Peygamber efendimizin (s.a.v) Mekke’den Medine’ye hicreti, kutlu yürüyüşü İslam’ın yaşanacağı bir vatan içindir. Çanakkale’de şehitlerimizin kutlu mücadelesi de İslam’ın yaşanacağı bir vatan içindir.
Hicretten önce Mekke’deki kafirlerin azgınlığı ile emperyalist İslam düşmanlarının Çanakkale’deki azgınlığı bire bir aynıdır. Mekke döneminde müşriklerin asıl hedefi Peygamber efendimizin etrafında bulunan az sayıdaki Müslümanı yok ederek İslam’ı ortadan kaldırmaktır. Çanakkale’de de hedef yine aynıdır. İslam’ın sancaktarlığını yapan Osmanlıyı ortadan kaldırarak asılında amaç İslamı ortadan kaldırmaktır. Yani Mekke’de de Çanakkale’de de İslam düşmanlarının hedefleri aynı her iki durumda da Müslümanların çektikleri çileler de aynıdır.
Efendimiz (s.a.v) ile Mekke’den Medine’ye hicret edenlerin kutlu yürüyüşü ile Çanakkale’de ayağında çarığı ile cepheden cepheye yürüyenlerin kutlu yürüyüşü de aynıdır. Cephe gerisinde yemeden içmeden, ekmeklerini bölmeden cepheye erzak gönderen anaların ve yalın ayak cephane taşıyan ninelerin yardımı da Ensarın Muhacire yardımı gibidir.
Hz peygamberle birlikte ölümü göze alarak hicret eden, yollara düşen sahabe ile Çanakkale’de her şeyinden vazgeçerek üç dakika sonra şehit olacağını bile bile kurşuna gövdesini siper eden, ecdadımızın ölüme kucak açması Hakka yürümesi aynıdır. Mekke’den Medine’ye göçenlerin duygusu ile Çanakka’lede şehit olanların duygusu ortaktır.
Peygamber efendimizin Hz Ebu Bekir ile Sevr Mağarası’na sığındıkları şartlar ile Sevr Anlaşması’nın yapıldığı şartlar İslam düşmanlarının azgınlığı açısından her iki durumda da aynıdır. Sevr Mağarasına müşriklerin girmesinden ve peygamber efendimizin hayatından endişe eden Hz Ebubekir’e Peygamber efendimiz “Korkma Allah bizimle beraberdir.”Ayetini okumuşlardır. İstiklal Marşı’na “Korkma” ifadesiyle başlayan M. Akif şu dörtlükle de Türk milletine seslenerek adeta “Korkma Allah bizimle beraberdir.” Ayetini hatırlatmaktadır
Garbın afakını sarmışsa çelik zırhlı duvar
Benim iman dolu göğsüm gibi serhaddim var
Ulusun korkma ! nasıl böyle bir imanı boğar
Medeniyyet dediğin tek dişi kalmış canavar
Akif emperyalist İslam düşmanlarını kastederek köpek gibi havlasın (ulusun) korkma! demektedir.
Merhum M. Akif Ersoy’un “Çanakkale Şehitlerine” şiirindeki “Ne büyüksün ki kanın kurtarıyor Tevhid’i / Bedr’in aslanları ancak bu kadar şanlı idi” ifadesinden dolayı Mehmet Akif Ersoy’u eleştirenler, Akif’i anlamadıkları gibi edebiyatın inceliklerini de anlamaktan uzaktırlar. Edebiyatımızda benzeyen daima küçük, benzetilen ise her zaman büyüktür. Örneğin “Dağ gibi adam” derseniz benzetme yaparsınız. Adam dağdan hiçbir zaman büyük olamaz burada benzeyen adamdır küçüktür. Benzetilen ise dağdır büyüktür.
Tekrar meselemize dönecek olursak burada iki tane iman ordusu var. Birincisi Bedr’deki iman ordusu, ikincisi ise Çanakkale’deki iman ordusu. Akif Çanakkale’deki İman ordusunu Bedr’de aslanlar gibi savaşan iman ordusuna benzetmiştir. Peygamber ordusunun büyüklüğünü kim tartışabilir? Bu mevzuda Merhum Akif’i anlamayanlar susmalıdırlar.
Çanakkale ırmak ırmak akan kanın, kanla sulanan toprağın, göklerde özgürce dalgalanan bayrağımızın adıdır.
Hedefe koştuğumuz yönlerin, düşmanı kovduğumuz yönlerin, tarihe şan veren yiğitlerin mirasıdır. Çanakkale.
-