyle bir derdi yok, onların öyle bir sorunu yok. Ama bizim öyle bir sorunumuz var, biz damdan düştük, oradan düşerek bugünlere geldik. Biz inanç özgürlüğü nedir, biliriz. Biz düşünce özgürlüğü nedir biliriz, hak ve özgürlükler nedir biliriz. Ama bunların kitabında böyle bir şey yok” değerlendirmesinde bulundu.

“GENÇLER, PARLAMENTODA GÖREV ALARAK MİLLETİN GELECEĞİNE HÜKMEDECEKSİNİZ”

Konuşmasında halk oyuna sunulacak olan Anayasa değişikliklerinden birinin seçilme yaşının 25’ten 18’e indirilmesi olduğunu hatırlatan ve salonda kendisini dinleyen gençlere hitaben, “Parlamentoda görev alarak siz de bu milletin geleceğine hükmedeceksiniz” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti: “18 yaşa beyefendi karşı çıkıyor. Diyor ki, ‘18 yaşındaki gençler gelecekler 2 yıl içinde oradan emekli olup maaşlarını almaya başlayacaklar.’ Bunlarda yalan gani, çünkü bu zat bir yalan makinesidir, akşam başka, sabah başka. Utanmadan, sıkılmadan diyorlar ki, ‘sabah, öğle, akşam benle uğraşıyorlar.’ Ya uğraşılmayacak gibi değil ki, millete göz göre göre yalan söylüyorsun. Yaşlı amcalara, ihtiyar amcalara gidiyorlar, onları kandırmaya çalışıyorlar. Bu akşam onları da göstereceğim. Niye? Çünkü bakıyor ki saf, temiz. ‘Bana diyor bunları anlatma’ diyor yaşlı amca, ‘ben 15 yıldır bunları görüyorum, biz hastanelere giderdik ne çileler çekerdik. Şimdi ben hastanelere gidiyorum, bir kuruş para vermiyorum’ diyor. O ona hâlâ yalan söylüyor, ‘açıktan sizden para alıyorlar’ diyor. Adamcağız ‘vermiyorum’ diyor, o ‘açıktan para alıyorlar’ diyor. Şimdi bunlarda yalanın bini bir, böyle.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasının son bölümünde, Mevlana Celalettin-i Rumi’ye atfedilen, gençlerin kulaklarına küpe olmasını istediği şu tavsiyeleri aktardı: “Paranı ver, gönlünü ver, canını ver; ama sırrını verme. Günleri say, kazancını say, büyüklerini say; ama yerinde sayma. İşini beğen, aşığını beğen, eşini beğen; ama kendini beğenme. Emek ver, kulak ver, bilgi ver; ama sakın boş verme. Fidan büyüt, çocuk eğit, yoksul besle; ama kin besleme. Davet et, hayret et, ülfet et, affet; ama ihanet etme. Kitap oku, meslek oku, dünyayı oku; ama lanet okuma. Sınıfını geç, hayatını seç, rakibini geç; ama gülüp geçme. Gönül al, dost al, yoldaş al; ama beddua alma. Yaklaş, tanış, konuş, uzaklaş; ama uşaklaşma. Doğrul, sıyrıl, evril, devril; ama eğilme. Hislen, tasalan, seslen, uslan; ama paslanma. İtil, ütül, atıl, katıl; ama satılma.”

Gençlere başarılarının devamını dileyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını “16 Nisan ülkemiz, milletimiz için yeni bir milat olsun” temennisiyle tamamladı.

Yorum Ekle
İsim
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.