Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Yalçın Topçu, Yerli Düşünce Derneği tarafından düzenlenen “Sudan Kardeşlik Kahvaltısı'na katıldı. Kahvaltı, Sudan Başkonsolosu Tarık Salih ve çok sayıda Sudanlı öğrencinin katılımıyla Ankara’da gerçekleşti.
Yerli Düşünce Derneği tarafından düzenlenen “Sudan Kardeşlik Kahvaltısı” Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Yalçın Topçu, Sudan Başkonsolosu Tarık Salih ve çok sayıda Sudanlı öğrencinin katılımıyla Ankara’da gerçekleşti.
Türkiye’de öğrenim gören Sudanlı öğrencilerin bir araya geldiği toplantıda konuşan Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Yalçın Topçu “Bu etkinliğe katılan ve bizlere Sudan’ı tanıtan kardeşlerime teşekkür ediyorum. Bizler Osmanlı’nın torunu, genç Türkiye’nin çocuklarıyız. Osmanlı’nın torunu kavramının altını çizmek gerekir. Çünkü Sudanlı kardeşlerimiz de Osmanlı’nın torunlarıdır.” dedi.
Sudan Kendi Ayakları Üzerinde Durmayı Bildi
Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Topçu “Sudanlı kardeşlerimiz Eşref Kuşçulu’nun, yani Osmanlı’nın Kurtuluş Savaşı’ndaki önemli kahramanının yanında, canını Osmanlı’nın varlığı için feda eden kahraman Zenci Musa’nın bize emanetleridir. Arkadaşlarımız şöyle dedi; “Sudan, Allah’ın dini İslam’ın Afrika’da ilk tebliğ edildiği yerdir. Yani “Allahuekber” seslerinin ilk yükseldiği topraklardır. Sudan şu andan gelinen noktada, ekonomisini düzeltmiş, Batının her türlü şer oyunlarına rağmen iç barışını sağlamış, kendi ayakları üzerinde duran, bağımsız, özgür, güçlü, kıyamete kadar hür yaşayacak büyük bir ülkedir.” diye konuştu.
“En Büyük Elçi Siz Öğrencilersiniz”
Recep Tayyip Erdoğan’ın Başbakanlığı ve Cumhurbaşkanlığı sürecinde Türkiye ve Sudan ilişkilerinin “zirve noktaya” ulaştığını vurgulayan Yalçın Topçu sözlerine söyle devam etti; “Umarım ki iki ülke arasındaki ilişkiler her alanda daha ileri bir noktaya ulaşacaktır. Anadolu’da bir sözümüz vardır, atalarımız derler ki; “Dost gitmeye gelmeye düşman, düşman gide gele dost olur.” Biz dostuz, onun için birbirimize daha çok gidip geleceğiz. Turizmimizi ve ticaretimizi geliştireceğiz. İşte bu iş için en büyük elçi burada okuyan sizlersiniz. İletişimimizi kuvvetlendirmeliyiz. Sizler iletişimimizin tercümanları olacaksınız. Aslında dilerim ki; bir gün inşallah Balkanlar’dan Çin Seddi’ne, Afrika’nın derinliklerine, Yemen’e kadar ‘La ilahe illallah’ diyen her bir birey dilde, işte, fikirde bir olsun. Tercümanlarımıza ihtiyaç kalmasın. İşte o zaman bu batının bombaları bizleri öldüremez, onlar bizi sömüremez. Biz eğer 1 milyar 700 milyon bir araya gelsek, bir meselede sadece ayaklarımızı yere vursak Washington’u da, Moskova’yı da, Londra’yı da, Paris’i de sallarız. O zaman bizim başkentlerimiz daha güvenli olur, daha özgür olur, refah içerisinde olur. Ve bu bütün dünyaya barışı getirir.”
“Tüm Gözler Türkiye’nin Üzerinde”
Topçu “Ben başkentimiz Ankara’yı medeniyet coğrafyamızın Medine’si olarak görüyorum ve inanıyorum ki; medeniyetimizin bahadır evlatları Ankara’nın arkasındadır ve Ankara’nın önderliğinde toptan bir yükselişe geçebilecektir. Gözler üzerimizdedir. İyi veya kötü tüm gözler üzerimizdedir. Özellikle kendini batı diye adlandıranların hepsi 16 Nisan referandumunda bir fikir beyan ettiler. Halbuki bir ülke kendi içinde bir yönetim sistemi değişikliği için referanduma gidiyorken diğer ülkelerin buna karışmaya ne hakkı vardır? Ama onlar karıştı. Atlarını-itlerini üzerimize sürdüler. “Hayır” cephesinin arkasında, terör örgütleriyle, PKK/PYD ile, FETÖ ile, ellerinden gelen ne varsa yaptılar. Onları hiç ilgilendirmeyecek, bizim içi işlerimizle ilgili meselede, ülkemiz ve Cumhurbaşkanımız hakkında hakaret makaleleri yazıp iftiralar attılar. Yetmedi uçaklarımıza tahdit koydular. Hepsi gözümüzün önünde oldu. Niye yaptılar bunları? Ankara güçlenmesin ki Sudan’da el tutmasın. Somali’ye yardım etmesin. Tanzanya’ya bakmasın. Madagaskar’a bakmasın. Mozambik’e gitmesin. Libya ile, Fas’la, Cezayir’le ilgilenmesin. ‘Suriye’den, Irak’tan bana ne’ desin” diye konuştu.