ÇOÇUKLARIN MUTSUZLUK BUHRANINDA EBEVEYNLERİN ROLÜ...


Tülin ÇETİN

Tülin ÇETİN

22 Mart 2021, 11:47

ÇOÇUKLARIN MUTSUZLUK BUHRANINDA EBEVEYNLERİN ROLÜ...


  Mutlu olmayı bilen nesilden mutsuz bir nesil, evet bizler yaşam koşulları ne kadar zor olsa da yoklukla, sınırlı olanak ve imkanlarla yetişmiş olsak da daha mutlu olabilen çocuklardık.  

 Bayramdan bayrama alınan yeni kıyafetlerle .sokakta saatlerce özgürce güvenle oynamalarımızla annemizin  bizi eve gidersek bir daha dışarı bırakmaz, oyuna devam edemeyiz düşüncesi ile aç acına saatlerce oynayan, eve gidince de o yorgunlukla Allah ne verdiyse artık der yemeğimizin olmasına şükrederek yapılan yemeği yer, öğretmenimizin verdiği ödevi imkanlar doğrultusunda yapar yapmaz yorgunluktan uyurduk. O vakit anne ve babalar, bize arkadaştan çok ebeveyn gibi davrandıkları hayırında evetinde, varı da yokluğu da bilen anlık mutsuzluklarla bile mutlu olan çocuklardık. Yokluk imkansızlıklar içinde şuan  küçük görünse de oan  bizlere  kocaman bir mutluluk dünyası yaşatan, bizleri sahip olduklarımızın bilinci ile; şükür bilen, tatminkâr, karakterli,duygularına emin, ne istediğini bilen öz verili çocuklar yapardı.  

  Ya şimdi! Günümüz çocukları öyle mi? Önlerine gelen yemek beğenilmez, her dışarı çıktığınızda alınan kıyafetler oyuncaklar , hediyeler avm lerde vakit geçirtmek hazır yiyecekler, bilgisayar oyunları onları mutlu etse bile, mutlulukları anlık saman alevi misali birkaç saat sonrası yine mutsuzluk. Özelliklede günümüz çocuklarının gelişen teknoloji ile bilgisayar oyunlarına merakı çocuğu mutlu etmiş gibi görünse de oyunu kazanma çabasının yaşattığı öfke stres ve eforla yine mutsuz olduğu aşina. Diğer bir konu ise çocuğun eğitimi, çocuk eğitimi aldığı gördüğü vakitte de  mutsuz.  

  Sınıfındaki mahallesindeki çevresindeki diğer çocuklar rakip olarak gösterilen,kıyaslanan çocuk, kendi başarısı için diğer çocukların başarısızlığını isteyerek, kendini kurtarma çabasıyla yetişen çocuk, zihinsel açıdan zeki olsa da,basarıyla yada başarısızlıkla karşılaştığı okul, onun için ruhsal bir ıstıraba dönüşerek bencil, kırılgan, kontrolsüz hırsla... yine mutsuz olacaktır.  

  Biz ebeveynlerin bu mutsuzlukta maalesef katkısı oldukça büyük. Nasıl yetiştiğimizi, yetiştirildiğimizi unuttuk..Kendi çocukluluğumuzda yaşadığımızı, çocuklarının yaşamasını istememe düşünceleri ile biz yapmadık o yapsın , bizim olmadı onun olsun, isteklerini, düşüncelerini, fikirlerini güvenle, özgürce ifade etsinler … istedik. Kendi çocukluklarımızda bizim eksiklik diye düşündüğümüz her şeyi , çocuklarımız üzerinden,tamamlamaya  onarmaya çalışıyor hale geldik. Yetmedi onun çocuğunun var benimkinin de olsun. O bunu yaptı benimki daha iyisini yapsın daha daha…diyerek, çocuğu bir kıyaslamaya rekabete hırsa soktuk. Sonrada Çocuğunu mutsuz görünce hemen tekrar mutlu etmek için çoğu zaman maddiyatta büyük, ruhsallıkta pek bir önemi olmayan çabalama sürecine başladık, her istediğini yerine getirerek.

  Bu durum prensipte gayet iyi görünse de işin dozunu kaçırdık. Anında ve neredeyse zahmetsiz ulaşılan  her şeyin kıymeti de pek fazla olmadığını, yaptıklarımızla ‘ben herkesten, her şeyden daha üstünüm ve önemliyim düşüncesiyle egolu,bencil çocuklar haline getirdik. Ötekini düşünemeyen, önemseyemeyen, empati kuramayan, ruhsal   gelişimine engel olduğumuzu farketmemekle beraber, ileriki zamanlarda çocuğun daha pasif kalan, özgüveni düşük, bağımlı kişilik geliştirmeye yatkın, korkak, sorumluluk almakta güçlük çeken, benlik hırs kıskanç saygısı düşük bireyler olmalarına zemin oluşturduğumuzu unuttuk. Çocuğu mutlu edelim derken cocugu mutsuzluk girdabına soktuk.

   Çocuklar mutsuz değil,çocukları anlık mutluluk vererek mutsuzluğa iten ebeveynler var...

 Asıl önemli olan sey; çocuğun onlarca arkadaşı, öğretmeni, birçok amcası, dayısı, teyzesi ve kardeşi olabilir. Ama sadece bir tane anne-babası var, o yüzden çocuğun anne-babayla bir konum farkı olduğunu bilmesi gerekir. Bizler,hatalarımızın nerde niçin nasıl yaptığımızın veya yapamadığımızın  farkındalığı ile ebeveyn olmaktan korkmadan, bu durumu  doğru bir şekilde nasıl çocuğumuza idrak ettirir onun özgüvenli, sağlıklı, sosyal, ruhsal ve  insani değerleri, ahlaki gelişiminin iyi olabilmesi için, mutlu birey haline getirebilmenin çözüm yollarını aramalı ve uygulamanın çabasını vermeliyiz…

Çocuğu bu mutsuzluktan kurtarabilmek için  hepimize birkaç   nacizane  fikir önerileri;

Çocuklarınıza sürekli kıyafet almayın, ihtiyacı olduğunda arada bir kıyafet alın ki bunun kıymeti olsun. Yeni bir kıyafete kavuşmanın mutluluğunu yaşasın.  

Çocuklarınızı oyuncağa boğmayın. İstediği bir oyuncağı hemen almayın. Para biriktirerek ve bir emekle oyuncaklara kavuşmasını sağlayın ki kıymetini bilip, o oyuncakla oynamaktan mutlu olsunlar.  

Çocuklarınızın önce acıkmasını sağlayın, daha sonra yemek yedirin. Sürekli bir şeyler atıştıran ve karnı hiç acıkmayan çocuklar, onlar için hazırladığınız yemeğin kıymetini bilmezler.  

Fiziksel olarak onları yoracak işler yaptırın, böylece evde boş oturmanın bile bir mutluluk kaynağı olabileceğini öğrensinler  

Çocuklarınızın negatif duygularını, onları hemen onarmaya çalışmadan ya da kişisel almadan tölere edin. Duyguları yemekle, hediyelerle ya da elektronik aletlerle takas etmeyin  

Sürekli peşlerinde olup çocuklarımızı üzgün hissetmekten korumaya çalışmayın, bırakın kendi duygularıyla baş etmesini öğrensin
Çocuklara sorumluluk verilmeli ve günlük ihtiyaçlarını kendilerinin yerine getirmesini sağlayın.  

Hayır kavramını olmazları olumsuzlukları anlatarak onlara hayatın zorluklarını da tattırın.  

Çocuklarınızın güçlü yönleri hakkında konuşun, zayıf yönleri hakkında konuşmayın.

Başka çocuklarla iyi veya kötü kıyaslama yapmayın.  

İyi bir dinleyici ve gözlemci olun.  

Etik, duygusal manevi değerlerin güzelliklerini anlatıp yaşatın ki mutluluğun mutlu etmenin yaşamın en güzel kalıcılık isteyen yanı olduğunu anlaya bilsin...


Mutlulukla kalın…..

Yorum Ekle
İsim
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.