Bazan insan hayali kendinde değil de evladinda yaşar.
Zamane hastalığı gibi değil. Ben yaşamadım çocuğum yaşasın. Bu hastalık malesef gençliği hiç bir şekilde olumlu yönde etkilemiyor.
Hazır bulup tüketen, bulduğu ile yetinmeyen, kanaat etmeyen bir toplum haline getirdi.
Ebeveynler aman çocuğum mahçup olmasın diye borç harç demeden çocuklarının isteklerini yerine getirmeye çalışır hale geldi.
Çocuklar ise bitmek tükenmek bilmeyen isteklerle ebeveynlerin üzerindeki yükü artırıyor. Bir yıl içerisinde 3-4 telefon değiştiren mi desem, marka düşkünleri mi desem daha neler neler. Nereye kadar gider bu durum bilinmez. Ancak bu böyle gitmemeli. Çözüm eğitim çevreleri tarafından bulunmalı.
Okul da telefonu alınan öğrencinin telefonunu almak için ne kadar çok çaba sarf ettiğine şahit oldum. Halbuki bu alıkoyma bir kaç saatlik.
Velilere eğitimciler dikkat etmeli bağımlı bir toplum oluyoruz.
2 yaşındaki çocuğa tableti verip susturan veli neyin peşinde anlamak zor.
Üç evladı olan bir babayım bunlardan biri vatana hizmet adına asker olmayı tercih ettiğinde yüreğim yerinden çıkacak zannettim.
Oğlumla oturup enine boyuna konuştum bu işin çok zor olduğunu ancak zorluk yanında bir o kadar da şerefli olduğunu anlattım. O çoktan kararını vermişti.
Sınavları başarı ile geçerek Kara Harp Okuluna yerleşti. İlk gün ilk heyecan aman Allah'ım asker babası olacaktım. Gurur hat safhada dört yıl su gibi akıp geçti .
O elbiseyi giymeyi orta okuldan beri arzulardim bana nasip olmadı ama oğluma nasip oldu derken o hain 15 Temmuz gecesi hayallerinizi yıktı geçti.
Şimdi Afrin'deki temizlik harekatında oğlum Mehmet'im de olmalıydı.
SAĞLIK VE DUA ÜZERE KALIN
- - - - -