Türkiye son yüzyılın en büyük kaosunu yaşıyor. Yanı başımızda Suriye’de 63 ülke askeri kol geziyor. Ülkemizde şu an üç milyonu aşkın mülteci bulunuyor.
2012 Mit krizinden beri Erdoğan’ın şahsında bütün Türkiye’yi teslim almak istiyorlar.
Neler yapmadılar ki bunun için?
Ülkenin bütün yumuşak noktalarını kaşıdılar.
Erdoğan gitsin diye Gezi ayaklanması ile alevi - sol kesimi sokağa döktüler.
Fetö eliyle 17-25 Aralık’ta yolsuzluk görünümlü bir darbe girişiminde bulundular.
7 Haziran seçimleri sonrası PKK-HDP eliyle terörü kaşıdılar. Türk- Kürt kavgası çıksın istediler.
Bu da atlatılınca yine Fetö aracılığıyla 15 Temmuz işgal girişiminde bulundular.
Bu saldırıların hepsini - şükür ki- Erdoğan’ın liderlik feraseti ile atlattık. Şimdi son birkaç aydır tekrar terörü deniyorlar. Önce İstanbul patlaması oldu. Geçen hafta ise Kayseri’de hain bir saldırı gerçekleştirdiler.
Dün de Rus büyükelçisini Ankara’da öldürdüler. Milletçe tedirginiz. Her an yeni bir terör saldırısı olabilir endişesi taşıyoruz.
Ya da bu endişeyi taşımamızı istiyorlar.
Özellikle bu son saldırıdaki amaç bellidir.
Terör bir eylemle asla tek amaç gütmez. Onların bu işten bekledikleri birkaç avantaj var. Her şeyden önce toparlanan Türk–Rus ilişkilerine darbe vurmak istiyorlar. Teslim almak istedikleri Türkiye’yi önce yalnızlaştırmak gerektiğini biliyorlar.
Bu olmazsa Suriye’de aktif bir rol alan Türkiye’nin dikkatini içe çevirmesini bekliyorlar. Türkiye’nin yurt dışında özellikle İslam dünyasında edindiği olumlu izlenimin üzerini kapatmak istiyorlar.
Bir de her zamanki amaçlarıysa ülkemizi terörle iç içe bir yer gibi göstermeyi de hedefliyorlar. Yani hedef tek taşla birkaç kuş vurmaktır.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Fetö ile mücadele ederken neden 2. Kurtuluş Savaşı dediği şimdi daha iyi anlaşılıyor.
Cumhurbaşkanı başdanışmanı Sayın Yalçın Topçu, geçen hafta kendisiyle yaptığım röportajda “yüz yıl önce bizi küçültmek, Anadolu’ya sıkıştırmak için geldiler; bugünse bizi topyekûn yok etmek için geliyorlar” demişti.
Şimdi 2012 Mit krizinden beri yaşananları şöyle bir gözden geçirelim:
Mit krizi, Gezi ayaklanması, 17-25 Aralık darbe ve 15 Temmuz işgal girişimini sırasıyla yaşadık.
Biz gelen saldırıları atlattıkça bir dahakine daha sert hücumla üzerimize geliyorlar. Acaba diyorum başını ABD’nin çektiği şer güçlerin bundan sonraki hedefi yurt dışından ülkemize açılacak sıcak bir savaş mı?
Ki şu an yaşadığımız da açıkçası düşük ölçekli bir savaş. Türkiye de bunun farkında ki savaşın gelebileceği yere önceden askeri, ekonomik ve insani gücünü yerleştiriyor.
Bu savaş ihtimalini Sayın Topçu’ya sorduğumda aldığım cevap Erdoğan’ın onu neden yol arkadaşı olarak seçtiğinin ispatıydı:
- “Asla ve Kat'a korkuya ve zafiyete gerek yoktur. Her şeyin bir kaderi vardır, milletlerin de bir kaderi vardır. Bizim Jeostratejik ve Jeopolitik konumumuz, tarihi arka planımız, güçlü bir lider tarafından iyi okunuyor. Hiç kimsenin korkmasına gerek yok.”
Evet, bu süreçte en büyük güvencemiz önce Allah, sonra mazlum İslam dünyasının duası ve Erdoğan’ın liderlik gücüdür.
20 Aralık 2016, 20:37
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Gözüm - 8 yıl önce
Allah ülkemize de liderimizede güç versin.
Akif - 8 yıl önce
Nokta tespitler. Yerinde bir çözümede ihtiyaç var
Tahsin - 8 yıl önce
Allah zalimlere fırsat vermesin. Bıçak sırtı bir hal.. Güvencemiz, elbet Allah'ın da biir hesabı olduğu..Kalemine sağlık..
Mustafa - 8 yıl önce
Rabbim hainlerin planlarıni başlarına yiksin inşAllah...
Dertli - 8 yıl önce
Savaşı oyun mu sandın
m.yıldırım - 8 yıl önce
ALLAH BU MİLLETİN YANINDADIR
makine mek - 8 yıl önce
Görüşler ayrı düşerse bunun sonu savaş demektir
-asveogpl - 8 yıl önce
Şehitler olmez vatan bolunmez
Tüm Yorumlar