Şehit polis Gökhan Topçu için Fatih Camisi'nde düzenlenen cenaze töreninde CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun önüne kurşun atan şehidin dayısı İrfan Cengiz, oğlu gibi gördüğü şehit polis için "Patlamanın vücudunda yarattığı tahribatı görünce içim hepten yandı kavruldu. Yani benim Kılıçdaroğlu'na tepkimi birinin anlaması için bütün bunları yaşaması gerekiyor." diye konuştu.
İstanbul Vezneciler'deki çevik kuvvet ekibini taşıyan araca, bombalı araçla yapılan saldırı sonrasında şehit olan 5 polisten GökhanTopçu için Fatih Camisi'nde düzenlenen cenaze töreninde CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun önüne kurşun atan şehidin dayısı İrfan Cengiz'den açıklama geldi.
Şehit polis GökhanTopçu'nun dayısı İrfan Cengiz (38), Kılıçdaroğlu'na gösterdiği tepkinin tamamen spontane geliştiğini ve bu olayın yaşanmasındaki nedenin oğlu gibi gördüğü şehit Topçu'nun gasihanede yıkanırken vucudundaki tahribatı olduğunu belirtti.
Olayla ilgili açıklamasında İrfan Deniz şunları dile getirdi:
Vücudundaki tahribatı görünce içim yandı
İki yıl önce bir oğlum oldu. Uzun yıllar çocuk özlemimiz vardı. Ablamın oğlu Gökhan, benim yeğenim değil oğlum gibiydi. Onun şehit olduğu haberini aldıktan sonra Adli Tıp'a teşhis için gittim. Ertesi sabah gasilhanede yıkanırken yanındaydım. Patlamanın vücudunda yarattığı tahribatı görünce içim hepten yandı kavruldu. Yani benim Kılıçdaroğlu'na tepkimi birinin anlaması için bütün bunları yaşaması gerekiyor.
"Teröre destek anlamına gelen söylemleri bilinçaltıma yerleşmiş"
İnanın o an ne hissettiğimi bilmiyorum. Tarifi yok. Tören mangası şehidi almak için düzen oluşturduğu sırada ben de öne çıkıp tabuta yetişeyim dedim. O esnada Kemal Kılıçdaroğlu'nu gördüm. Biz de elbet insanız ve etkileniyoruz. Son zamanlarda onun yaptığı açıklamaları, beyanatları, teröre destek anlamına gelen söylemleri bilinçaltıma yerleşmiş demek ki! Bütün bu söylemler içine ateş düşmemiş insanları bile etkilerken; yeğenini o haliyle yıkanırken görmüş birisi olarak tamamen akıl ve mantık devreden çıkmış şekilde bir tepki oluştu bende. Tepkim bunların bir bileşenidir. Keşke olmasaydı, üzgünüm. Allah'a yemin ederek söylüyorum ki bu spontane gelişti. Bilinçli, tasarlanmış bir şey değildi. O esnada nasıl olduğunu, ne yaptığımı bile bilmiyorum. Bunun Kılıçdaroğlu'na yapılmış bir tehdit olması söz konusu değildir. Öyle bir psikolojide değilim zaten. Bugüne kadar kimseye karşı 'Şunu bir tehdit edeyim' psikolojisinde hiç olmadım. Öyle bir psiklojide olsam başka türlü bir tepki ortaya koyardım. Güneydoğu'da şehit olanları duyduğumuzda ağlar, duvarları yumruklar, 'vatan sağolsun' derdik. Ama bu acı direkt kalbin merkezine düşünce bambaşka oluyormuş. Benimkisi bu acının ortaya çıkardığı bir tepkidir."
AK Parti ile yazılıp çizilenler iftira
Benim AK Parti'de hiçbir görevim yok. Yazılıp çizilenler tamamen iftiradır. Bu asılsız iftiraları ortaya atan insanları Allah'a havale ediyorum. Benim yerim yurdum, ne işle uğraştığım belli. Bugüne kadar hiçbir olaya karışmamış, vukuatı olmayan bir insan olduğum için bunlara cevap vermeye gerek bile görmüyorum. Olmayan bir şeye ne cevap vereyim, ne söyleyeyim? Bunları ciddiye bile almıyorum. İnsanın kendisini bilmesi yeterli. Başbakanımızla ilgili bazı fotoğrafları birleştirip, montajlayıp bu olay üzerinden hükümete yüklenmeye çalışıyorlar. Başbakanımız Binali Yıldırım, şehit abisinin yanına geldiğinde ben de 20 cm uzağındaydım. Başbakanımıza doğru eğilip 'Terörle mücadelede çok iyi gidiyorsunuz. Geri adım atmamanız ve kararlılığınız bizlerin yüreğindeki ateşi biraz olsun söndürecektir' dedim ve yerime çekildim. İddia edildiği gibi Başbakan bana bir şey söylemiş değil.