Başlığı atınca aklıma bu unvanın verilişi geldi. Bakanlar Kurulu’nun Ankara’da 11 Kasım 1928 tarihinde yaptığı toplantıda Mustafa Kemal Atatürk’e Ulus Okulları Başöğretmenliği ünvanı verilmiştir. Baş Öğretmen Atatürk'ün bu ünvanının devamı da günümüz öğretmenlerinde vücut buldu. Vücut buldu bulmasına da arkası kesiliverdi.
Anavtan Partisinden Bolu Millet Vekili seçilen Rahmetli Avni AKYOL Hasan Celal GÜZEL (Gaziantep Millet Vekili)den boşalan Millî Eğitim Bakanlığı görevine getirildi. 1990 lı yılların başında BAŞÖĞRETMEN ve UZMAN ÖĞRETMEN ünvanlarının öğretmenlere de verilmesi ile ilgili bir çalışma başlatıldı . Bu çalışma bile öğretmenleri sevindirmişti. Ancak zaman içinde içerisi doldurulamayan bu çalışma raflardaki yerimi aldı ve unutuldu .
Aynı yıllarda öğretmenler için bir personel kanunu gündemi işgal etmişti. Herkes bir beklenti içerisine girdi. Nihayet öğretmen kanunla bir tanım içerisinde geleceğe daha umutlu bakacak deniyordu. Bu düşünceler her gelen hükümet için çalışma alanı olmuştur.
Bugün itibarı ile sayıları 900 bine ulaşan irfan ordusu hala kendine özgü personel kanunu özlemi içindedir.
Umutlar tükenmiş değil elbet sendikalar bu tür kazanımlar üzerinde çalışmalıdır. Sadece bu kadar değil yeri gelmişken 3600 ek gösterge beklentileri 2017 toplu sözleşme gündem maddesi olacaktır.
2002 yılında AK PARTİ hükümet olunca raflarda tozlanmış başöğretmen dosyasının tozları silinip içine bakılmaksızın gündeme taşındı. Alel acele içi doldurulmadan yarın neler getirir neler götürür bakılmadan 2005 yılında Resmi Gazetede yayımlanan ÖĞRETMENLİK KARİYER BASAMAKLARINDA YÜKESELME YÖNETNELİĞİ ( 13.08.2005/25905) ile yürürlüğe girdi.
O dönemde hükümetin hangi icraatı mahkemeye taşınsa yürütmeyi durdurma kararı verilir hale gelmişti. Bu kararlar içerisine başöğretmenlik ve uzman öğretmenlik yönetmeliği de nasibini aldı. Mahkeme yönetmeliği iptal etti bu unvanı alan aldı alamayan kaldı. Alamayanların kimi sınav kazanamadı kimisi sınava girmeye hak kazanamdı. Sınava girme şartları içinde fiili olarak 7 yıl öğretmenlik yapmak şartı vardı. Bu şarta uymayanlar sınava giremediler. 1 gün eksik olanlar dahi sınava giremediler. Askerlikte geçen süreler de fiili çalışma süresinden düşülünce bir çok öğretmen de bu sınava girme hakkını alamadı.Sınavı kazandığı halde hizmet içi eğitim belgesi yetersiz olan öğretmenler de bu hakkı alamadılar.
Kalanlar yıllardır bir beklenti içersinde umutlarını yitirmeden bekliyorlar. Bu beklenti yeni Bakanımız Sn İsmet YILMAZ döneminde sonlandırılır umudumuzu hatırlatalım.
Hükümet bu konuda yeni bir çalışma yapsa içini de güzelce doldursa muhalefet buna da muhalefet eder mi bilinmez ne de olsa adı muhalefet…
Bir öneri ile yazımı sonlandırayım. Maksat akıllara bir nokta da olsa ifade bırakmak.
Belli bir yılını dolduran öğretmen uzman öğretmen bunun iki katına ulaşan öğretmen de başöğretmen unvanı verilsin.
Selam ve dua üzerimize olsun.
19 Haziran 2016, 15:10
-
-
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Murtaza Ulubay - 8 yıl önce
Her hükümet öğretmenler üzerinden politikalar üretir. Bu normaldir Öğretmeni mutlu olsn topluluklar daha hızlı kalkınır