Fethullah Gülen'in masörü Esat Başaran malikanede neler yaşanıldığı hakkında açıklamalarda bulundu.
15 Temmuz darbe girişiminde bulunan Fethullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) elebaşı Fethullah Gülen iyice köşeye sıkıştı. Gülen'in yıllarca masajını yapan psikolog ve refleksoloji uzmanı Esat Başaran malikanede yaşanılanları anlattı. Başaran malikaneye gidip gelenler, gülen'in yeni hedefi ve sağlığı hakkında bilgileri açıkladı.
İşte Başaran'ın açıklamaları:
Gülen'in yeni hedefi Çin
Hocanın yakınında bulunan kişiler ile sürekli sohbet halindeydim. Bu kişilerden duyuyordum. Gülen'in yeni hedefi ise Çin'di. Hocanın adamları bana "Çin'de çok güzel ve büyük binamız yapıldı. Hocaefendi Çin'e gitmek istiyor" diyordu.
Her Cuma CIA ziyaret ederdi
Pensilvanya'daki malikaneye her hafta düzenli olarak uzun boylu, sarışın ve iri yapılı insanlar gelirlerdi. Bu kişiler ABD Gizli Servisi CIA'da görevli ajanlardı. Bu kişiler bazen sabah kahvaltısında gelirler ve öğleden sonraya kadar gitmezlerdi. Bazen de akşama kadar malikanede kalırlardı. O ajanlar Gülen'i ziyaret ettiğinde kimse odasından çıkamazdı. Tuvalete bile gidemezdik. Hep Cumaları geliyorlardı. Böylece güç gösterisi yapıyorlardı.
Hakan Şükür ve Enes Kanter sık sık gelirdi
Hakan Şükür sık sık gelir, direktifler alır dönerdi. Enes Kanter de ben oradayken 4-5 kez malikaneye geldi. Özellikle cuma günlerini seçerdi. Bir keresinde menajerini de beraberinde getirmişti...
Asker ve polisler rütbe almaya gelirlerdi
Türkiye'den düzenli olarak iki ayda 8 ya da 10 kişilik çeşitli gruplar geliyordu. Bunlar bazen 3 gün, bazen bir hafta, bazen 10-15 gün kadar kalıyorlardı. Söz konusu gruplar ya asker, ya polis oluyordu. Ya da devlet memuruydular. Ben bu kişilere nereden geldiklerini sorduğumda "Sadece devlet görevlisiyim" diyorlardı. Sonradan öğrendiğime göre içeriden onlara "Sakın kendinizi deşifre etmeyin" diye tembihlemişlerdi. Bu ziyaretlerde gelen asker ve polislere ise rütbeleri veriliyordu. Ordu ve emniyet içindeki cemaatçilerin yükselmeleri böyle belirleniyordu.
Gülen'in yerine geçecek olan Abdullah Aymaz
Fetullah Gülen'den sonra örgütün başına Abdullah Aymaz'ın geleceğini çok iyi biliyorum. Bu bilgi kesindir. Çünkü tüm görüşler ve görüşmeler Abdullah Aymaz ile ilgiliydi. Ancak Pensilvanya'da herkes kendini bir numara görüyordu. İsmail Büyükçelebi, Doktor Kudret ve Nejdet Başaran da bu isimlerden bazılarıydı. Nejdet Başaran ise kendini beğenmişin tekiydi. Doktor Kudret ile Nejdet Başaran'ın odaları 3. katta karşı karşıya bulunuyordu. Ancak bunların hepsi birbirinin arkasından konuşuyordu. Bana birbirlerini kötülüyorlardı.
Kendi içindeki ismlerden bile sakladıkları var
Gülen, devletin her kademesinden gelen kişilerle özel görüşür ve onlara talimat verirdi. Sadece siyasete değil büyük şehirlerdeki kentsel dönüşüme bile el atmıştı. Hatta kentsel dönüşüm ilgili bir önerilerde bulunurdu. Pensilvanya'da bir basın odası var. Tüm kamera görüntüleri ve fotoğraflar orada çekilir. Bir gün orada konuşma yapmadan önce Fetullah Gülen'in "Bu Fuat Avni kim?" dediğini duydum. Aslında numara yapıyordu. Çünkü kendi içindeki isimlerden bile sakladığı bilgiler vardı...
STV'deki dizilere bile müdahale ederdi
Fetullah Gülen için Ekrem Dumanlı adeta baş tacıydı. Onu çok severdi. Pensilvanya'ya tam 39 kere gittim. Ekrem Dumanlı'yı orada en az 20 kere gördüm. Dumanlı, Gülen'in isteği üzerine hemen uçağa atlayıp ABD'ye gelirdi. Ancak Gülen, Hidayete Karaca'yı pek sevmezdi. "Bu herif çok şey biliyor. İleride bu konuşur" derdi. Dumanlı hemen hemen her ay gelirdi. Ama Gülen, Hidayet Karaca'yı 6 ayda bir çağırırdı. Gülen, STV'deki dizilere bile bizzat müdahale ederdi.
Kitaplarını para karşılığı imzalar
Gülen'in yanında himmet konuşulmazdı. "Para işleriyle ben uğraşmıyorum" derdi. Azarlardı. Ben orada iken işadamı Hazım Sesli ve eski milletvekili İlhan İşbilen gelmişti. Pensilvanya'ya fakir adam gelmezdi. Feto, kitaplarını bile para karşılığında imzalardı. İmza atacağı zaman "Ne kadar verdi, boşa imza yok" derdi.
Malikaneye ZARA'da geldi
Futbolcu Hakan Şükür ile basketbolcu Enes Kanter, Pensilvanya'nın müdavimleri arasındaydı. Hakan'ı en az 5 kez gördüm. Hoca ile görüşüp direktifler alıyordu. Enes Kanter ise özellikle Cuma günleri Gülen'i ziyaret ederdi. Malikaneye gelen ziyaretçiler arasında türkücü Zara da vardı. Hatta Zara, Fetullah Gülen'e "Makber" adlı şarkıyı söylerdi. Makber'i dinleyen Gülen ağlardı...
"Bir hainin koyduğu ismi taşıyamam"
Psikolog ve Uzman Refleksolog Esat Başaran, ismini de Gülen'in verdiğini söyledi. Ancak teröristbaşının darbe girişiminin ardından adını değiştirmeye karar verdi. Başaran, "Bir hainin koyduğu ismi taşıyamam" dedi.
Sağlığı abartıldığı gibi değil
Fetullah Gülen sadece Türkiye ile değil, tüm dünyadaki okullar, oradaki imamlar ve siyaset ile ilgilenirdi. Bazen bir şeye sinirlendiğinde odasına kapanır ve 3-4 gün hiç çıkmazdı. Gülen ayrıca kaldığı yerde, herkese zorla takke taktırırdı. Takkeyi ve cübbeyi kendisine bir üniforma olarak görüyordu. Sağlığı ise abartıldığı kadar değildi. Şekeri yoktu.
Gülen zehirlenmekten korkuyor
Fetullah Gülen zehirlenmekten korkuyordu. Sadece kendisine özel yemek yapılan bir mutfağı vardı. Murat adında özel bir aşçısı vardı. Çünkü zehirlenmekten çok korkuyordu. Hatta "Bulaşık deterjanları ile bir insan zehirlenebilir mi?" dediğini bile duydum. Bu nedenle malikanedeki diğer insanların yemek yediği tabaklar, kaşıklar, bardaklar asla Gülen'in mutfağına alınmazdı. Gülen bir masaj seansında ise bana kullandığım kremi göstererek "Bu kremin içerisine zehir katılmış olsa, beni zehirler mi?" diye sormuştu. Bu şüpheden sonra hocanın kremlerini hep yardımcılarından istedim...
Kaynak: Takvim