Bakan müjdeyi verdi: 17 Şubat'ta yeni engelli ataması yapılacak!
Yanık, bakanlık ile İslam Ülkeleri İstatistik, Ekonomik ve Sosyal Araştırma ve Eğitim Merkezi (SESRIC) iş birliğinde, İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) üyesi ülkelerin engellilik alanındaki kamu kurumlarından temsilcilerin katılımıyla çevrim içi gerçekleştirilen "Engelli Bireylerin Bağımsız Yaşamasına Yönelik Sağlık ve Sosyal Hizmet Politikaları Eğitim Çalıştayı"nın açılışına katıldı.
Yanık, burada yaptığı konuşmada, her canın özel bir değer ve Allah'ın emaneti olduğunu belirterek, emanetin değerini bilip onurlu bir hayat kurmanın en temel insan haklarından olduğunu söyledi.
Empati, fedakarlık ve yardımseverliğin miras kalan medeniyetin en önemli erdemlerinden olduğunu vurgulayan Yanık, bakanlığının hizmetlerinde ve faaliyetlerinde bakış açılarını bu kapsayıcılık ve değer sistemi üzerinden geliştirdiklerini ifade etti.
Kimin neye ihtiyacı varsa hizmetleri ona göre belirlediklerine işaret eden Yanık, kadın, çocuk, engelli, yaşlı, genç tüm kesimlerin sağlıktan eğitime, çalışma hayatından sosyal hayata kadar her alanda gereksinimleri doğrultusunda planlamalar yaptıklarını, buradan hareketle, engellilerin hayata tam ve eşit katılımını sağlamak, sosyal hayatın doğal bir parçası olmalarını kolaylaştırmak amacıyla hükümet olarak 2005'te Engelliler Hakkında Kanun'u çıkardıklarını hatırlattı.
Türkiye'de ilk kez 1500 maddelik engelliler hukukunu oluşturduklarını anımsatan Yanık, Türkiye'nin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın başkanlığında, 2007'de Birleşmiş Milletler Engellilerin Haklarına İlişkin Sözleşme'yi imzalayan ilk ülkelerden biri olduğunu dile getirdi.
- "Çalışmalarımıza, 'yüzde yüz erişilebilirlik' hedefiyle devam ediyoruz"
Yanık, 2010'da Anayasa'nın 10. maddesine eklenen pozitif ayrımcılık ilkesiyle engelli politikalarında reform niteliğinde yenilikler yaptıklarını söyledi.
Erişilebilirlik uygulamalarının, eğitimden istihdama kadar, engellilerin toplumsal hayata katılımını doğrudan etkileyen konuların başında geldiğine dikkati çeken Yanık, şöyle devam etti:
"Binalar, açık alanlar, toplu taşıma araç ve sistemleri, bilgi ve iletişim teknolojileri konularındaki çalışmalarımıza hız kesmeden devam ediyoruz. Erişilebilirlik kapsamında, kamu kullanımına açık binaların kaldırım, yaya geçidi, park gibi açık alanların, toplu taşıma araçları ile bilgi ve iletişim sistemlerinin erişilebilir olmasını zorunlu hale getirdik. Bu konuda bir rehber hazırladık ve standartlarını da belirledik. 2011'den bugüne erişilebilirlik konusunda tüm taraflara yönelik eğitimler verdik. Konunun önemiyle bağlantılı olarak Sayın Cumhurbaşkanımız tarafından 2020 yılı 'Erişilebilirlik Yılı' olarak ilan edildi. Geçtiğimiz yıl ise saygıdeğer Emine Erdoğan hanımefendinin himayelerinde 'Erişilebilirlik Herkes İçindir' sloganıyla dünyada ilk kez geniş bir içerikle Erişilebilirlik Ödül Töreni'ni düzenledik. Çalışmalarımıza, 'yüzde yüz erişilebilirlik' hedefiyle devam ediyoruz."
Bakan Yanık, engellilerin bağımsız şekilde toplumsal hayata katılmalarının olmazsa unsurlarından istihdamda da önemli gelişmeler kaydettiklerini belirterek, "Geleneksel olarak uygulanan kota ve ceza yönteminin yanı sıra hem işverenler hem de çalışanlar açısından teşvikler veriyoruz. Bu yöntemlerle son 20 yılda engelli memur sayısını yaklaşık on kat, işçi sayısını ise üç kat arttırdık ki 17 Şubat'ta bir engelli memur ataması daha yapacağız." diye konuştu.
Türkiye'de, bebek ve çocukların gelişimleri açısından risklerin tespit edildiği, gelişimlerinin takibini ve ailelerin sürece dahil olmasını sağlayan "Aile Temelli Ulusal Erken Müdahale Programı"nı başlattıklarını aktaran Yanık, 2030 Engelsiz Vizyon Belgesi'ni hazırladıklarını, engellilerin haklarını geliştirmek ve güçlendirmek üzere Türkiye'nin yol haritasını vizyon belgesi ile ortaya koyduklarını söyledi.- "Engelli bireyler açısından yeni hizmet modelleri geliştiriyoruz"
Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından 3 Aralık 2021 Dünya Engelliler Günü'nde ilan edilen 2030 Engelsiz Vizyon Belgesi'nin eğitimden sağlığa, adalete erişimden bakıma, ekonomiden sosyal hayata kadar her alanda kapsayıcı ve bütüncül bir bakışla hazırlandığını belirten Yanık, yasal, kurumsal ve uygulamaya yönelik yapılması gerekenlere kalkınma odaklı ve sosyal içermeci bir yaklaşım geliştirildiğini ifade etti.
Bu kapsamda, engellilerin potansiyellerini gerçekleştirebildikleri, ekonomik, sosyal ve kültürel hayata tam katılım sağlayabildikleri bir toplum inşa etmek üzere çalışmalara devam ettiklerini vurgulayan Yanık, engellilerin ve tüm kırılgan grupların hayat standartlarının yükselmesi, toplumsal refahın sağlanması için gayret gösterdiklerini dile getirdi.Yanık, Kovid-10'un engellilerin bağımsız yaşayabilmeleri üzerinde olumsuz etkiler yarattığına işaret ederek, şöyle konuştu:
"Buna rağmen Türkiye olarak engelli bireylerin bağımsız yaşamalarını teşvik etmek amacıyla hizmetlerimizin bütünleşik hizmet modeli çerçevesinde yürütülmesi için çaba harcıyoruz. Türkiye, medeniyetimizin ve kadim kültürümüzün bir yansıması olarak bireyi ve aileyi güçlendiren politikaların geliştirilmesine ayrı bir önem vermektedir. Bu doğrultuda engelli bireylerin kendi sosyal çevrelerinde ve aile ortamlarında hayatlarını sürdürebilmeleri için çalışmalar yapıyoruz. Topluma bağımsız bir şekilde katılımı en güç olan ve bakıma ihtiyaç duyan engelli bireyler açısından yeni hizmet modelleri geliştiriyoruz.
Bakan Yanık, toplantıdaki tüm paylaşımların İslam coğrafyası açısından bir rehber niteliği taşıyacağına inandığını belirterek, iki gün sürecek programın sadece engelliler için değil, yaşlı, hasta, hamile ve çocuklu kadınlar başta olmak üzere tüm toplum kesimlerinin refahı ve rahatı açısından çok kıymetli olduğunu düşündüğünü ifade etti.