DEVLET DEDİKLERİ

Bir kez daha farkına varıyoruz ki; devlet bu milletin olmazsa olmazlarındandır. Tarih boyunca “fenafiddevle”yi yaşayan bu millet, hükümdarın zatında devlete önem atfeder. Hükümdarın hükmü, şahsından değil; devletin gölgesinde adaletle yer tuttuğu sürece varlığını devam ettirir.

Devletin bekasını faniler üzerinden okumaz bu millet. Yöntemi önemser, devlet varlığının kutsallığını önemser. Devlete varlığımızın devamı, teminatı diye bakar. Tüm bunların yanında “Allah devlete zeval vermesin.” duasında Türk devletinin milleti nezdindeki misyonunu görürüz.

Devlet gündelik siyasetten öte, sınırları ve hayalleri aşan bir perspektifi önceler. Tarihte ayak bastığı her toprak, sözünün değdiği her sema, gelecek nesillerin programına nakış nakış işlenir.

Hükümetler gündelik hayatın tanzimini ve emniyetini sağlarken, devlet bin yıl öncesinden bin yıl sonrasına yazdığı ve yazacağı destanları terennüm eder. Hangi coğrafyada, nerede bir ateş yanıyorsa o ateşi söndürecek iradenin adıdır devlet. Devlet bizatihi iradedir zaten.

Bugün Doğu Türkistan, Myanmar, Filistin, Afrika, Yakutistan’dan Avrupa’nın içlerine doğru neresi varsa; Türk devleti manen ve madden varlığını oralarda hissettirecek iradenin adıdır. Bu hissiyatın ve bilincin önünde hiçbir uluslar arası analiz duramaz. Makro veya mikro ne kadar ekonomik safsata varsa devlet olma bilinci karşısında yalnızca birer istatistiktir. Başkalarının yazdığı oyunda neden müflis tüccar ben olayım.

15 Temmuz sonrasında devletleşen fertlerle, tüm tarihî birikimleri, medeniyet birikimleriyle bin yıl sonrasına Türk milletinin azmini ve vizyonunu göstermeliyiz.      

Kimse kusura bakmasın ama “Ya devlet başa ya kuzgun leşe…”

Bir Kitap tavsiyesi; Fatih Şeker’in kaleminden “Türk Dikkati”…