Kanayan Yara Ortadoğu

İnsanoğlu için genel anlamıyla üç zaman dilimi mevcuttur. DÜN-BUGÜN-YARIN üçlemesinde fıtrat gereği yarını bilemeyiz, bilfiil içinde yer aldığımız için bugünün idrakına varamayız, son olarak elimizde kalan dünü biliriz veyahut bildiğimizi zannederiz… Esasında islam dünyası olarak tarihimize tam vakıf değiliz. Bu eksikliğimizin tesirini acı tecrübelerle tattık ve tatmaya devam ediyoruz.Dünya da hergün ölümlerin yaşandığı ortadoğu ya  şöyle bir nazar ettiğimizde gözlemlediğimiz tabloda mezhep savaşları,iktidar kavgaları,etnik mücadeleler veya emperyalist devletlerin güç gösterileri meşrulaşmış bir yapıya sahip görünmektedir. Bölge halklarının birbirlerine karşı acımasız tavırlarında dış mihrakların payı elbette yadsınamaz ama esas sorun bölge halklarının İslam ve tarih konusundaki cehaletleridir.İslam tarihinin sayfalarını şöyle bir karıştırdığımızda asrı saadet sonrası  Hz.Ebubekir(R.A.) ve Hz. Ömer(R.A.) dönemlerinden sonra yaşanan iktidar mücadelelerinin Hz.Osman(R.A.) ve Hz. Ali(R.A.) nın şehit edilmeleri ile zirve yaptığını görüyoruz.Emevilerle hilafetin saltanata dönüşmesi ve yaşanan kerbela faciası Müslümanlar arasındaki ayrılık ateşini  körüklemiştir. Bu vaziyetten en büyük zararı tabi ki Müslümanlar görmüştür. 7. Ve 8. Yüzyılda görülen bu hadiseler maalesef tarihin karanlık sayfalarında kalmıyor.21. yüzyılda da aynı senaryolar islam coğrafyasında yaşanırken değişen sadece aktörler olmuştur.Bu vahim durumun nedenlerini izah ederken ABD  ve batılı güçlerin enerji kaynaklarına sahip olma ve İsrail in güvenliğini sağlama adına bölgeyi atış poliginonuna çevirdiklerini,İran ın şii dünyasının liderliğine oynama hedefini,bölgedeki etnik ve dini terör örgütlerinin yedi kocalı hürmüz misali farklı mihraklara hizmet adına ateş topuyla oynadıklarını ve son olarak Rusya nın tarihsel hedeflerine ulaşma adına bölgeye nüfuz etmesini sayabiliriz.Gerçek şu ki ortadoğunun gerçek sahibi Müslümanların bu durumda bir özeleştiri yapma zorunluluğu vardır.Yüce dinimiz islamın ‘’müslümanlar kardeştir’’ anlayışını içselleştirerek bir-iri-diri olmanın yanısıra yaşanan tarihi hadiselerden gereken ibreti alarak asla fitne ateşinin içine düşmemeliyiz.Boğulmamak adına sarılmamız gereken iki can simidi dinimiz ve tarihimizdir…