Mekke'nin Fethi'nin Bin 386. yıldönümü kutlanacak

Müslümanlar için büyük bir öneme sahip Mekke'nin fethi bu gece kutlanacak. AGD, Türkiye'nin 600 noktasında fetih kutlamaları düzenledi. Peki 01 Ocak 630 tarihinde Mekke nasıl feth edilmiştir? Mekke'nin Fethi ile ilgili detaylara haberimizden ulaşabilirsiniz.

Mekke'nin Fethi'nin Bin 386. yıldönümü kutlanacak
31 Aralık 2016 Cumartesi 10:00

Müslümanlar için büyük bir öneme sahip Mekke'nin Fethi, 01 Ocak 2017 tarihinde çoşkuyla kutlanacak. İslam tarihinin en önemli olaylarında birisi olan Mekke'nin Fethi, 31 Aralık'ı 01 Ocak'a bağlayan gece dualar ile kutlanacak. Halid Bin Velid (R.A) komutasındaki İslam Ordusu'nun, kan dökülmeden gerçekleştirdiği kutlu Fetih'in bin 386. yıl dönümü. Müslümanlar bu günde Allah'a dua ediyor. Peki Mekke'nin Fethi nasıl gerçekleşti? Fetih sırasında neler yaşandı? İşte detaylar. 
 

Anadolu Gençlik Derneği (AGD), yılbaşı gecesi, Türkiye'nin yaklaşık 600 noktasında Mekke'nin Fethinin bin 386. yıl dönümünü kutlayacak.

AGD Türkiye'nin 600 noktasında fetih kutlaması gerçekleştirecek. Erzurum AGD'den yapılan açıklamada;

"Yeryüzünün ilk binası Kabe'nin bulunduğu şehir olan Mekke, İslam ordularınca 1 Ocak 630 tarihinde fethedilmiştir. Derneğimiz öncülüğünde geleneksel olarak düzenlenen fetih kutlamaları bu yıl da ülkemiz genelinde üç yüz kadar noktada salon programları ve bir o kadar noktada da temsilcilik merkezlerimizde gerçekleştirilecek etkinliklerle icra edilecektir. İlk insan ve ilk peygamber olan Hazreti Adem'in tevhid inancının bir sembolü olarak, insanın yeryüzündeki sınanma serüveninin bir nişanı olarak inşa ettiği ilk bina olan Kabe bu şehirdedir. Alemlere rahmet olarak gönderilmiş son Peygamber Hz Muhammed bu şehirde doğmuştur. Kur'an-ı Kerim'in ilk çağrısı bu şehrin sokaklarında yankı bulmuştur. Bu coğrafyanın harcının İslam olduğuna, bu toprakları bize yurt yapan anlayışın fetih ruhu olduğuna inanıyoruz. İnsanımızı kültür emperyalizminin yanında değil fetih ruhunun yanında durmaya çağıyoruz. 31 Aralık akşamı tüm halkımızı düzenleyeceğimiz programlara davet ediyoruz."  denildi. 

Mekke'nin Fethi

 

Mekkenin fethi, Müslümanların Kureyşlilerin elinde bulunan Mekke'yi 01 Ocak 630 senesinde alması ile gerçekleşmiştir. Mekke şehri Hz Muhammed'in dünyaya geldiği, çocukluğunu ve gençliği geçirdiği, Nübüvvet kitabının baştan sona indirildiği, Hz Adem döneminden itibaren tevhid inancına merkez olmuş ve en önemlisi Müslümanların kıblesi olan Kabe'nin bulunduğu bir şehirdir. Bu sebeplerle Müslümanlar açısından ayrı bir yeri bulunmaktadır.

Mekkenin fethine doğru

Hicretten altı yıl sonra Müslümanlar Hz Muhammed ile birlikte umre yapmayı istemişlerdi. Bu yüzden peygamberimiz Kabe'yi ziyaret etmek için hazırlanmalarını söylemiştir. Hazırlıkların ardından, Mekke'ye doğru yola çıkılmıştır. Amaçlarının barış olduğunu anlatmak için yanlarına sadece yolcu kılıcı almışlardı. Müşrikler buna rağmen, Müslümanları Mekke'ye almamak için karar almışlardır. Zülhüleyfe mevkiinde ihrama giren ve umre için niyet eden Müslümanlara, Hz Muhammed kan dökülmesin diye Mekkelilerle anlaşma yapacaklarını söylemiştir. Hubeydiye antlaşması adı verilen antlaşmanın bazı maddeleri şöyledir. 

  • Müslümanlar Kabe'yi bu yıl ziyaret edemeyecek ve Mekke'ye giremeyeceklerdi, sonraki yıl üç gün Mekke'de kalacaklar ve Kabe'yi ziyaret edeceklerdi. Bu sürede Mekkelilerle görüşmeyeceklerdi.
  • Kureyşli olanlardan biri Müslümanlığı kabul ederse, Müslümanlar bunu kabul etmeyecek, Mekke'ye sığınmak isteyen bir Müslüman geri iade edilmeyecekti.
  • İki tarafta istedikleri kabileyle ittifak yapabilecekti.
  • Bu antlaşmanın süresi on yıl olarak kabul edilmişti. Bu süre içerisinde Müslümanlar ve Kureyşliler birbirlerine saldırmayacaklardı.

Bu antlaşmadan sonra Hz Muhammed sahabelerine geri dönmeleri için gereken emri verdi. Müslümanlar üzüntü içerisinde dönmeye başladılar. Peygamberimize inen Fetih suresi ileriki dönemlerde Mekke'nin fethedileceği müjdesini vermişti. 

Mekkenin fethinin sebepleri nelerdir?

Kureyşliler Müslümanlarla Hudeybiye Antlaşması yapmasına rağmen, Kureyşlilerin yanında yer alan Beni Bekir kabilesinin antlaşmaya aykırı şekilde, Müslümanların himayesinde olan Huzaa kabilesine saldırmasıyla, Müslümanlar ve Kureyşlilerin arası gerginleşti.

Hz Muhammed'in Mekke'ye haber gönderip, saldırıda ölenlerin kan bedellerini istemesi ya da Beni Bekir kabilesiyle ittifak yapılmamasını istemiştir. Bunlara riayet edilmediğinde Hudeybiye antlaşmasının bozularak, savaş yapmak zorunda kalacaklarını bildirmiştir. Mekkeliler ise bu teklifi reddederek, gerekirse savaş yapabileceklerini ifade etmiştir. Daha sonra bu fikirlerinden vazgeçerek, Ebu Süfyan'ı barış için arabulucu yapsalar da, Medine'den olumlu cevap alamamışlardır.    

Mekkenin fethi

Müslüman ordu 1 Ocak günü Hz Muhammed'in komutasında savaş için hazırlandı. Hz Muhammed orduyu dört kola ayırarak, şu emri vermiştir. "Size karşı koyulup, saldırılmadıkça, kimseyle çarpışmaya girmeyeceksiniz. Hiç kimseyi öldürmeye yeltenmeyeceksiniz." Hz Muhammed'in hareket emriyle, Fetih suresi okunarak, Mekke'ye girilmiştir. Halid bin Velid'in komuta ettiği 4. kolun dışında, diğer kollar herhangi bir direnişle karşılaşmamıştır. (Kaynak: hzmuhammedinhayati.gen.tr)

Fetih Hutbesi

Peygamber Efendimiz'in Mekke'nin Fethinden sonra hutbe okumuştur.  Resûl-i Ekrem Efendimiz, Kâbe-i Muazzama’nın kapısında durdu. Mübarek yüzünde beliren tatlı tebessümleriyle halka bakıyordu. Allah’a hamd ve senâ­dan sonra şu hutbeyi irad etti:

“Allah’tan başka ilâh yoktur, yalnız O vardır; O’nun şeriki yoktur.

“O, vaadini yerine getirdi; kuluna yardım etti, (aleyhinde) toplanan düş­manları tek başına perişan etti.

“Bilmelisiniz ki Câhiliyye devrine âit olup, iftihar vesilesi yapılıp gelinen her şey, kan, mal davaları... Bunların hepsi bugün, şu ayaklarımın altında kal­mış, ortadan kaldırılmıştır.

“Bütün insanlar Âdem’den (a.s.), Âdem de topraktan yaratılmıştır.

“Ey insanlar! Sizi, bir erkekle bir dişiden (Âdem ile Havva’dan) yarattık. Hem de sizi soylara ve kabilelere ayırdık ki birbirinizi tanıyasanız. Biliniz ki Allah katında en iyiniz, takvası en ziyade olanınızdır (şeref, soy, sop ve ne­seb­ce en üst olanınız değildir). Şüphe yok ki Allah Alîm’­dir [her şeyi bilen­dir], Habîr’dir [her şeyden haberdardır]!” (Hucurat, 13)

 

Yorum Ekle
İsim
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.