Mesul ve otoriter devlet diyor, Nurettin Topçu. Mesul, yükümlülüklerini yerine getiren devlet, otoriter ise yükümlülükleri bağlamında hesap sorma kabiliyetine sahip olan devlet. İnsanlarına “an”ın vacibi gereğince imkanlar sunan, insanından bu imkanlar karşısında duyarlılık ve fedakarlık bekleyen bir iradedir devlet.
İnsan ve devlet ilişkisi bağlamında yukarıdaki paragrafta mezkur ifadeler zamane insanına neler ilham ediyor, bu konuda söylenecek sözler mahduttur. Zamanenin devlet algısının yoğun bir erozyona uğradığı bir gerçek. Ne kalbinde ne aklında devlete dair bir anlam yoğun tavır ve düşünce geliştirmiş. Böyle bir hal ile yeniden devlet kurgulamak zor görülüyor. Mevzuyu yalnızca bir iç siyaset pratiği olarak görürsek devlet algısı sittin sene bir farklılık arz etmeyecektir.
Bu yüzden devlet adamlarının ve aklı işlek, yüreği yangın okuryazar takımının devlet algısı üzerine yoğun eser vermek ve programlar düzenlemek yükümlülüğü vardır. Çünkü gelecek, gündelik siyasetin değil, devletin zamanaşırı vemekanaşırı siyasetinin erkiyle kurgulanır. Böyle bir devlet de, iradeli ve kendinden emin kadro ile oluşur. Bilinç düzeyi yüksek bir okuryazar tabakasının elinde tuttuğu ve yönlendirdiği halk da huzuru ve geleceği rahatlıkla bulabilir.
Yeni devlet mutlaka kendi geleceği adına geriye bakmayacak bir kadro kurmalıdır. Parti siyasetinin acilen bitmesi gerekir. İdeolojik bir zihin ve inanç düzlemi gelecek adına pek de olumlu bir projeksiyon çizmemektedir. Yeni devlet bunun yanında demokrasi fetişinden de uzak durmalıdır. Erdemli bir siyasetin memlekete şamil olabilmesi için demokrasi ilkelliğinden ivedilikle el çekilmelidir. Demokrasi partilerin kendi varlıkları için putlaştırdığı bir totemdir. Paramparça yürek ve akıllara demokrasi yalanıyla gelecek pazarlayan partilerden sıkılmadınız mı?
Seçim demek demokrasi demek değildir. Milletin iradesi adanmış yüreklerle temsil edilmelidir. Seçilmişlerle değil. Particilik geleceğin yok edilmesidir.
Devletli gelecek için, merhaba erdemli insanım.