Elazığ’da toplu açılış töreninde konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Şu anda yapılan iş, yasama, yürütme ve yargı arasındaki ilişkileri yeniden düzenlemekten ibarettir. Dikkat ediniz, bu organların hiçbiri ortadan kalkmıyor, hiçbiri diğerine bağlanmıyor, sadece görev tanımları yeniden yapılıyor” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Elazığ’da yapımı tamamlanan tesis ve hizmetlerin toplu açılış törenine katıldı. İstasyon Meydanı’nda gerçekleştirilen törende; Başbakan Yardımcısı Veysi Kaynak, bazı bakanlar ve milletvekilleri de hazır bulundu. Vatandaşların da yoğun bir katılımla iştirak ettiği törende Cumhurbaşkanı Erdoğan bir konuşma yaptı.
Konuşmasının başında, İzmir Adliye binasına yapılan terör saldırısını önleyen şehit polis Fethi Sekin’i rahmetle anıp ailesine ve yakınlarına tekrar başsağlığı temennisinde bulunan Erdoğan, şehit Sekin’in adının memleketi Elazığ’da yeni yapılan şehir hastanesine verdiklerini ve onun adının şanına yakışır bir şekilde yaşatılacağına inandığını söyledi.
“KENDİ MENFAATİNİ ÜLKESİNİN MASLAHATININ ÖNÜNDE TUTANLARA DİYECEK BİR ŞEYİMİZ YOK”
Erdoğan milletin, Türkiye’yi 1071’den itibaren nasıl hep birlikte vatan kıldı ise, 2023 hedeflerine ulaşıp ardından 2053 ve 2071 vizyonlarını hayata geçirerek, çok daha büyük başarılara imza atacağını belirtti. Erdoğan, bunun için Türkiye’nin önünde yeni ve çok önemli bir fırsat olduğunu dile getirerek, “Bu fırsat, Cumhurbaşkanlığı Sistemine geçmemizi sağlayacak olan anayasa değişikliğidir. Buna hazır mıyız? 16 Nisan’da sandık başına gidip oylayacağımız bu değişikliğe, inşallah Elazığ’dan rekor düzeyde bir destek bekliyorum” dedi.
Hazreti Ali’nin, ‘kişi bilmediğinin düşmanıdır’ sözüne atıfta bulunarak, bugün Anayasa değişikliğine, Cumhurbaşkanlığı Sistemine karşı çıkanların bir kısmının, bunu meselenin artı ve eksisini bilmedikleri için yaptığını ifade eden Erdoğan, “Bir kısmı da, her şeyin farkında oldukları hâlde, bu sistem kendi çıkarlarını bozacağı, kendi foyalarını ortaya çıkartacağı için karşı çıkıyor. Kendi menfaatini ülkesinin ve milletinin maslahatının önünde tutanlara diyecek bir şeyimiz yok. Onları milletimize havale ediyoruz” diye konuştu.
“1923’TE İLAN ETTİĞİMİZ CUMHURİYETİMİZİ İLELEBET YAŞATACAĞIZ”
Cumhurbaşkanlığı Sistemini bilmedikleri için meseleye soğuk yaklaşanlara, işin aslını astarını anlatmanın herkesin boynunun borcu olduğunu söyleyen Erdoğan, şunları ekledi: “Burada, Elazığ’da, sizlerin huzurunda, tüm milletime anayasa değişikliği ile getirilen sistemin ne olduğunu özetle ifade etmek istiyorum. Bu hakikatleri, duyanların duymayanlara, bilenlerin bilmeyenlere anlatmasını rica ediyorum. Her şeyden önce Türkiye’de rejim değişmiyor, değişen sadece yönetim sistemi. 1923’te ilan ettiğimiz Cumhuriyetimizi, inşallah, ilelebet yaşatacağız. Yönetim sistemi tartışmalarımızın tarihi, Cumhuriyetimizden eskidir. Mesela, Meclis, Başbakan, Bakanlar Kurulu ve daha pek çok kurumumuz, farklı isimlerle Cumhuriyet öncesinde de mevcuttu. Birileri, doğruyla yanlışı birbirine katarak, sapla samanı karıştırarak, milletimizin kafasını bulandırmaya çalışıyor. Çünkü onların kafaları da karışık, kafaları da bulaşık… Hâlbuki şu anda yapılan iş, yasama, yürütme ve yargı arasındaki ilişkileri yeniden düzenlemekten ibarettir. Dikkat ediniz, bu organların hiçbiri ortadan kalkmıyor, hiçbiri diğerine bağlanmıyor, sadece görev tanımları yeniden yapılıyor.”
“TÜRKİYE, YILLARDIR ARADIĞI YÖNETİM SİTEMİNE KAVUŞUYOR”
Cumhurbaşkanlığı sistemine giden yolda 2007 Anayasa değişikliği ile yeni ilk adımın, 2014’te cumhurbaşkanının doğrudan halkın oyuyla seçilerek ikinci adımının atıldığına işaret eden Erdoğan, 16 Nisan’da nihai adımın atılacağını ve sistemin adının tam olarak konacağını kaydetti ve “Türkiye, yıllardır aradığı münasip yönetim sitemine şimdi nihayet kavuşuyor. Bu sistemin adı, Cumhurbaşkanlığı Hükûmeti Sistemidir” ifadelerini kullandı.
“ÜLKENİN İSTİKRAR VE GÜVEN ORTAMI BEŞ YIL SÜREYLE GARANTİ ALTINA ALINACAK”
Erdoğan, halkın onayına sunulacak olan Cumhurbaşkanlığı Sistemi ile ilgili şunları söyledi: “Kardeşlerim; yeni sistemde yürütme doğrudan millet tarafından seçilen, sorumluluğu da millete karşı kime veriliyor? Cumhurbaşkanına veriliyor. Cumhurbaşkanını getirir, cumhurbaşkanını götürür. Seçimlerde ne olacak? 5 yıl süreyle görev verilen cumhurbaşkanı milletten başka hiç kimseye hesap vermeden tabii ki anayasa çerçevesinde vazifesini yerine getirecektir. Bu, ülkenin istikrar ve güven ortamının beş yıl süreyle garanti altına alınması anlamına geliyor. Eskiden olduğu gibi ortalama 1,5 yılda, -bu ülke 25 günde hükûmet değişikliği gördü- hatta daha da kısa 16 ayda bir hükûmetin kurulduğu, sürekli seçimlerin yapıldığı veya konuşulduğu dönem sona erecek. Şimdi cumhurbaşkanlığı seçimiyle Parlamento, kardeşlerim, beş yılda bir yapılacak ve istikrar olacak, güven olacak, istikrarın, güvenin olduğu yerde kalkınma olacak.”
“CUMHURBAŞKANI MİLLETLE BİRLİKTE MECLİSE KARŞI DA SORUMLULUK ÜSTLENECEK”
Cumhurbaşkanlığı sisteminde milletvekili sayısının 550’den 600’e çıkacağının, cumhurbaşkanı ile başbakanın gücünün bir kişide olmasından dolayı çekişme ve çatışmanın olmayacağının altını çizen Erdoğan, şu açıklamaları yaptı: “Mevcut sistemde cumhurbaşkanı vatana ihanet dışında hiçbir şeyle suçlanamıyor, yargılanamıyor, yeni sistemde şimdi bu sıkıntıyı da aşıyoruz. Yürütme yetkisinin verildiği cumhurbaşkanı milletimizle birlikte Meclise karşı da sorumluluk üstleniyor. Meclis araştırması, genel görüşme, Meclis soruşturması ve yazılı soru yollarıyla Meclisin yürütme üzerindeki bilgi edinme ve denetleme yetkisi güçlendiriliyor. Aynı şekilde Meclise yaptığı tüm işlemlerle ilgili cumhurbaşkanı hakkında, soruşturma açma ve yüce divanda yargılanmasını talep etme imkânı veriliyor. Tüm bu düzenlemelerle yürütme görevi ile yasama organlarının görevleri arasındaki ayrım netleştirildiği için, karşılıklı yetki aşımı diye bir mesele inşallah olmayacak.”
“YENİ SİSTEMDE HERKES KENDİ İŞİNE ODAKLANACAK”
Yeni sisteme karşı çıkanların, gerçeğin aksini söyleyerek Meclis’in ortadan kaldırılıp işlevsiz kılındığını söylediğini hatırlatan Erdoğan, “Hâlbuki Meclis, ortadan kalkmak bir yana güçleniyor, işlevsiz bırakılmak bir yana daha geniş vazifeler üstleniyor. Öte yandan, yargının bağımsızlığının yanına tarafsızlığını da ekliyoruz. Böylece, yargının herhangi bir grubun, hizbin, ideolojinin tasallutuna girmesinin önüne geçmeyi hedefliyoruz. Askerî Mahkemeler, disiplin konuları haricinde tamamen kapatılıyor. Hâkimler Savcılar Yüksek Kurulu’nun yapısı, çoğulcu ve geniş tabanlı özelliği korunarak, daha da güçlendiriliyor. Görüldüğü gibi, yeni sistemde herkes kendi işine gücüne odaklanacak” diye ekledi.
Erdoğan, yeni sistemde cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği seçiminin aynı gün yapılacağına; böylece bu güçlerden birinin diğeri üzerinde baskı oluşturmasını engellediklerine ve çok tartışılan sıkıyönetim uygulaması kaldırılıp zorunlu durumlarda olağanüstü hâl ilan edilerek sorunların üstesinden gelineceğine işaret etti. Erdoğan, Anayasa değişikliğiyle getirilen bir başka yeniliğin de cumhurbaşkanının partisiyle ilişiğini kesme şartının ortadan kaldırılması olduğunu kaydetti.
“16 NİSAN’DA EN BÜYÜK ÇALIŞMAYI GENÇLERDEN BEKLİYORUM”
Vatandaşlardan; büyük, güçlü, lider, mazlumların ümidi ve mağdurların son sığınağı bir Türkiye için referandumda ‘evet’ demelerini isteyen Erdoğan, oylanacak anayasa değişikliği ile seçilme yaşının 25’ten 18’e düşeceğini hatırlattı. Erdoğan gençlere hitaben, “Gençlerimizin üzerinde daha çok çalışacağız ve inşallah seçme, seçilme yaşının 18 olmasıyla birlikte Parlamento daha dinamik, daha genç olmak suretiyle geleceğe daha farklı yürüyeceğiz. İşte 16 Nisan’da en fazla gayreti, en büyük çalışmayı gençlerden bekliyorum” şeklinde konuştu.
Kendisini dinleyen vatandaşların terör örgütü mensuplarına yönelik idam kararının çıkarılması yönündeki tezahüratları üzerine Erdoğan, “Bu konudaki düşüncem belli. Bildiğiniz gibi bu konuda Parlamentomuz inşallah 16 Nisan’dan sonra, bu bir anayasa değişikliği gerektiriyor biliyorsunuz, anayasa değişikliğiyle bu parlamentomuzdan geçtiği takdirde Cumhurbaşkanı olarak ben bunu onaylarım, bunun aksi düşünülemez. George ne der, Hans ne der, filanca ne der, ben ona bakmam. Ahmet ne der, Mehmet ne der, Hasan ne der, Ayşe, Fatma, gakgoş ne der, Rabbim ne der, ben ona bakarım, çünkü böyle bir yetki, böyle bir hak bizde yok. Devlet kendisine karşı işlenen suçları affedebilir, fakat herhangi bir vatandaşın şehit edilmesi, öldürülmesi noktasında kalkıp onun katilini affedemez. Ona af yetkisi onun varislerinindir, eşinindir, çocuklarınındır, anasınındır, babasındır, kimse yapamaz. İnşallah o günler de yakın, onu da göreceğiz” açıklamalarında bulundu.
“ÜLKEMİZ, ÖZELLİKLE GENÇLERİMİZ İÇİN BU REFORMU YAPIYORUZ”
Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “2002 yılı Kasım ayından beri yaşadığımız o nispi istikrar ve güven ortamı, milletimizin kurucusu olduğum partiye ve şahsıma verdiği destekle bizi buralara getirdi. Türkiye’de bir siyasi partinin yüzde 50’ye yakın oyla alması gerçekten istisnai bir durumdur. Biz ülkenin kaderini istisnai olarak yaşadığımız istikrar ortamlarına bağlı kalmaktan çıkartıp, sistemin kendisini istikrarın güvencesi hâline dönüştürüyoruz. Bu bir reformdur. Şahsım için değil, şahsımın öncülüğünde ülkemiz için, özellikle de gençlerimiz için bu reformu yapıyoruz. Meselenin aslı işte bundan ibarettir. AK Parti ve MHP’nin dayanışmasıyla, özellikle Sayın Yıldırım, Sayın Bahçeli’ye çok teşekkür ediyorum. Zira parlamento sırasında oradaki mücadeleleri her türlü takdirin üzerindedir. Liderlerine bağlı kalarak samimiyetle, dürüst bir şekilde el ele veren oradaki milletvekillerini de ben alkışlıyorum. Çünkü bu farklı bir mücadeleydi, bu mücadeleyi başarılı bir şekilde verdiler, işi bitirdiler. Şimdi sıra işte bu siyasi hareketlerin tabanında. AK Partiye gönül veren kardeşlerim, MHP’ye gönül veren kardeşlerim, CHP’ye gönül veren kardeşlerim, hepinize sesleniyorum, hatta HDP’ye gönül veren kardeşlerim, size de sesleniyorum; bu birlik, beraberlikte gelin bütünleşin.”
“TÜRKİYE, BUGÜN ÜLKE İÇİNDE VE DIŞINDA TARİHÎ BİR MÜCADELE YÜRÜTÜYOR”
Erdoğan, Türkiye’nin bugün ülke içinde ve dışında geleceği için hayati öneme sahip pek çok saldırıya karşı, tarihî bir mücadele yürüttüğünü dile getirerek, Suriye ve Irak meselesinin, bu ülkelerin vatandaşlarının meselesi olmasının yanı sıra bu milletin de meselesi olduğunu vurguladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasında, “Orta Asya’dan Kuzey Afrika’ya, Balkanlar’dan Kafkasya’ya, bütün bu coğrafyada yaşanan her mesele her yönüyle bizim meselemizdir. Geçmişte bu ülkede kendi meselelerine sırtını çevirenler vardı, ama biz çevirmedik. Siz gözlerinizi yumunca dünya kararmış olmuyor, biz oralara sırtımız döndük diye hiçbir sorundan kurtulmuş olmadık. Hint Yarımadası’ndan bir ses geldi, ‘biz mazlumuz, zulme uğradık’ dediler. Ecdadımız Hint Yarımadası’na buradan kadırgalarını gönderdi. Niye? Adaleti orada tesis etmek için. Ülkemizin içinde yaşanan sıkıntıları, sorunları görmezden geldik diye hiçbiri çözülmedi, ne vatandaşımızın aş, iş, ekmek davası çözüldü, ne yoksulluğu ortadan kalktı ne de tarihiyle, kültürüyle, medeniyetiyle olan bağı koptu, sadece zaman kaybettik, mevzi kaybettik, bedel ödedik” sözlerine yer verdi.
AÇILIŞI YAPILAN HİZMET VE TESİSLER
Geçen14 yılda Elazığ’a yaklaşık 12 milyar liralık yatırım yapıldığına dikkat çeken Erdoğan, toplu açılış töreni ile hizmete alınan yatırımların arasında 963 milyon liralık kamu yatırımı ve 250 milyon dolarlık özel sektör yatırımının olduğunu söyledi. Açılışı yapılan hizmet ve tesislerin arasında, 211 derslik, dört pansiyon, iki spor salonu, eğitilebilir çocuklar okulu, kapalı spor salonu, radyasyon ve onkoloji binası, teknik bilimler meslek yüksekokulu binası, ilçelerde devlet hastaneleri, eğitim ve araştırma hastanesi ek binası, aile sağlığı merkezleri, 484 TOKİ konutu, 168 afet konutu, köprü ve yolların olduğunu aktaran Erdoğan, şehre yeni bir stadın yapılacağı ve stadın proje çalışmalarının tamamlandığı müjdesini verdi.
Konuşmasının ardından şehre kazandırılan hizmet ve tesislerin açılış kurdelesini törene katılan bakan ve milletvekilleri ile birlikte kesen Erdoğan, törenin ardından Elazığ Belediyesi’ni ziyaret etti. Şehirdeki temaslarını tamamlayan Erdoğan, Malatya’da düzenlenecek toplu açılış törenine katılmak üzere şehirden ayrıldı.