Karabağ Savaşı sırasında 613 Azerbaycan Türk'ünün hayatını kaybettiği Hocalı Katliamı unutulmadı. 26 Şubat Hocalı Katliamı nedir? Hocalı Katliamı'nda neler yaşandı? 25 Şubat, tarihin kara gecesi, ''Hocalı Katliamı'' detaylarıyla haberimizde...
Geçmişin kara lekelerinden biri Hocalı'da Azerilere yapılan büyük katliam "Hocalı Katliamı" Bundan 24 sene önce evvel Azerbaycan’ın Dağlık Karabağ Bölgesi’nde kadın, yaşlı, hamile, çoluk, demeden 613 kişinin Ermeniler tarafından vahşice öldürülmesinin 24. yıl dönümü yaşanıyor.
20. yüzyılın en büyük katliamları arasında yer alan Hocalı Katliamında Azeri sivil halk Ermenistan'a bağlı kuvvetler tarafından toplu şekilde öldürülmesi öldürülmüştü. 1988 tarihinde başlayan Karabağ savaşı devam ederken, Azerbaycan'ın Karabağ bölgesinin en önemli tepelerinden birisindeki Hocalı kasabası Ermeni güçleri için önemli bir askeri hedefti.
1992 yılında Ermeni güçleri 25 Şubat gecesinde Hocalı kasabasının da büyük bir katliam yaptılar. Hocalı'nın giriş ve çıkışını kapatan Ermeni askerleri, 83 çocuk, 106 kadın ve 70'den fazla yaşlı dahil olmak üzere toplam 613 Azeri'yi vahşice öldürdü. Yaşanan bu katliamda toplam 487 kişi de ağır yaralandı.
Yaşanan bu toplu kıyımda köyde yaşayan sekiz aile tamamen yok olurken, 487 Azeri sakat kaldı. Ermeni askerleri tarafından 1275 kişi esir alınırken, esir alınanlardan 68’i kadın ve 28’i çocuk toplam 150 kişinin yaşayıp yaşamadığı belli olmamıştır.
Hocalı Katliamı vahşetine tanık olanlardan biriside Ermeni gazeteci Daud Kheriyan. Kheriyan o gün yaşanan katliamları şu cümlelerle anlatıyor. böyle "Gaflan denen ve ölülerin yakılmasıyla görevli Ermeni grup, Hocalı Kasabası’nın 1 kilometre batısında bir yere 2 mart günü 100 Azeri ölüsünü getirip yığdı. Son kamyonda 10 yaşında bir kız çocuğu gördüm. Başından ve elinden yaralıydı. Yüzü morarmıştı. Soğuğa, açlığa ve yaralarına rağmen hala yaşıyordu. Çok az nefes alabiliyordu. Gözlerini ölüm korkusu sarmıştı. O sırada Tigranyan isimli bir asker onu tuttuğu gibi öteki cesetlerin üstüne fırlattı. sonra tüm cesetleri yaktılar. Bana sanki yanmakta olan ölü bedenler arasından bir çığlık işittim gibi geldi. Yapabileceğim bir şey yoktu"
Eski ASALA eylemcisi ve o dönemde Ermeni komutanı olan Monte Melkonyan kendi yazdığı savaş günlüğünde Hocalı Katliamı'nı şu şekilde anlatıyor.
"Bir gece önce akşam 11 civarında, 2.000 Ermeni savaşçısı, Hocalı'nın üç tarafındaki yüksekliklerden ilerleyerek, kasaba sakinlerini doğudaki açılışa doğru sıkıştırmışlar. 26 Şubat sabahına kadar mülteciler Dağlık Karabağın doğu yüksekliklerine ulaşmış ve aşağıdaki Azeri kenti olan Ağdam'a doğru inmeye başlamışlar. Burdaki tepeciklerde yerleşen sivilleri güvenli arazide takip eden Dağlık Karabağ askerleri onlara ulaşmışlar. Mülteci kadın Reise Aslanova İnsan Hakları İzleme Örgütüne verdiği açıklamada "Onlar sürekli ateş ediyorlardı" diye konuşmuştu. Arabo'nun savaşçıları daha sonra uzun zaman kalçalarında taşıdıkları bıçakları kınlarından çıkararak bıçaklamaya başlamışlar.
Şu anda yalnız kuru çimenden esen rüzgarın sesi ıslık çalıyordu, ve ceset kokusunu uçurması için bu rüzgar henüz erkendi.Monte üzerinde kadınların ve çocukların kırılmış kuklalar gibi saçıldığı çimene eğilerek "Disiplin yok" diye fısıldadı. O bu günün önemini anlıyordu: bu gün Sumgayıt Pogromunun dördüncü yıldönümüne yaklaşıyordu. Hocalı stratejik bir amaç olmasından başka aynı zamanda bir öç alma eylemiydir"
yaşanan bu vahşet, İnsan Hakları İzleme Örgütü tarafından en büyük katliam olarak belirtildi. İnsan Hakları İzleme Örgütü İcra Direktörü
Hocalı'daki öldürülen sivil ölümlerden Karabağ Ermeni güçlerinin doğrudan sorumlu olduğunu belirtti. Ayrıca Azeri güçlerinin herhangi bir sivilin kaçışını engellediğine ve sivillere ateş açtığına dair argümanı destekleyen herhangi delilin içermediğini ifade etti.